ep1: "beginning."

9K 454 111
                                    

·pl: Kadebostany - Castle In The Snow

* * *

"Bugünün manşetine bakmak ister misin?"

Rahşan'ın suratındaki memnuniyetten uzak ifade beni tedirgin ederken iştahımın kaybolduğunu hissettim. Çatalı masaya bıraktıktan sonra Rahşan'ın önüme bıraktığı gazeteyi aldım ve nefesimi tutup büyük puntolarla yazılmış haber başlığını okudum.

"Tolga Sarı-Taş ile!"

Kafamı kaldırıp ters ters Rahşan'a baktım. "İyi de, bunun benimle ne alakası var?"

Çokbilmiş bir ifadeyle dudaklarını büzüp, "Okumaya devam et." dedi.

Dediğini yapıp kendimi haberi okumaya zorladım. Sanki devlet meselesiymiş gibi iri iri yazılan başlığın hemen altında yazılanlar aynen şöyleydi: "Tolga Sarıtaş dün gece güzeller güzeli Tuğçe Karabacak ile birlikte görüntülendi. Ünlü güzel birkaç hafta önce Show Tv'de yayınlanmaya başlayan 'Aşk Laftan Anlamaz'ın Didem adlı karakterine hayat verirken, aynı projede yer alan bir diğer isim tüm dikkatleri üzerine çekti. Yakışıklı oyuncu Tolga Sarıtaş'ın bu hareketi ile aynı dizide yer alan Hande Erçel'e nispet yapıp yapmadığı ise şimdiden merak konusu oldu!"

Son cümleyi anlayabilmek için içimden birkaç kez daha okudum. Zira bunun anlaşılabilir bir yanı yoktu.

"Güneşin Kızları biteli neredeyse aylar oluyor ama birileri hâlâ şu HanTol saçmalığı üzerinden prim yapmaya devam ediyor. Bu saçmalık! Söylesene Hande, bu nereye kadar böyle gidecek?"

"Sakin olur musun?" diye başlamakla yetindim ve gazeteyi masaya bırakıp masadan kalktım. Bugün çekim yoktu, dolayısıyla güzel bir kahvaltıyla keyif yapmak istemiştim. Yoğun bir çekim haftasından sonra bu en doğal hakkımdı, değil mi?

Rahşan dilini tutamayıp kafamı şişirmeye devam ederken ellerimi saç diplerime masaj yapmak için kullandım. "Ayrıca Tolga'ya da aşk olsun," dediğinde duraksadım. Gözlerimi ona çevirirken söylenmeye devam etti. "Yani...o kızın seninle aynı dizide oynadığından haberi yokmuydu sanki?"

"Tolga işi gücü olmayan biri mi Rahşan? Nereden bilebilir? 7/24 beni takip edecek değil ya."

"Aslında haklısın," dedi, az önceki halinden eser kalmamıştı. Daha yumuşak bir ses tonuyla ekledi. "Kimlerle takılıp takılmayacağını bize soracak değil. Of, her neyse bugün yeni bir proje üzerine bir buluşma yemeği var. Kahvaltını yaptıysan hazırlan da çıkalım. Geç kalmak istemeyiz değil mi?"

Dudaklarına şirin bir gülümseme yerleştirip bana baktı. Bir gazeteye bir de ona bakıp gülümsedim ve hazırlanmak üzere odaya çıktım.

* * *

Bu teklif yemeği için seçilen yer Maslak'ta gözlerden uzak bir noktadaydı. İçeriye girer girmez ferah bir okyanus kokusu eşlik etti. Dudaklarımı birbirine bastırıp keyifle bu hoş kokuyu içime çektim. Bize gösterilen masaya doğru ilerlerken enfes okyanus kokusu da gittikçe yoğunlaştı.

"Bu kokuyu evimde de istiyorum," diye mırıldandım. Telefonuyla uğraşan Rahşan kafasını kaldırıp bana baktı. "Bir şey mi söyledin canım?"

"Hayır," dedim hemen. "Bir şey söylemedim."

Tebessüm edip ne ile uğraşıyorsa onunla ilgilenmeye devam etti. Toplantı havasından uzak, üzerinde rengarenk kutular ve süslemeler bulunan ahşap masanın önüne geldiğimizde kolumla Rahşan'ı dürttüm.

Çok çabuk bitsin istiyordum, yoğun bir iş takvimi değil de, evime dönmek ve rahat bir uyku çekmeden önce kedilerimle vakit öldürmek istiyordum.

Islak İmza // hantol Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin