Korku

210 11 1
                                    

Öylece bakıyordum ormana doğru. Sonra esen rüzgar ile üşüdüğümü hissettim. Eve girdim. Tekrar başım dönmeye başladı. Bu normal bir baş ağrısı değildi. Çok fazla ağrıyordu. Ve sanki vücudum uyuşmuş gibi, hareket edemiyormuş gibi hissediyordum. Dengemi sağlayamayıp yere düştüm. Çığlık atmaya başladım. Başımın ağrısı geçmiyordu. Miğdem bulanıyordu. Ne yapsam olmuyordu. Kafamın içinde sanki deprem oluyordu. Evde duyulan tek ses benim çığlıklarımdı. Belki de slendy'i arasam iyi olurdu. Ama telefonuma ulaşamıyordum. Her denediğimde başım daha da ağrıyordu. Gözlerimi kaparken başımda yankılanan bir ses duydum.
Beni hatırladın mı?
Yavaşça kalkmaya çalıştım. Vücudum inanılmaz derecede yanıyordu. Buna engel olamıyordum. Telefonuma zar zor ulaştım. Ve ilk numarayı aradım.
Bell:J-Jack...ahh...
Jack:eğer beni yine azarlıyacaksa- neden böyle konuşuyorsun? Birşey mi oldu?
Bell:S-slendy'e haber ver. B-başım...a-hh...
Devamını getiremeden telefon elimden düştü. Sonra tek duyduğum telefonda konuşan jack'di.
Jack:ALO. ALO. HEMEN SLENDY'E HABER VERİP GELİYORUM!!
~Jack'in ağzından~
Kahretsin! Beni sevmiyordu. Sevmeyecekti de. Bir katili kim severdi ki? Hem... Her neyse! Telefonum mu çalıyor ben mi yanlış duyuyorum? Bell?
Bell:J-Jack...ahh...
Jack:eğer beni yine azarlıyacaksa- neden böyle konuşuyorsun? Birşey mi oldu?
Bell:S-slendy'e haber ver. B-başım...a-hh...
Ses gelmiyordu
Jack:ALO. ALO. HEMEN SLENDY'E HABER VERİP GELİYORUM!!
Diye bağırdım ve telefonu cebime koyup hemen Bell'in evinin yolunu tuttum. Koşuyordum. Hayatımda hiç koşmadığım kadar hızlı koşuyordum. Eve gelir gelmez kapıyı kıracakmış gibi çalmaya başladım. Kimse açmadı. Birşey olmuştu. Geri çekildim. Girecek bir yer bulmalıydım. Sonra açık olan pencereyi gördüm. Hemen girdim. Bell orda hareketsizce yatıyordu. Ne olmuştu ona? Onu hemen kucağıma aldım. Ve evden çıkıp cp evine doğru yürümeye başladım. Hava kararmaya başladı. Bell'e baktım. Yüzü kıpkırmızı olmuştu. Ne olmuştu ona? Bunu ona kim yapmıştı? Sessiz bir şekilde mırıldanmaya başladı. "B-beni r-rahat b-bırak l-lütfen..."
Kimdi bunu yapan? Ne istiyordu Bell'den? Dar sokaklardan ormana doğru yürüdüm. Önüme çıkan 8 kişilik bir grup ile karşılaştım. Ellerinde tuttukları silahlara baktım. Bu beni korkutmuyordu. Sonra kucağımda olan Bell'e baktım. Alnından terler akıyordu ve çok gerilmişti. Bunu ona kim yapıyordu bulacaktım ve onu doğduğuna pişman edecektim. Adamlara tekrar baktım. Birisi öne çıktı ve konuşmaya başladı.
"O kucağında taşıdığın kızı bize ver. Eğer dediklerimizi yaparsan sana zarar vermeyiz"
Gülümsedim. Ama bu psikopat bir gülümsemeydi. Adamlar korkmuş bir şekilde bana bakıyordu.
"Önce beni ezmelisiniz" dedim. Hepsini öldürebilirdim ama kucağımda duran Bell'e ne olacaktı? Ona zarar gelmesini istemiyordum. Tekrar adamlara baktım. Kendilerinden emin bir şekilde bana bakıyorlardı. "Benden ne istiyorsunuz?" diye bağırdım. Adamlardan biri "senden o taşıdığın kızı bize vermeni istiyoruz" dedi. "Ona ne yapacaksınız?" diye sordum. Asla Bell'i onlara vermeyecektim. Asla! "Biz görevliyiz. Sadece bize söylenilen şeyi yapıyoruz" dedi. Demek ki bir efendileri vardı. "Efendiniz kim?" dedim. Adam "bu kadar soru yeter" dedi. Adamın biri ateş edince bir ağacın arkasına geçtim. Bell'i yere koydum. "Sana zarar veremeyecekler. Beni burada bekle" dedim ve adamlara saldırdım. Ne kadar silahları olsa da güçsüzlerdi. Bir tanesinin boynuna geçirdiğim bıçağımı aldım ve diğerine sapladım. Diğeri silah ile ateş edecekken ayağım ile silaha tekme attım ve adama bıçağımı geçirdim. Diğerini yumrukladım ve ağaca fırlattım. Bir diğerini ise, diğer adamlardan aldığım silah ile onu vurdum. İlk 5 tanesini hallettikten sonra arkama baktım. Adamın biri Bell'i kucağına almış ve kaçmaya çalışıyordu. Bıçağımı hemen o adamın kafasına fırlattım. Bu yaptığım çok riskliydi. Biliyordum. Bıçak Bell'e de gelebilirdi. Ama gelmedi. Adam kanlar içinde yere yığıldı. Hepsini hallettikten sonra Bell'i kucağıma aldım. Hala biri karşımda duruyordu. "Seni öldürmemiş miydim?" dedim. Adam bana baktı ve güldü. "Bu sadece başlangıçtı" dedi ve sonra aniden ortadan kayboldu. Tekrar Bell'e baktım. Biraz daha sakinleşmiş gibi görünüyordu. Ormanda hızlıca koşarak cp evine geldim. Kapıyı yine kıracakmış gibi çalıyordum. Açan Masky'di. "Ne old-" diye sormasına izin vermeden içeri daldım. "Slendy nerde!!!!!" diye bağırdım. Jeff "odasında" dedi. Hemen slendy'nin odasına girdim. Slendy kucağımda terler içinde yatan, gerilmiş Bell'i fark etti. Ve şu sözleri söyledi:
"İşte ben de bunun olmasından korkuyordum..."

Creepypastalar İle YaşamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin