;) 15 (;

5K 421 61
                                    

KyungSoo Dahyun'dan ayrılıp sırasına oturdu.

" Togepi'ye benziyor gerçekten. "

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sehun KyungSoo'nun sözüne kısık gözleriyle cevap verdi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sehun KyungSoo'nun sözüne kısık gözleriyle cevap verdi.

" Demek kızı inceledin!?"

" Yok hayır. Yani siz söyleyince dikkatimi çekti. "

" Sevimli kız ama değil mi?"

" Yani evet. İyi biri.
Çok gayretli. Edebiyatla da çok ilgili.
Kulübü ona devretmeyi düşünüyorum."

" Hadi hadi.
Beğendim desene şuna.
Demek KyungSoo'muz böyle kızlardan hoşlanıyor."

Jongin, gergince sırasına oturdu.

" Ne tür kızlardan?
Şu kapıda her sözüne güldüğün kız gibilerden mi?"

Sehun elini sıraya vurup söylendi.

" Biliyordum böyle olacağını.
Kehanetlerim bir bir tutuyor.
Son aşama çok acı olacak Jongin.
Demedi deme."

KyungSoo, ilgisizce çantasından yeni testler çıkarırken Jongin'e cevap verdi.

" Sadece kulüpten bir kız.
Yeni başlayanlardan.
Etkinlik için çok gayretli.
Bak bunları hazırlamış. "

Jongin KyungSoo'nun uzattığı taslak kâğıtlarını aldı, göz gezdirdi.

"Hımm. Evet hakkını yememek lazım.
Baya uğraşmış."

" Değil mi?
Ben de sadece onu söyledim."

Jongin, gözü elindeki taslaklara dalmışken burukça gülümsedi.

" Beğenebilirsin. Bunda ters bir durum yok."

Sehun Jongin'e söylendi.

" Bence de tatlı kız.
Aslında yakışıyorsunuz da KyungSoo o da senin gibi beyaz ve sevimli, cana yakın, öz verili..
Gayet uyumlu bir çift olabilirler değil mi?"

Jongin gözlerini kapatıp kağıtları KyungSoo'ya uzattı.
Sehun'un sözleri fazlasıyla sinirlerini zorluyordu.
Aslında bunda kızacak bir şey yoktu.
Ama Jongin, KyungSoo'ya dair kalbindekiler yüzünden fazlasıyla geriliyordu.
13 Kasım gecesinden sonra kalbindeki yoğun duyguları bir şekle bürünmüştü ki KyungSoo'yu seviyordu.
Ama buna aşk diyemiyordu.
En yakın arkadaşına üstelik de erkek ve o bir başkası ile ilgilenirken ona olan sevgisine aşk diyemiyordu.
Onu neredeyse Sehun ve Luhan'dan dahi kıskanıyordu.
Jongin kimseyi kıskanmazken KyungSoo'yu elindeki kalemden bile kıskanıyordu.
Küçük elleri, ince parmakları o kalemi sıkı sıkıya sararken kendisini böylesine tutamayışına hayıflanıyordu.
O kasım gecesinden bu yana onu yanında tutmanın yollarını ararken yine en yakın arkadaşı olmaktan başka yol bulamıyordu.
Bu tür şeylerde iyi değildi Jongin.
Saera ona bir çok sevgi sözcükleri söylerken o tek kelime edemez sadece sessiz ve utanarak kabul ederdi.
Bunda ona karşı özel hislerinin olmayışının etkisi büyüktü.
Ama KyungSoo'ya bebeğim demeyi seviyordu.
Çünkü ne zaman ona bebeğim dese çok sevdiği küçük sevimli kulakları kızarırdı.
Jongin KyungSoo'nun da ona özel davrandığının farkındaydı ama bunun kendisini en yakın arkadaşı olarak özel bulmasından mı yoksa kendisi gibi farklı duygular beslediğinden mi emin olamıyordu.
Emin olduğu tek şey KyungSoo'nun birisini çok sevdiğiydi.
Bu kişi Jongdae olabilirdi.
Jongdae iki aydır onun etrafından ayrılmıyor, bir yolunu bulup KyungSoo'yu güldürüyordu.
KyungSoo ondan rahatsız gibi görünmüyordu, Jongdae'nin ona yakınlık kurma çabalarını gülerek izliyordu.
Zaten yıl sonu etkinliği ve sınav çalışma bahaneleri ile sık sık bir araya geliyordu.
Gerçi KyungSoo birlikte kaldıkları o geceden sonra Jongdae'yi evine yatıya bir daha davet etmemişti.
Bir yolunu bulup onu atlatması dikkatinden kaçmamıştı.
Muhtemelen tek çalışmak ona daha kolay geliyordu.
Evdeki zamanını başkaları ile harcamak istemiyordu.
Jongin antremanlarından fırsat buldukça KyungSoo'da kalıyordu.
O ders çalışırken sadece onu izliyor her bakışta kalbine daha çok dolmasına izin veriyordu.
Tüm ilgisini dersine vermesi , buna rağmen kendisinin en ufak bir hareketiyle dikkatini çekebilmek hoşuna gidiyordu.
Ders çalışırken zorlanınca kaşlarını çatması, yüzünü buruşturması, başarıncaki küçük sevinçleri Jongin'in kalbinde kıpırtılar oluşturuyordu.
Ona sarılarak uyumak hayatındaki en güzel özel anlardandı.
Bu şekilde geceyi, gündüzden daha çok seviyordu.
Aralık 13 geldiğinde ona film değil de kitap okumayı önermişti.
KyungSoo ondan gelen pek çok şey gibi bunu da hatta ona sarılarak okumasını dahi kabul etmişti.
KyungSoo'nun başı göğsüne yaslı iken bir eli kitapta diğer eliyle KyungSoo'nun elini kavramış
parmak uçlarını okşuyordu.
KyungSoo uykusunu getirdiği gerekçesiyle elini çekiştirmiş, Jongin'se bırakmamıştı.
En azından başbaşa iken elini bırakmak istemiyordu.
Onu tamamen bırakmak zorunda kalacağı günler için şimdiye fazlasıyla sahip olmak, yaşamak istiyordu.
Okuduğu cümlelerden KyungSoo'nun dilinde tekrarlananlar hala aklındaydı.

