ZPJ-10(ATE)

521 30 15
                                    

Hayır dünya değil melez kampı patlamıştı,yok o da değil sadece biraz ötelerine ateş düşmüştü

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hayır dünya değil melez kampı patlamıştı,yok o da değil sadece biraz ötelerine ateş düşmüştü.Leo o kadar sersemlemişti ki aklına gelen şey büyüteç tutulan karıncalar olmuştu.Annabeth duman tüten saçlarını sallayarak doğruldu,Leo da aynı şeyi yapabilmeyi dilerdi ama sırtındaki ağrı geçmeden doğrulması yıllar alırdı.Savaş nidaları atarak gelen melezleri ve Kheiron'un emirlerini gayet net duyuyordu.Yazık,canavar saldırısı zannetmişlerdi.Asıl saldıranın kendi deyimiyle 'kendini beğenmiş,patlamaya hazır,korkak güneş Tanrısı' nın olması melezleri şok etmiş olacak sinirli Kheiron'un arkasında durup silahlarını indirmişlerdi.Leo tek kolunun üstünde doğrulup karşısındaki ateş saçan gözleri görünce panikleyip devrilmemek için kendini zor tuttu.Sinirli anlamında ateş saçmıyordu gözler,resmen ateş saçıyorlardı işte!
"Hay Styks." Diye mırıldanarak biraz geriye süründü.Annabeth'in silahını çekmeden dik ve korkusuz bir şekilde Tanrı'ya baktığını fark ederken ona "Ne yapıyorsun?!" Diye bağırmamak için dilini ısırması gerekti.
"Apollon!" Diye kükredi Kheiron.Leo onun sesini sadece birkaç kere bu kadar sinirli duymuştu.Onlar da Clarisse'nin bir Afrodit kızına yaptığı ölümcül şakada ve sanırım savaşlardaydı.
Melezlere "Siz burada durun." Diyen Kheiron dört nala Annabeth'in yanına geldi.
"Hiçbir Tanrı'nın durup dururken melez kampında patlama yaratıp melezleri yaralamaya hakkı yoktur!" Yaralama kısmını söylerken Leo'yu göstermişti.Eh,sırtındaki ağrı bunu açıklardı.
"Will!Leo'yla ilgilenir misin?" Will kalabalık melez grubunun içinden hızla çıkarak babasına kötü bir bakış fırlattı.
"Kheiron!" Diye soludu Apollon.
"Bu Athena melezi bana sormaması gereken bir şey söyledi!Yasak kelimeler!Zeus'un yasakladığı!"
"Annabeth?" Dedi Kheiron sorarcasına. "O kelimeleri öğrenebilir miyim?"
"Elbette." Annabeth her zamanki gibi sakindi."Apollon'a günah Tanrıçasını öldürüp öldürmediğini sordum."
Leo Will'in elini sırtında hissedip ürperdi.
"Çok önemli değil gibi." Will rahat bir soluk almıştı.Bir melezi daha kaybetmek en son isteyecekleri şeydi şu anda. "Taş gelmiş olabilir ya da ters bir hareket yüzünden.Biraz Nektar'ın çözemeyeceği bir şey değil."
Kheiron'un bakışları Annabeth'ten Apollon'a dönmüştü tekrar.
"Anlat onlara Apollon.Posedion'un oğlu Perseus Jackson yaralı ve melezler onu kurtarmak zorundalar."
"Hadi ama Kheiron bu çok belli!O çocuğun ruhu başka yerde!Bunun için Posedion beni deli etti ama benim suçum değil ya!"
"Burada ne döndüğünü söyleyecek misiniz?!"  Annabeth sinirle çıkıştı.
"Söyleyeyim.Ate yani günah Tanrıçası,Zeus'un yemin ederek hakimiyeti Perseus soyundan doğacak ilk kişiye vermeyi vaat ettiği ve böylece Herakles'i Eurystheus'un hakimiyeti altına aldığı zaman ona ihanet etti.Eh,Zeus'u bilirsiniz onu Olympus'tan attı ve bir daha geri dönmesini de yasakladı.Buraya kadarını kitaplardan öğrenebilirsiniz ama devamı yanlış.Ve hakkında konuşmam yasak fakat Athena kızı beni böyle saçma bir şeyle suçlayamazsın.Birazcık zeki olsaydın neler olduğunu bilir ve böylece erkek arkadaşını kurtarabilirdin."
Annabeth'in yüzü önce kızardı sonra morardı en son bembeyaz oldu.Kimse onun zekasına laf edemezdi!Dudakları düz çizgi halini almış,gri gözlerinde fırtınalar kopmaya başlamıştı.
