"Buyrun başkanım. Beni çağırmışsınız" dedim tiksinç şeye bakarak. Kelleşmiş başını ovaladı ve önündeki dosyalardan başını kaldırıp bana baktı.
"Anka yeni bir görev var ve bunu senin üstlenmeni istiyorum."
"Ama başkanım zaten bizim ekipte çözülmemiş 9 dosya var." dedim itiraz eden bir tonda. Her seferinde her dosyayı bana veriyor bu adam.
"İtiraz istemiyorum Anka. Bu çok önemli. Diğer dosyaları diğer ekiplere dağıtırım. Sorun değil. Ama bu görev için özellikle seni seçtim. Otur bakalım" dedi masanın karşısındaki koltuklardan birini göstererek. Uyuz adımlarla deri koltuğa oturdum. "Dinliyorum" dedim. Elindeki dosyayı bana uzattı. Elime aldım. Mavi dosyanın kapağını açtım. İncelerken bir yandan da başkanı dinlemeye başladım.
"Bu dosyadaki adam. Bu adam bir hırsız. Ama baya iyi bir hırsız. Hiçbir yerde izini bırakmıyor. Şuana kadar 2 banka soymuş. 5 holdinginde hesaplarını ele geçirmiş."
"Tek kişi çalıştığını nerden biliyorsunuz." dedim sözünü bölerek.
"Tek çalıştığına eminiz Anka. Adamın adı Özgür. Baya özgür yani" dedi ve bu yaptığı boktan espriyi daha da iğrençleştirecek bir şekilde güldü. Gözlerimi devirdim. Ciddileşti ve sözüne devam etti.
"Senden istediğimiz şey şu:
Bu Özgür denen herifin hayatına gireceksin. Onun tüm özel şeylerini,zayıf noktolarını falan öğreneceksin.""Başkanım? İtiraz ediyorum. Bu görevi istemiyorum."
"Sen bir polissin ve korkmadan yapmak zorundasın. Bu adam ayrıca 20'den fazla masum insanı öldürmüş. Bu devam mı etsin? İtiraz etme. Herşey hazır. Sahte kimlik,yeni ev, herşey. Yapmak zorundasın." uyuz köpek. Hep böyle yapıyor. Başımı olumlu anlamda salladım. Kimlik,anahtar ve bir telefon uzattı bana.
"Polis kimliğini ver."dedi elini uzatıp. Anlamaz gözlerle baktım."adam kimliğini bulursa. Ver." bıkkın gözlerle başkana baktım. Cebimden polis kimliğimi çıkarttım ve masanın üstüne sertçe bıraktım.
"Ne zaman biticek?"
"Görevi ne zaman bitirsen o zaman"dedi gayet sakin bir tonda.
"Ne demek ne zaman biterse!? Ya uzun sürerse."dedim ayağa kalkıp.
"O zaman uzun sürmemesini sağla. Şimdi emniyetten çık ve yeni evine gidip yerleş." kimliği ,anahtarı ve telefonu alıp odadan çıktım.
Bu adam beni ne sanıyor. Müthiş bir dedektif, her suçu çözen bir polis mi? Ah! Delircem resmen. Ne zaman biterse o zamanmış, çabuk bitmesini sağlayacakmışım. Ya ölürsem. Beni umursayan yok.
Koridorda çatık kaşlarla yürüyordum. Selam verenlere bakmadan odama geçtim ve eşyalarımıt oplamaya başladım. Kapı çalınca 'gir' komutunu verdim.
"Kızım noldu? Niye çağırmış seni? Ayrıca eşyalarını neden topluyorsun? Hi! Yoksa kovuldun mu?"
Konuşmak istemiyordum. Biran önce bitsin istiyordum. Odadan çıktım ve yeni evime gitmek için taksi çağırdım. Adresi verdim taksi şoförüne.
Ben napıcam? Adamı nasıl bulucam? Hadi buldum, nasıl tanışıp hayatına giricem? Beni kabul etmeyeceği bir gerçek.
"Hanımefendi? Geldik" taksicinin sözüyle kendime geldim. Parayı uzattım ve arabadan indim. Burası mı? Ama, ama burası çok büyük. Baya büyük. Anahtarı kapı deliğine soktum. Çevirdim ama açılmadı. Çıkarıp bir daha denedim. Yine olmadı. Kapıya sertçe vurdum ve yeniden denedim. Kapı birden açılınca içeri adım attım. Ama geçmemi engelleyen bir kol oldu. Başımı kaldırıp kolun sahibine baktım. Bu,...bu o. Özgür. Gözlerimi kocaman açtım. Ama sonra normal davranmam gerektiğini düşünüp doğal davranmaya çalıştım.
"Çekilirsen eğer, evime giricem de" dedim kolunu itmeye çalışarak.
"Burası benim evim"dedi gayet düz çıkan sesiyle.
"Ö-öyle mi?" dedim. Elimdeki adrese baktım sonra kapıdan çıkıp evin adresine baktım. Ah! Bu benim evim değil. Kapı yüzüme kapandığında hızlı bir şekilde çaldım. Özgür kapıyı açtı ve çatık kaşlarla bana baktı. Ben de onu inceledim :). Üzerinde kaslarını belli eden siyah bir tişört vardı. Kolları baştan sona dövmeyle kaplıydı. Altında aynı şekilde siyah bir şort vardı. Esmer ve yakışıklıydı. Gözleri siyahtı. Saçlarını çok göremiyordum çünkü siyah şapkası vardı. Az bir şey de sakalları vardı. Yeni uyandığı belli oluyordu.
"İncelemen bittiyse? Artık gitsen." dedi bıkkın sesiyle.
"Aaa. Ne münasebet. Kimi inceliyormuşum ben. Hahahayd. Gülim de boşa gitsin." dedim ve küçük bir kahkaha attım. Gözleriyle dışarıyı işaret etti 'git artık' der gibi.
"Her neyse. Bana şu adresin nerde olduğunu söyler misin? Taksici beni buraya getirdi ama" elimden kağıdı aldı ve karşıdaki evi gösterdi. Arkamı dönüp baktım. Döndüğümanda kapı yüzüme çarptı. Onun kapısından anahtarımı aldım ve karşı eve doğru yürümeye başladım. E yani. Güzel bir ev. Ev başka bir evle birleşikti. Komşum olmalı. Evin merdivenlerinden çıktım. 'Bismillah' dedim ve anahtarı deliğe soktum. Çevirdim. Oldu. Valla oldu. Çocuk gibi havaya zıpladım. Kapıyı açtım ve içeri geçtim. Telefonum titrediğinde elime aldım. 'Başkan' yazıyordu. Kendini bile kaydetmiş hıyar. Mesajlara girdimve okumaya başladım.
'Büyük ihtimalle eve ulaştın. Görevin başladı. Adamı bul ve hayatına karış.'
