T~S8

190 13 0
                                    

Odanın içinde ilerlerken dışarıdan gelen sesle Denizin arkadaşlarının yanına geldiğini anlamıştım . Karşıdaki duvarın önünde durup Deniz in gülerken çekilmiş fotoğrafı gözlerime ilişmişti.

Parmaklarımı fotoğrafın üzerinde gezdirerek onun yüzünde beliren yanağındaki hamlesinde parmakların istemsiz durmuştu ve sanki o fotoğraf gerçekmiş gibi gamzesini okşuyordum .
Dahada ileriye yürüyerek çerçevenin içerisinde onun kabartmalı fotoğrafının önünde sıkılmıştım şimdi de ..

Bu oda ne için ve neden burdaydı onun fotoğrafları . İçeriden kıpırtılar gelince Denizi götürdükleri anlamıştım . Binlerce fotoğrafların arasından gözümü ve bedenimi çekip çıkartmıştır oradan . Odanın kapısını açıp diğer odaya girdim burada da küçük olmasına rağmen neredeyse herryerde onun fotoğrafları vardı bu beni daha çok sınır ediyordu.

Cenkin Denizle ne gibi bir ilişkisi vardı , sevgililer mi desem olamaz çünkü deniz onunla dans ederken rahatsız bir şekilde kıpırdanıyordu . Çok yakın arkadaş olmalarına da ihtimal vermeyerek onun bir takıntısı olduğuna kanaat getirmiştim .

Odada yatağın başlığında duran digital çerçeveye gözüm kaymıştı . Oradada o vardı ve ilk tanışmamış , ilk bana güldüğü an diye bir sürü sıralamalar doluydu ben içim içimi yerken odanın kapısında Cenk beliri verdi.

Koşar adımlarla yanına gitmiştim . Ondan bir açıklama bekliyordum evet bu saçmalıklara bir bahane ama olmuyordu karşımda zırvalayıp duruyordu .

- Ben onu çok seviyorum onu ilk gördüğümden beri .

+ Sen onu sevmiyor sen ona erişemediğini için onu hazine gibi görüyorsun se..
Konuşurken sözümü kesip

- böyle bir şeyin ihtimal konusu bile yok ondan gerçekten hoşlanıyorum bu hoşlanmanında ötesinde ben ona aşk ile bağlıyım.

Ona histerik bir gülüş atarken

+ sen dediğim gibi öyle zannediyorum ama sen takıntılı bir ruh hastasısın

- bu konu seni neden ilgilendiriyor bu kadar bu benim meselem ve sen bu meselenin dışındaki bir gözlemcisin ayrıca bugün onu sevdiğini söyleyip arkadaş olmak için teklif edeceğim

Bunu dediğinde sinirimi de atamadığım için ve vücudumda da tutamadığım için ona yumruk atmıştım . Bunu daha ben bile içimdeki fırtınanın adını bile bilmediğim bir konuda onun bu şekilde gün yüzüne çıkarması beni kızdırmıştı .

Histerik bir şekilde gülerek benim ondan hoşlandığını ima etmişti ve onunla konusacağını .Bunun içinde bir yumruk atıp oradan çıkmıştım .

Deniz

Saate baktığımda saat beşe geliyordu yavaş yavaş gün ışımaya başlamıştı. Kendimi yataktan zar zor olsa da dışarıya atıp ayağımı sürüye sürüye mutfağın yolunda ilerliyordum. Sabahları kalktığımda canım normalde yemek istemezdi ama bugün kahvaltı yapmak geliyordu içimde bir şeyler hazırlayıp kahvaltısı yapmıştım .

Bir saat kadar vaktim geçmişti bugün kendime özen vermek istiyordum . Okul formasını giyip yüzüme makyaj yapmak için aynanın karşısına geçmiştim .İlk saçlarımı yukarıdan sıkı bir at kuyruğu yapıp gözlerime eyeliner çektim ve yüzüne krem sürüp dudak balımı da ilave edip dudakalarıma makyajımı bittiğini anladım . Saçlarımı açıp düz yaptım ve işte okul saatin gelmişti çantamı hazırlayıp dağınıklıklarımı biraz da olsa toplamak için yatağımın üzerindeki kıyafetleri dolabına tıkıştırmıştım . Saate baktığımda derse başlamaya çok az kalmıştı ve ilk ders edebiyat idi ve ben derse geç kalmak istemiyordum hala onunla dans ettiğim aklıma gelince utançtan yanaklarındaki kızarıyordu.

Ayakkabılarını giyip deri ceketimi elime alip çantamıda tabiki kapıyı kapattım . Koşarak durağa gittim ve otobüse yetiştiğine sevinmiştim . Binip okula gitmeye başladım .

Barkın

Bu ses bana çok iyi geliyordu . Kendimi düşünceli ve çıkmaz bir duygu karmaşası içinde hissettiğimde elime kemanımı alıp çalıyordum. Bu bana iyi geliyordu bir de sert türk kahvesi .

Bazı insanların olmazsa olmazları vardır ya benim de işte bunlardı olmazsa olmazım. Kaslarımın gevşediğini hissediyordum .

Üzerime kumaş pantolon , içime tişört ve ceketimi de üstüme geçirip saçlarımı doğal haliyle bırakıp tarama gereği bile duymadan arabanın ve evin anahtarını alıp çıktım . Okula beş dakikada gelmiştik evim yakın sayılmasada hız tutumdan dolayı çabuk gelmiştim .

Sınıfa girdiğimde gözlerim denizi arası ama yoktu ve görmemek gereken kişi de onun aksıne burdaydı. Cenkın yüzünde bir kâc tane morarma vardı ona bakarken çizdiği resim edasıyla yüzüne bakıyordum muship bir bakışla.

Aceba deniz neden gelmemişti . Dün ile ilgili bir şey mi öğrenmişti yoksa . Belki onunla aniden dans etmem onu uyandırmıştı ve ondan gelmemişti derken sınıfın kapısı birden açılınca kapıda beliren denize bakmıştım .

Çok masum duruyordu hafif kızaran yanaklarıyla ve yaptığı göz makyajı ile ortaya çıkardığı gözleri ile çok güzel gözüküyordu . Panik yapmıştı birden içeriye girdiği için özür dileyip yerine oturdu.

Ben onun gözlerine dalarken arkadan cenkın sesi ile "hocam ders yerine denizi mi işiyecez" dediğinde gözlerimi denize çevirmiştim ve herkeste ama kimse alamamıştı benim dışında bende "istiyorsan seni işleyelim "dediğimde bu sefer şaşıran o olmuştu " nasıl "demişti.

Bende onu tahtaya çıkararak sözlü yapmıştım . Sonucu tabiki de hüsrandı.

Yerine oturduğunda imalı imalı bakıyordu bende ona baktığımda gözlerini çekip denize dönmüştü bende denize döndüğümde elini çenesine dayamış ve beni izleyen denizle göz göze gelmiştik .

Sanki o bana dalmıştı . Bunu fark edip gülümseyip yanağına doğru uzanıp makas almıştım . Oda şıçrayıp gözlerini bana dikmişti bende "sözlü sırası sende ama sen dalmışsın" . Dedim. Oda toparlanıp ayaklandığı da zil çalmıştı . Ben de ona sırıtıp iyi sıyırdın ikinci ders konu işleyeceğini demiştim.

Samimi bir şekilde gülerek benim nefesinin daralmasına yol açmıştı ...

İkinci derse girdiğimde Cenk ile denizi yan yana otururken görmüştüm. İçinde biraz da olsa kıskanma duygusu oluşmuştu ve onlara doğru yürümüştüm.

O gördüğüm gerçek olamazdı . Evet şimdi Cenk ile deniz elele mi tutuşuyorlardı ve Cenk mutlu gözükse de deniz aksine üzgün gözüküyordu .

Kahvem Olur Musun ? ( Tatlı ~ Sert)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin