Danışmanın önünde bekliyordum. Koridorun sonunda Minayla Bahar göründü. Mina beni görüp gülümsedi. Kalbimin sıkıştığını hissettim. Zoraki gülümsemeye çalışıp el salladım.
Bahçeye çıktık. Minanın arabası olması iyi bir şeydi. Mina nereye gideceğimizi biliyordu. Dikiz aynasından arkaya baktım.Gözgöze geldik. Hemen bakışlarını kaçırdı. Bende önümdeki yola dikkatimi verdim . Ama arada sırada bana attığı kaçamak bakışlar huzursuzdu.
Kumsala geldiğimizde hepimiz arabadan indik. Hala o huzursuz bakışlara maruz kalıyordum. Mina denizi görünce Baharı unutup koşmaya başladı. Küçük bir çocuk gibi ayakkabılarını çıkarıp suya dizlerine kadar girdi. Kendi haline kahkahayla gülüyordu.
Baharla beraber kayığın üzerine oturduk. Ayaklarıyla kumun üzerinde daireler çizmeye başladı. Bakışlarımı Minanın duru güzelliğine çevirdim.
" Adı ne ?"
Sesi çok güçsüz çıkmıştı. Meraklı bir ifadeyle yüzüme bakıyordu. Meydan okurcasına omzumu dikleştirdim.
" Kimin adı ? "
Yeniden sessizleşti. Bende sustum. Bu oyun iki kişilikti . Mina yanımıza geldi.
"Ben çok acıktım , bir şeyler mi yesek?"
Bahar bana baktı. Gözlerinden istemediği anlaşılıyordu.
" Mina ben baharla kalabilirim .Hem sohbet ederiz . Sen bizede yiyecek alırsın ?"
"Peki siz ikiniz uzaklaşmayın buralardan !"
Mina gidince Bahar ayağa kalktı. Mina gibi o da ayakkabılarını çıkardı. Suyun içine girdi. Bende peşinden gittim.
" Nasıl bir his ?! "
Oktayla ilgili olan sorular sorması mantıksızdı. Oktayı kimse bilmiyordu.
" Ne dediğini anlamıyorum."
" Anlamazlıktan geliyorsun ."
Sesi uzaklaştığı için boğuk çıkıyordu.
" Biliyorum ."
Gerçeklik bütün vücudumda şok etkisi yarattı. Devam etti.
" İki tanesin. Aynı ışıl gibi , ama sen şanslısın . "
Sudan çıkıp kayığın olduğu tarafa doğru hızlı adımlarla ilerlemeye başladım. Hışımla yere oturdum.
Koşarak yanıma geldi. Bu sefer kenara sıkışan bendim. Oda bunun farkındaydı. Eteğini toplayıp yanıma oturdu.
" Sana şanslısın dedim , o kadar sorunlu durmuyorsun ."
" Kapa çeneni !"
Alınmış gibi kollarıyla kendine sarıldı.
" Biz deli miyiz ?"Sorduğu soru beni afallatmıştı. Ama cevabım hazırdı. Çünkü bunu bende düşünmüştüm.
" Değiliz. Sadece farklıyız ."
" Deliler; deli olduklarını inkar ederler. "
"Oktayı nasıl anladın ?"
"Demek adı Oktay , auraları okuyabiliyorum . Sende üstüste binmiş iki tane var . Işılda dört taneydi mesela ... "
" Bunu kimseye söyleme , ciddiyim Mina dahil kimse bilmiyor . "
Vücudunu bana döndürdü. Dizleri dizlerime değiyordu.
" Onunla konuşabilir miyim ? "
Tabi prenses , emredersiniz bende sirk maymunuyum isteyenle fotoğraf çektiriyorum.
" Oktay kapa çeneni ."
" Benimle konuşabilirsin Işılla iyi anlaşmıştık. "
" Peki distimi olmak nasıl ?! "
"Ben distimi olamayacak kadar kötümserim , yaşama sebebim yok "Elbisesinin kollarını sıyırdı. Onlarca kesik vardı. İstemsizce kollarını tuttum.
O arada Mina gelmiş korna çalıyordu.
Ayağa kalkıp üzerimdeki kumları silktim. Arabaya doğru giderken ellerimle kayığı gösterdim ." Bahar burası buluşma yerimiz."
Anlamamış gibi yüzüme bakıyordu.
" Yarın saat birde "
Gülümsedi. Kalbim tekledi. Ama sanki benim hislerim değildi bunlar.
Baharın güldüğünü gören Mina dikiz aynasından bana dudaklarını sessizce oynatarak teşekkür etti .
~~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tuhaf Adam
Teen FictionKişiliklerim birbirleriyle yaşamayı öğrendi , gidecek bir bedenleri olmadığını anladı en sonunda ...