'Oysa sevmek, en fazla, neyi sevdiğini fark etmek demektir ve seven biraz da neyi sevdiğini bilendir.' *

Bu sözü daha önce çok kere okumasına rağmen, KyungSoo'dan duyunca gerçek anlamını bulmuştu.
Jongin bunca zaman farketmese de en çok KyungSoo'yu sevmişti.
On iki yıl boyunca her bir zerresine KyungSoo dolmuştu.
KyungSoo'dan başka bildiği tek şey basketboldu.
Gitarı dahi KyungSoo'nun güzel sesine eşlik etmek için öğrenmişti ama bunu ona hiç söylememişti.

'Oysa çok şey var sessizliğinde..
Her halde zamanı vardı..
Aşkın bir adı da sabırdı..' *

KyungSoo seviyordu ve bekliyordu , beklediği her kimse.
Ama Jongin biliyordu ki KyungSoo'nun beklediği zaman onların ayrılık zamanlarıydı.

'Başkaları, o inanılmaz yargıcı.
Başkaları, o görünmez yasalar yapıcı.'*

Jongin, KyungSoo'yu sevmenin zor olduğunu biliyordu.
KyungSoo onun hislerine karşılık verse bile onları onaylayacak bir toplum yoktu.
Buna en başta aileleri karşı çıkacaktı.
Zaten abisi her fırsatta bu çıkışı yapıyordu.
Zordu KyungSoo'yu sevmek, zor olduğu kadar da güzeldi.

Jongin dersin başlaması ile düşüncelerinden sıyrıldı.
Yanındaki sevdiğine baktı.
Her zamanki gibi tüm dikkati dersinde iken iri gözlerindeki heyecanı kalbini zorluyordu.
Gözü geniş ayalı narin ellerine kaydığında kimsenin duymayacağı bir tını da fısıldadı.

'. .Her şey kalbimin üzerinden geçecek ve ben kalbimin altında kalacağım..' *

~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~

(*) sözleri Nazan Bekiroğlu'nun
Yusuf ile Züleyha  kitabından alıntıdır.

More Than OrangeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin