Sabah uyandığımda neşeli uyanmıştım çünkü canım arkadaşım Aslı bizim okula geliyordu. Bu yüzden naz yapmadan kalktım ve banyoya gidip rutin işlerimi hallettikten sonra giyinmeye koyuldum. Giyindikten sonra saçlarımı da halledip aşağıya indim. Neyse ki servis gelmişti ve servis amcama günaydın deyip cam kenarına bir yere oturdum. Okula geldiğimizde direk Aslı'yı aradım ve gelip gelmediğini sordum. Yolda olduğunu söyledi daha fazla uzatmadan kapadım ve beklemeye başladım. Sınıftan bir kız kantine iniyorken onu durdurdum bende onunla birlikte kantine indim, kahve içmek iyi gelecekti. Kahveyi aldıktan sonra sınıfa çıkarken arkadan bir erkek sesi geldi. Arkamı döndüğümde o dörtlü gruptan birini gördüm. Bana bakıyordu fakat yanımdaki kıza ezici bir şekilde laf sokuyordu. Çöm olduğumuz için olsa gerek. Tabi bana bakıp ona laf sokması da bir hayli tuhafıma gitmişti. Neyse ki benimle uğraşmaması iyi hissettirdi. Çocuğun gözleri çok güzeldi ne yeşil nede mavi rengindeydi gerçekten büyüleyiciydiler. Tabi ben hala onun gözlerine donuk bir şekilde bakıyormuşum ki yeni kendime geldim direk gözlerimi ondan çektim ve önüme dönüp sınıfa doğru yürümeye başladım.
Sınıfa geldiğimde direk Aslı'yı aradım ve geldiğini bahçede olduğunu söyleyince direk bahçeye indim. Aslı'yı gördüğümde hemen ona sarıldım. Canım arkadaşım bir iki gün bile görüşmemiş olsak onu çok özlediğimi fark ettim. Aslı'nın babası müdürle konuşup bizim sınıfa gelmesi için ikna ettiğinden dolayı Aslı artık bizim sınıftaydı. İşte şimdi çok mutluydum. Sınıfa çıktık ve dersin başlamasına bir iki dakika olduğu için öğretmenin gelmesini bekledik. Ders bittiğinde ben her zamanki gibi acıkmıştım bu yüzden kantine indik ve ben yemek alıp yemeğe başladım tabi Aslı'nın " Yavaş öküz " gibi söylentilerini duymamazlıktan gelerek yemeğime devam ettim. Yedikten sonra Aslı'yla konuşmaya başladık ve bana birinin baktığını söyledi. Sınıftan biridir diye düşündüm kafamı o yöne çevirdiğimde o dörtlü gruptaki mavi yeşil gözleri olan çocuğu fark edince şaşırdım. Gözlerimi ondan çekip önüme döndüğümde adeta şoktaydım. Fakat bunun nedenini bilmiyordum. Heyecanlanmıştım ama neden ? Bu çocuk ne yapıyor bana böyle. Saçmaladığımı fark edince kafamdaki her şeyi silip Aslı'yla beraber kantinden ayrıldık. Dersler bittiğinde Aslı'nın babası Aslı'yı almaya gelmişti çünkü daha servis işini halletmediği için bizimle gelemiyordu. Umarım yarın hallolur ve bizimle gelir. Diye diledim içimden. "Görüşürüz bir tanem " deyip Aslı'yı öptüm ve oda "Görüşürüz bebeğim akşam konuşacağız uyuma sakın" dedi ve yanımdan ayrıldı. Bende servise doğru yürümeye başladım. Servise gelip tek kişilik bir koltuğa oturdum kulaklığımı takıp camdan dışarıyı seyretmeye başladım. Birden kulaklığımın çekilmesiyle irkildim ve camdan gözlerimi çekip kimin yaptığına baktığımda baş ucumda yine onu gördüm. Hani şu gözleri mavi yeşil olan dörtlü gruptaki. İyi de bunun bizim serviste ne işi var ? Aklımdaki soruları kenara itip ona " Ne oluyo ya ? " dedim. Oda ;
"Servisteki şarkı yetmiyo mu ?" deyip gülümsedi. " Ben kendi şarkılarımdan dinlemek istiyorum." deyip kulaklığımı yeniden taktım tam cama dönecekken kulaklığım yeniden çıkartıldı. Cidden şuan sinirlenmiştim tam ağzımı açıp bir şey diyecekken adımı sordu. "Sana ne !" dedim ve önüme döndüm. "Ayıp ediyosun alt tarafı ismini merak etmiştim." dedi. Bende daha fazla konuşmaması için "Su" dedim. "Benimde Bartu" dedi ve telefonundan arama bölümünü açıp bana uzattı. Anlamaz bakışlarla ona bakıp "Anlamadım" dedim. "Numaranı alabilir miyim? " diye sorduğunda "Hayır." dedim. Hayır yani tamam gözleri güzel ama ben bunun nesine bakıyım numaramı da vermiycem tabi ki de salak ya. Diye kendi kendime konuştum. Bu sırada Bartu bana " Ben arkaya geçip oturacağım." dedi ve servisteki erkeklere beni gösterip "Bu tarafa bakmak yasak" deyip arka koltuğa geçti. Aklımı kurcalayan o kadar çok soru vardı ki ama uykum daha da çok vardı ve eve gelene kadar biraz kestirmek istedim. Tabi Bartu tarafından dürtülerek uyanmayı beklemiyordum. Oysa ki daha evime bile gelmemiştim. "Bak şimdi gidiyorum ama yarın alacağım numaranı" dedi ve gülümseyip indi. İnmeden önce "He he bekle" demeyi ihmal etmemiştim tabi ki de. Servisteki konuşmalardan dolayı Bartu'nun 12. sınıf olduğunu ve servile sadece çıkışları dershaneye geldiğini anlamıştım. Eve geldiğimde direk Aslı'yı arayıp her şeyi anlattım. Oda şok olmuştu ama nedense içimde bir şeyler kıpırdıyordu. Daha fazla salak salak düşüncelere kapılmak istemedim ve Aslı'yla konuşmamız bittikten sonra kendimi uykuya teslim etmek istedim fakat uyku tutmuyordu. Bugünkü olanlar sürekli aklımı kurcalıyordu ve düşünmemeye çalışsam da yapamıyordum. Sanırım sabaha kadar uyuyamayacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçüğün Aşkı
Genç Kız EdebiyatıAşık oldum. Hayatımı bana zehir edeceğini bildiğim halde vazgeçmedim. Ve şimdi onun zehrinden yavaş yavaş tükenip ölüyorum.