"Evet birazcık zeki olduğum için," diye baş kaldırdı. "Devamının yanlış olduğunu anladım.Zeus basit bir cezayla kalmazdı.İhanete uğrayan Tanrıları biliyoruz.Hata Tanrıçasını bir yere kilitlediğini biliyorum,onun uzun süre uykuda kaldığını biliyorum.Şu anda yavaş yavaş uyandığını,bir kısmı hâlâ uykudayken diğer kısmının olanlardan habersiz 'senin' yarattığın bir hapishanede gezdiğini ve Percy'nin ruhunun da aynı yerde olduğunu biliyorum!Evet,Piper'ın da öyle olduğunu biliyorum.Ve seni çağırmamın sebebi de onaya ihtiyacımın olması,ki her dediğim lafta başını sallaman da yasak kelimeleri söylemeden onayladığın anlamına geliyor.Kısacası benim zekamla dalga geçerken,o dalga geçtiğin zekama yenildin."
Apollon'un moraran yüzüne kararlılıkla bakarak ekledi.
"Tanrım."
Leo olayları şokla izleyen melezlerden bir tanesiydi sadece.
"Şimdi bitti." Diye düşündü.
"Annabeth'i küle çevirecek."
Ama olaylar öyle gelişmedi Apollon göz kırptı.Ortada Leo'yu aşan bir durum vardı ve olanlara anlam vermeye çalışırken başına saplanan ağrıların pek iyi geldiğini söyleyemezdi.Apollon hafifçe öne eğilerek fısıldadı.
"İyi rol yaptım sanırım.Posedion'un dalgalarından kurtuldum."
Annabeth onayladı.
"Evet."
"Seni!" Diye bağırdı Apollon birinin özellikle duymasını ister gibi iğrenç bir oyunculuk sergilemeye başlayarak.
"Seni küle çevireceğim!"
Kheiron Leo kadar şaşırmamıştı ama kuyruğunun hafifçe seğirmesi onun da şaşırdığını gösteriyordu.
"Ah,olamaz!Athena beni öldürecek!" Tekrar öne eğildi,bu sefer Leo'ya hitap ediyordu.
"Umarım iyileşirsin melez." Sonra yok oldu.
"İyi rol yaparken bir anda bu kadar kötüleşmesi oldukça şaşırtıcı bir durum." Dedi Annabeth hafifçe gülerken.Kheiron da onu onayladı.
"Burada neler oluyor?!"
"Ah,Leo üzgünüm sen iyi misin?"  Annabeth Leo'nun yanına çöktü.Kheiron da melezleri dağıtmaya gitti.Will hâlâ Leo'nun sırtına bastırıyordu.
"Sanırım." Diye mırıldandı.
"Will?" Diye sordu Annabeth Leo'ya inanmayarak.
"İyi ama omurgasını incitmiş biraz Nektar gerekiyor.O şokla veremedim Tabii ."
"Haklısınız." Leo kendine uzatılan nektardan bir yudum aldı sırtındaki ağrı geri çekilirken,
"Bir kitaptan seçilen cümleleri ezberlemiş gibi konuştuğunuz dikkatimden kaçmadı." Diye mırıldandı.
"Ah aslında öyle yaptık." Annabeth Leo'nun doğrulmasına yardımcı oldu.
"Posedion Percy yaralandığından beri Apollon'a baskı yapıyor çünkü gerçekte ne olduğunu biliyor ve ben de öğrendim.Aynı zamanda Zeus da melezlere söylenmesini tamamen yasakladı.Az önce yaptığımız şekilde Apollon'u hem Posedion baskısından hem de Zeus'un yasak kelimelerinden kurtardık.O da bize yardım edecek."
"Annabeth,anlam veremiyorum."
"Sonuç olarak,Apollon Zeus'un emri üzerine Ate'yi hapsedecek bir yer yarattı.Ate'nin uyanan tarafı melez ruhlarıyla beslenip diğer yarısını da güçlendirmeye uğraşıyor.Percy ve Piper'ın ruhlarıyla."
"Tanrılarım bu korkunç." Dedi Will.
"Bizim yapabileceğimiz tek şey panzehiri bulmak.Panzehiri bulunca onlara mesaj gönderebileceğiz.Sonra da oradan çıkmalarına yardımcı olacağız."
Leo başıyla onayladı.
"Kehanette bahsedilen Ate mi?"
"Aynen öyle."
Kheiron melezleri dağıtmayı başarmış yanlarına yaklaşıyordu.
"Bu durumu anladığımı sanıyorum,Annabeth bir dahakine kampa zarar vermeyecek bir yöntem seç." Yanan küçük bir çimenliği gösterdi.
"Özür dilerim Kheiron zaman yoktu."
"Özür dileme,güzel ve zekice bir plandı.Aynı zamanda siz üçünüzün kampta kalmasının uygun olduğunu sanmıyorum."
"Ne demek istiyorsun?"
"Ate göreve gidecek melezleri seçiyor.Tahminime göre şimdiki hedefi siz üçünüzden biri ve kampta casus var.Göreve hemen çıkılması gerekiyor.Kısacası eşyalarınız toplayın göreve gidiyorsunuz."
"Ben hâlâ anlamıyorum.Apollon niye bize yardım ediyor?"
"Leo,anlattığım gibi."
"Off Tanrılarım başım çatlayacak."
"Tamam yeter.Nereye gideceğiz Kheiron?"
"Hata tepesinden başlamaya ne dersiniz?"
                    ______________

ZEHİR(PERCY JACKSON)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin