Doktor sözünü bitirdiğinde anneme bakma gereksinimi duydum bir anda. Baktım da zaten. Gözleri dolu dolu o da bana bakıyordu. Sanki bir şey düşünüyormuş gibi. Ben ise sadece bakmakla yetiniyordum. Sanki dilim tutulmuş,beynim düşünme yetisini kullanamıyor gibiydi,uyuştum bir anda. Daha sonra sanki mümkünmüş gibi tüm gerçekler beynimde bir şimşek gibi çaktı ve kendini belli etti gerçekler. Peki bundan sonra nolucaktı ? Napacaktım ? Peki ya gruptaki son olanlar ? Hepsi beynime baskı yapıyor gibi hissettim bi an. Ben bunları düşünürken odaya bizim grup (!l geldi. Mercan:
"Ada,iyi misin ?"demekle yetindi ben ise konuşmak yerine başımı salladım. Gerçekten şuan kendimi kalabalağın içinde kimsesiz gibi hissediyorum. Kafamdaki düşünceler gitmiyordu delirecem şimdi napıcam ben ya. Neyse bizim eve gitmek için hazırlandım. Grup,annem ve ben eve beni buraya getiren yeni tanıştığım arkadaşım ise çoktan gözden kaybolmuştu.
========================================
Eve geldiğimde anneme iyi olduğumu ve beni bizim grupla yanlız bırakmasının benim için iyi olacağını söyledim ve gidip dinlenmesinide eklemeyi unutmadım. Canım sanki bunu dememi bekliyormuş gibi sesini çıkarmadan gitti. Sonuçta o da insan ve yoruluyor kim bilir kafasından ne düşünceler geçti ve güzel ruhunu daralttı. Gruba gelicek olursak olaylar şu şekilde oldu ;
Ben gayet soğuk bir şekilde "nasıl oldu da yanıma geldiniz ?"dedim onlarda bir mırın kırın ettiler tek tük sesler çıktı bende dahada sinirlenerek "söylesenize o kızın yanına gitseydiniz Ada kim ki ? Onun yanında olmanız gerekirdi benim yanımda değil" Mercan bana saçmalama der gibi baktı yeter ama herkes susuyordu dayanamadım "yeteer ama konuşun anlatın susumayın diye" bağırdım ve Ömer'e dönerek "anlat"dedim o ise başladı anlatmaya..
"O kız senin bizden bir şeyler sakladığını anlatıyordu kantinde bizde sana sinirlendik ve geldiğinde öyle hiç ses çıkarmadık zaten sonra sende gittin ve burdayız." Ne ? Ne yani beni dinlemeden anlamadan yargıladılar mı ? "Beni hiç tanımamışsınız hemde hiç. Keşke banada sorsaydınız yada gelip direk söyleseydiniz. Hadi söyleyin şimdi neyi saklamışım ben sizden ?"
Can "O'nun bize yani Bora'nın sadece taşındığını söylemiştin fakat aslında senin yüzünden KAÇIRILMIŞ,sen s-sen nasıl birisin ?" duyumlarım karşısında şok oldum dilim tutuldu. Tek kelime edemedim. Ben bunları düşünürken gözlerimden akan yaşı hissetmedim bile. Hissetmeyi bile bırakın o an ne yaptığımı bile hatırlamıyorum. Gerisini de keza öyle..
******************************************
Mercan'dan
Can'ın söylediklerini düşünürken kalbime bıçak saplanıyor gibi hisettim sanki kalbimi sıkıyorlar gibi. Daha sonra Ada'ya bakmak için kafamı çevirdiğimde ise ağlayan bir Ada ile karşılaşmak beni mahvetti beynime baskı yaptı anlatamıyorum bile derken Ada bir anda yere düştü. "Ada olamaz ! Ada kalk ada iyi miisin?" derken burnundan kan geldi. Ömer hemen 112'yi Ayça ise Emine teyzeye haber vermeye gitti. Bayılması normal ama kanaması hiç iyi değil helede kanser olduğunu öğrendikten sonra.
Hastaneye apor topar gittik. Aklımdaki tek düşünce Ada'nın iyi olmasını istediğimdi. O kız Bora'nın onun yüzünden yani sayesinden kaçırdığını anlatırken acı çektim,kalbim sıkıştı derlerdi inanmazdım kalp nasıl sıkışır ? diye ama öyle olmuyormuş koskocaman bedende yumruk kadar kalp sıkışabiliyormuş. O anlattıkça kendimi kötü hissettim çünkü benden bilmemezlikten geldim aslında olayın içinde de bizzat ben vardım ama kahrolası dilim diyemedi bende oradaydım bende sakladım diye. Ada hep derdi bana zaten konuşmaktan korkuyorsun,korkma korkaklara ve konuşmaya korkanlara bu hayatta yer olmaz diye haklıymış. Benim canım arkadaşım her konuda olduğu gibi bundada haklıymış..
Doktor bi anda kapıyı açtı ve;
Durumu iyi sadece bir bayılma fakat kanser hastası bunu biliyorsunuz sanırım dosyasına ve veri tabanına geçen gün eklenmiş diyeceğim o ki klasik olucak ama üzüntüden,sinirden,stresten uzak durmalı yoksa erken teşhis şansını bile kaybedebilir hatta ve hatta hastalığı da ilerleyebilir.
Allah kahretsin ki haklı biz de neyimize güvenerek kızın üstüne gittik ki çok mu zor Mercan ha çok mu zor onun suçu yok kız çoğu şeyi yanlış anlattı demek. Ben doktorun yanına gittim ve biraz kanser hakkında bilgi verir misiniz ? Erken teşhis filan anlamadım kusura bakmayın. Doktor ise erken teşhis kanserde de olduğu gibi hemen hemen tüm hastaların o hastalıktan kurtulması için bir şansdır. Ada hanım bize 1-2 ay sonra gelseydi kanser vücudunda daha fazla yayılarak bizim işimizi zorlaştıracaktı. Fakat hastalığı tazeyken bize şans eseri bile olsa gelmesi çok çok iyi olmuş. Belki kemoterapiye girmeden kurtulabilir. Çok hasta gördüm ilaçla kanseri yenen. Saçları dökülmeden kanseri atlatan. Ada hanım da bunlardan biri olabilir. Ben ise teşekkür edip yorum yapmadan ve soru sormadan odadan çıktım. Çıktığımda bizim grup Ada'nın odasının dışında bekliyorlardı sadece Emine sultan içerde sanırım ben bizimkilere dönüp "sizin ile acil bir şey konuşacağım kantine inin" demekle yetindim ve kantine inmeye başladım. 5 dakka sonra herkes kantinde yerini almıştı ben ise "söze nasıl başlayacağımı bilmiyorum..nerden başlasam diye düşünüyorum düşünüyorum olmuyor..başlıyorum. O gün Melismidir nedir o kızın anlattığı çoğu yanlış ve eksikti. Şimdi size doğrusunu anlatacağım. Diyerek söze girdim ve işin aslını astarını anlattım. Sözümü bitirdikten sonra yüzümü yüzlerine çevirdim ne tepki verdiklerine bakmak için çoğunun gözünde şaşkınlık,kırgınlık ve öfke vardı. Can ise "ona yüklenmemeliydim"diye mırıldanıyordu. Ayça yeter artık sus Can olan oldu mırıldanmayı kes diye bağırınca hepimiz yerimizden sıçradık. Ve Ayça çekip gitti o an yanımızdan. Kalanlarda birinin gitmesini beklermiş gibi gittiler..
Kaldım tek başıma aynı Ada gibi. Çok çok fazla işler karıştı. Bir kere bu grup bunu ne zaman, nasıl,nerede atlatacaktı ? O kız bunları nereden biliyordu ? Ve en en önemlisi ise Ada ? Onun bu hastalığı ne zaman biticekti? Yada bitebilecekmiydi ?Kısa bir bölüm oldu farkındayım ama el mahkum.
Bayadır bölüm yazmamamın sebebi okulun olması sınavlar derken anca kendime geldim. Ve buradayım umarım bol okumalı zamanlar geçirirsiniz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Limonata Ağzı
Novela JuvenilDostluğun başına gelenler. Ah pardon dostluklarının başına gelenler. Neler başlarına gelmedi ki ? Bizimle misiniz ? Birlikte gülmeye,ağlamaya ne dersiniz ? Ada'dan; Yumruk kadar kalp,vücutta da sıkışabiliyormuşsa demekki..