6.Bölüm

131 3 0
                                    

Medya da Ezgi var 😊

"Neden hiç tanımadığın bir kızı davet ediyorsun?" diyerek çıkıştım Matt'e.

O kadar sinirliydim ki kızı takip edip, bir kuytu köşede boğazını kesebilirdim. Aslında gerçekten şuan bunu istemiyor değilim. Kız sırf Nash'in elini tutmak için el sıkışmıştı. Nash'in elini tutmuştu! Bittin kızım sen!

"Hadi ama! Belli ki iyi biri. Bir telefonu sahibine vermek için bile bu kadar uğraşmış."

"Aa tabi çok yorulmuştur. Yazııık." dedim kollarım bağlı, gözlerimle karşımda duran bardağa sinirle bakarken.
Bardakta kızın yansımasını görüyor ve kırma isteğim bin kat artıyordu. Şuan hiç çaba harcamadan sadece bakışlarımla bile parçalara ayırabilirdim. Sinirlenmemin artmasını sağlayan bir diğer şey ise Nash'in, kız onun içine düşmesine rağmen hiç bir tepki vermemesiydi. Yani senin sevgilin var öyle birşey olunca bir uzaklaş, ne biliyim yap birşeyler!

"Ooww dostum bittin sen!!" dedi Cameron, Nash'e bakışlarıyla beni gösterirken.

"Sakin ol Ezgi. Hadi ama kız güzel bile değildi. Sana rakip bile olamaz."dedi Taylor. Bu beni daha da sinirlendirmişti. Ne yani bana rakip olacak bir kız olabilir miydi? Sahip olduğum birşey için savaşacakmıydım. Yani böyle bir ihtimal mi vardı? Şuan Nash'e evcil hayvan muamelesi yaptığımın farkındayım ama evet o benimdi. Ne diye benim olan birşey için çabalayacaktım. Bu durumda benim birşey yapmam gerekmiyordu. Evcil hayvan örneğinden devam edecek olursam Nash -ki burada o evcil hayvan oluyor- bana sadık kalma zorunluluğu vardı.

"Çok çirkindi değil mi Nash?" dedim Taylor'a katılırmışcasına. Daha da çok sinirlendiğimi fark ettirmedim.

"Saçmalama kız mükemmeldi. O sarı saçları, o gözler, o dudak, hele o beli..." Nash hayranlıkla bu kelimeleri sarf ederken. Ağzım tarif edemeyeceğim bir şekilde açılmıştı.
Ben hala olayın şokunu atlatamamış hangi küfür sıralamasını söylesem diye düşünürken masadan kahkaha sesleri yükseliyordu.

"Seni adi, şerefsiz,..."

"Hey hey!! Dur! Tanrım şaka yapıyorum. Sakin bebeğim!" dedi kahkaha atarak.

"Ama o beli varya off yani.." diye tekrar konuştu gülerken. Bu sefer karın boşluğuna bir yumruk yapıştırdım. Düşünün o kadar sinirliyim.
Attığım yumruktan sonra biraz sakinleşip, oturduğum sandalyede arkama yaslandım. Nash ise ağrıdan dolayı elleriyle karnını tutuyordu.

"Ooo.. Tanrım... bu acıdı, bu gerçekten acıdı. "

"Yarın o sarışın, o güzel gözlü, Aa-a unuttum beli nasıldı Nash?" dedim büyük bir gıcıklıkla.

"İnce." diye karşılık verdi dalga geçerek. Ama hala karnını tutuyordu bu özgüveni nereden geliyor anlamıyordum. Yediği yumruk az gelmişti herhalde.

"Tamam. Sakinim. Sorun yok." diyordum kendimi sakinleştirmeye çalışarak.

"Tamam, tamam.. bakın ne diyeceğim yarın partide seni o kızdan uzak tutma görevini devr alıyorum. Yoksa hoş şeyler olmayacak." dedi Cameron.

"Bak bu zor olur emin misin?" diye karşılık verdi Matt alay ederek.

"Eminim." dedi Cameron kendinden emin şekilde.

"Sağolun ya." dedim zoraki gülümsemeyle.

---

"Tamam artık gidebilirsin." dedim gözlerimi devirerek. Nash beni eve bırakmıştı ve hala ona deli gibi sinirliydim. Kapının önünde öylece dikiliyorduk.
Ellerimden tutup "Bana hala kızgın mısın ?" dedi gülümseyerek.

Sonsuz Aşk {Nash Grier}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin