More Than Orange

;) 16 (;

"Jongdae böyle bir şeye gerçekten gerek yok.
Yani illaki kutlamak istiyorsan
Jongin,Sehun, Luhan , Sen..
Bu kadarı yeterli bütün okula ne gerek var ?
Tanımadığım insanlarla doğum günümü nasıl kutlayabilirim ki?!"

" KyungSoo lütfen.
Kalabalıkla daha çok eğleniriz.
Ben her şeyi ayarladım.
Bütün okula da yaydım.
Yarın 12 Ocak okulun spor salonunda senin için doğum günü partisi yapacağız. "

" Jongdae ...!"

Sehun , Jongdae'nin sırtına bir tane vurup kafasını kollarının arasına aldı.

"Oğlum sen ne esaslı adammışsın beehhh.. Bizim dört yıldır yapmadığımızı sen KyungSoo'yu üç aydır tanımana rağmen hemen yaptın."

Jongdae başını Sehun'un kollarından kurtarıp dağılan saçlarını düzeltirken yanıtladı.

" KyungSoo buna değer.
Daha güzel ve daha özenli bir şeyler yapmak isterdim ama ancak bu kadar oldu. Bu partinin sürpriz olmasını çok isterdim ama KyungSoo'nun kabul etmemesinden korktuğum için denemedim bile."

Sehun KyungSoo'nun kolundan tuttu ve okşayarak söylendi.

" Kabul et be Soo.
Son senemiz ve hiç böyle bir şey denemedik."

Luhan defterine yazı yazmayı bırakıp onlara döndü.

" Değişiklik iyidir Soo.
Zaten en fazla bir saat sürecek değil mi Jongdae? "

" Evet evet. Sadece bir saat.
Ve okuldan hemen sonra."

" Özel bir hazırlık da gerektirmiyor Soo. Sınıftan çıkıp spor salonuna gideceğiz sadece."

KyungSoo gözleri kapalı bıkkınlıkla yanıtladı.

" Bilemiyorum."

Jongdae KyungSoo'nun elini tuttu.
Bir parmağı beyaz narin eli okşarken ısrarında devam etti.

" Lütfen KyungSoo.
Kabul et.
Bir daha doğum gününü kutlayabilir miyim bilemiyorum.
Yani yakında mezun olacağız.
Kutlasak bile bir daha hep birlikte olabilecek miyiz?"

KyungSoo Jongdae'nin sözleri kadar ısrarcı bakışlarına boyun eğip teklifi kabul etti.
Jongdae zafer kazanmış edasıyla sevinirken KyungSoo'ya sarıldı.
Onu havaya kaldırıp döndürdü.

" Jongdae dur ne yapıyorsun?
Midem bulanıyor Jongdae dur lütfen.
Bak vazgeçeceğim yoksa. "

Jongdae vazgeçmenin lafını duyunca hemen indirdi KyungSoo'yu.

" Ne kadar mutlu oldum anlatamam KyungSoo. Çok çok teşekkür ederim."

" Aslında burada teşekkür etmesi gereken kişi benim. Benim için böyle zahmetlere giriyorsun.
Çok teşekkür ederim Jongdae."

Yüzü asık kendilerine doğru gelen Jongin'e her zamanki ucu sivri sözlerinden birini attı Sehun.

"Geçen bir kuş gördüm uçuyordu Jongin. Konduğu yerden hiç uçmazdı. Uçmasını bilmiyor zannediyordum o kadar yani. Ama başka bir kuş gelip onu uçurdu. "