İÇİMDEKİ SÜRTÜK

34K 892 53
                                    

Gözlerimi araladığımda, oldukça şık bir banyoda, etrafta yanan sayısız mum eşliğinde, büyük bir jakuzinin içinde iç çamaşırlarımla boylu boyunca yatıyordum.

Soğuğa yakın su, çıplak tenime her çarptığında içimde kaynayan volkan biraz daha harlanıyordu sanki. Gözlerimi kapatıp neler olduğunu düşünmeye çalışırken, o en son duyduğum ses tekrar kulaklarımda yankılandı.

"Kendine geldin mi peri kızı?"

Gözlerimi açtığımda bir derginin kapağından fırlamışçasına duran mükemmel yaratığı görmüş, bütün vücudumun karıncalandığını hissetmiştim.

Yaklaşık bir doksan boyunda, geniş omuzlu, buğday tenli ve bir denizi kıskandıracak kadar mavi gözlüydü. Üzerine giydiği gömleğin düğmeleri göğsünün altına kadar açıkken vücudundaki her kası utanmaz bir şekilde sergiliyordu.

Mumlar sayesinde loşluk kazanmış banyonun içerisinde, tünelin sonunda parlayan beyaz ışık gibi duruyordu. İşte tam o anda içinde bulunduğum karanlıktan sıyrılıp, gerçek olamayacak kadar parlak ve büyülü bir mavilikle bana bakan gözlerin esiri olmuştum.

Yok, ben kesinlikle falezlerden aşağı kendimi bıraktığımda ölmüş ve yaşadığım acılardan dolayı cennete gelmiştim, bu ilahi şey de benim ödülüm olmalıydı.

Jakuzinin yanına gelip, önüme düşen saçlarımı o kocaman ellerinin arasına alıp arkaya doğru atarken, bütün benliğimi daha önce hissetmediğim bir elektrik kaplamıştı. Hızla atan kalbimin sesi banyoyu inletiyordu.

Üzerime eğilip alnıma o masum öpücüğü bıraktığında, aklımdan geçen tek şey onun o muazzam şekilde biçimlendirilmiş dudaklarına yapışma isteğiydi. Sonuçta son iki yıldır farkında olmadan bir sürtük gibi yaşamış; aslında beni sevmeyen, sadece bedenime sahip olmak isteyen bir adamın koynunda geçirmiştim her geceyi. Şimdi ise gerçekten bir sürtük gibi davranıp adını dahi bilmediğim, bana o masmavi gözleri ile bakan muhteşem yaratıkla arsız bir şekilde sevişmeyi, o şerefsizin tenimde bıraktığı adi izleri silmeyi istiyordum. Hayatımın hiçbir evresinde kendimi bu kadar aşağılanmış ve çaresiz bırakılmış hissetmemiştim. Belki de içimde beni yakıp tutuşturan bu intikam arzusu karşımdaki varlığı daha da cazip hale getiriyordu. Bildiğim tek şey tüm benliğimin yanan o kor alevin içinde kaybolduğuydu. Işıl ışıl parlayan o mavi gözlerin içinde kaybolmak, o engin denizde boğulup ölmek istiyordum. O gece her şey değişmeliydi...

Ani bir hareketle gömleğinden tutup onu jakuzinin içine çekerek, dudaklarına ateşli bir öpücük kondurmuştum. Gözlerini gözlerime kenetleyip, "Emin misin?" der gibi baktığında, tek yaptığım şey dudaklarımı dişlemek olmuştu. Benden aldığı olumlu işaretle bedenini üzerime siper etmiş, beni jakuzi ve kendi vücudunun arasına hapsetmişti. Benliğim büyülü kokusunun içinde kaybolurken, kalbim ödü patlamak üzere olan çaresiz bir kuşunki gibi atıyordu.

Derin bir nefesle içime hapsettiğim kokusu, yetmişlik bir viski şişesini tek başıma devirmişçesine sersemlememe sebep olmuştu. Islak dudaklarının çıplak tenimle her buluşmasında içimde bir havai fişek patlıyordu sanki. O an jakuzinin içinde çırılçıplak, tanımadığı bir adamla sevişen Azra, bana yabancı olsa da, hissettirdiği mucizevi enerji yüzünden kızamıyordum ona. Ruhum bedenimden ayrılmış, yaşadığı ânın eşsizliği ile zevkten beş köşe olmuştu.

Güçlü bedeninin altında kaybolan narin bedenim aldığı her öpücük darbesiyle, elektro şok verilen bir hasta gibi sarsılıyor ve yaşadığı hazla biraz daha hayata tutunmayı başarıyordu. Ben onun benliğinin içinde kaybolmak istedikçe, Bay x, yaşadığımız ânı ölümsüzleştirmek istercesine yavaş ve naif davranıyordu. Bedenim onun bedenine, kokum kokusuna karıştığında, bulutların üzerinde dans eden masallardaki bir prenses gibiydim âdeta. Sanki yıllardır aradığı ruh eşini bulmuş gibi kenetlenen bedenlerimiz, asırlardır dans partneriymişçesine uyumlu ve senkronik hareket ediyordu. Süresini hatırlayamayacağım kadar uzun ve tutkulu bu dans, daha önce hiç yaşamadığım kadar güzeldi.

Nefes nefese kalan bedenlerimiz birleştiğinde, dudaklarını dudaklarıma bastırdı ve kulağıma fısıldadı. "Ölmek için fazla güzelsin peri kızı!"

AŞK-I KIYAMET ( Pandemi boyunca yeniden yayında )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin