DÜZENLENMİŞTİRKeyifli okumalar.
Zil sesinin olmamasına rağmen aniden açılan gözlerime mantıklı bir açıklama bulamazken yastığımın altında ezilmekten kurtulmuş telefonumu çıkardım ve saate baktım.
Saat henüz erkendi, bunu fırsat bilerek bir sabah yürüyüşü yapabilirdim sanırım.
Odam yere kadar uzanan pencerelerin aksine siyah perdelerim yüzünden fazla aydınlık değildi.
Yavaşça perdeleri açtım ve camın dışında ufak bir pay bırakan çıkıntıya çıkıp ellerimi korkuluklara yasladım ve temiz havayı derince içime çektim.
Etrafta göz gezdirirken karşı binanın camında bana çok tanıdık gelen birini fark etmemle uğramayalı çok olmayan yumru boğazımın en dar köşesinde yerini aldı.Bu...Evet!Bu kişi tamda kafasını yardığım kişiyle aynıydı!!!Onu görmemle içeri girmem bir oldu.
Çok kötü hissetmiştim.Dün hem kafasını yarmıştım, hem saatlerce başımda bekletmiştim, hemde sevgilisine karşı kötü duruma düşürmüştüm galiba.Özürmü dilesem acaba diye düşünmeyeceğim bile çünkü daha tanışalı 1 gün oldu ve ilk günden herşeyi berbat ettim. Hangi yüzle karşısına çıkmayı planlıyorumki?
"İpeek kızım hadi kahvaltıya gel birşey söyleyeceğim..."
Annemin yanına gittim ve "Söyle anne"dedim sabırsızlıkla.
"Kızım yan villadaki komşumuzla beraber bahçede kahvaltı yapacağız hemen hazırlan."dedi.
Hemen odama gidip hazırlanmaya başladım.Hangi yan komşu anlamamıştım ama umarım iyi anlaşırdık.Şimdiden çook heyecanlıyıım...
Koşarak bahçeye inmeye başladım umarım çocukları kızdır umarım aynı yaştayızdır umarım arkadaşım olur umarım eyleni-
Taki yere yapışana kadar bunları düşünüyordum...
Bi an kahkaha sesleri duydum.Olamaz!Daha tanışmadan rezil olmuştum.Ve bu kahkaha sesleri istemsizce atılıyormuş gibiydi.Evet işte bu cidden sinirimi bozmuştu!tüm saçlarım önüme saçılmıştı.Saçlarımı arkaya atıp üstümü silkeledikten sonra masaya ilerlemeye başladım ki masada bana gülen kişiyi gördüğüm an beynim bir kez daha error verdi.
Saç diplerime kadar utanç hissinin verdiği bir uyuşukluk hissettim.O çok tanışmak istediğim ve bir o kadarda merak ettiğim kişi meğerse Can mış!Yanaklarımın kızardığını şimdiden hissedebiliyordum.Annemin sesiyle irkildim yürürken bile dalmışım yahu!..
"İpek dikkat etsene kızım yürürken havaya mı bakıyosun?
Akşam olmadan sofraya oturabilecek misin hadi artık."Annemin bu sözleri üzerine haklı olduğunu düşünüp daha da hızlandım ama bacağımın acısı yüzünden ne kadar hızlanabilmiştim bilemiyorum artık...
Masada Can'ın annesi babası ve benim annem babam beraber karşı karşıya oturmuşlardı.Bende Can'ın karşısına oturdum.Kıkırdıyordu.Sinirlerim bozuldu ama kendimi tutmaya çalıştım.bana bakıp bakıp kıkırdadığını hissediyordum artık dayanamadım ve "Gülmeyi kes."diye tısladım.Kendini zorlayarak durmaya çalıştı.Alel acele yemeğimi yemeye başladım.Bir an önce odama çıkıp kendi başıma kalmak istiyordum.Görmemişler gibi yemeğimi yemeye başladığım sırada Can'ın "Yavaş ye boğulacaksın" sözüyle yemeğim boğazıma takıldı hemen portakal suyumu sömürdükten sonra afiyet olsun diyerek masadan uzaklaştım.
Odama çıkıp banyoya girdim.
"Sinir ya bu çocuk! Tam bir pislik!
Ya bu çocuktan kurtuluş yokmu? Nolur sanki aklı başında birisiyle tanışsam karşılaşsam?"Banyodan çıkıp yatağıma doğru tam bir adım atacakken çığlığı basıp geri sıçramam bir oldu.Can malı yatağıma oturmuş, bana Almanya'dan ablamın gönderdiği cadılar bayramına özel maskeyi takmış duruyordu.Maske kocamandı ve üst bölümünden yukarı diken gibi uzanan parçaların üzerinde çıngıraklar vardı ve oldukça korkunç bir görüntüsü vardı.Can gülerken yatağıma uzanıp kahkahalar atmaya başlayınca sabrımın sınırı çoktan taşmıştı.kafasına yastık fırlatmamla iyice gülmeye başladı."Çık odamdan çabuk!"diye bağırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOYU ŞİFRE (DÜZENLENİYOR)
Novela JuvenilCan ben ölüyorum galiba ölmeden beni affettiğini söyle sana levyeyle saldırdım arabanı da çizdim. Ağlamaya başlamıştım Can ise gülüyordu. "İpek manyak mısın?İçmişsin işte yarın birşey hatırlamayacaksın Boş yere öldüğünü zannetme komik duruma düşürüy...