Gözlerimi açtığımda yanımda yatan Özgür'e baktım. Napıcam ben? Of.
Yataktan kalktım ve üzerime bir tişört giydim. Arkamı döndüğümde Özgür yatağın üstüne oturmuş uykulu gözlerle beni izliyordu. Saate baktım.12:34'dü. O kdar uyumuş muyduk?
"Benim uykum var" dedi ve kendine yatağa bıraktı Özgür.
"Özgür?"
"Hı?"dedi bana bakmadan.
"Bugün beni gittiğin yerlerden birine götürsene. Seni tanımak istiyorum. Neleri, nereleri sevdiğini falan"
"Ben seni ve senin gibilerini seviyorum" dedi yataktan kalkıp elini çenesine koyarak.
"Özgür ne saçmalıyorsun? Ben gitmeyi sevdiğin yerlerden bahsediyorum."
"Oralar sana uygun değil masum kız" dedi. Kaşlarımı çattım.
"Nedenmiş o? Ayrıca o kadar da masum sayılmam. Dün sana yumruk attım ben." dedim yüzündeki izlere bakıp. Ov. Biraz kötüydü sanki.
"Onu unutmadım." dedi ve kenardaki tişörtünü üzerine geçirdi.
"İzin veriyorsun yani?" dedim gözlerine bakıp.
"Tamam gel ama sen kaşındın"
"Yeah! Nasıl yerlerde takılırsın?" dedim yanına oturup.
"Genellikle bulunduğum yerlerde sürtükler olur." dedi. Kaşlarımı çattım.
"Yani sürtük gibi mi giyinmeliyim?"
"Hayır. Normal bir elbise giy" dedi.
"Ama benim hiç elbisem yok. Alışverişe gidelim mi? Lütfen Özgür? Lütfen, lütfen,lütfen."
"Gece sonunda bana bir öpücük verirsen gelirim." dedi yamuk ağız sırıtırak. Düşündüm
"Tabiki hayir" dedim. 'O zaman gelmem' dercesine bakti "tamam" dedim. "Hadi hemen gidelim."
Oflayarak yataktan kalktı. Ben de kalktım ve direk mutfağa girip iki yumurta kırdım. Özgür daha iyi bir şekilde ayılmıştı. Masaya oturdu. Yumurtayı masaya koydum. Çayları da doldurdum ve ben de oturdum. Bir yandan yemek yerken ona sorular sormaya başladım.
"Nasıl kızlardan hoşlanırsın Özgür?" dedim yüzüne bakıp. O benim aksime başını kaldırmadan cevap verdi..
"Senin gibilerden"
"Nasıl yani?" dedim.
"Anla işte sürtük olmayan. Saf, temiz, yalancı olmayan" öksürmeye başladım. Ama ben ona yalan söylüyordum. Sırf bir görev için onunla birlikte olmuştum. Ama şuan ondan hoşlanıyordum ve hayatını merak ediyordum. Ama yinede yalan söylüyordum. Öksürmeye devam ederken Özgür yanıma geldi ve hafifçe belime vurdu. Gözlerim kızarmıştı. Sandalyeden kalktım ve mutfaktan su içtim.
"Üzgünüm"
"Ve senin gibi doğal olan kızlardan"
"Beni sevdiğine inanmıyorum."dedim. Doğru sırf beni istiyor diye beni sevdiğini düşünemem.
"1. Sana seni seviyorum diye bir şey söylemedim. 2.sende beni sevmiyorsun.3. Ben de seni sevmiyorum." dedi gayet düz çıkan sesiyle. Beni sevmiyor biliyorum. Kesin o Ece denilen kızı seviyor. Onu derisine kazıyacak kadar çok seviyor olmalı. Kaşlarımı çattım. Yanağımdan makaslık aldı.
"Üzülme fıstık. Seni sevende çıkar bir gün. Hadi kalkta gidelim artık." beni seven de çıkarmış. Ya ben senin beni sevmeni istiyorsam. Hı. Beni düşünen yok.
********
AVM nin önüne geldiğimizde Özgür arabayı park etti ve beraber içeri girdik. Özgür' e baktım.
"Bildiğin bir yer var mı?" dedim. Eliyle işaret ettiği yere baktım. Penti mi?.
"Penti mi?"
"Evet. Sen denersin ben seni izlerim." dedi.
"1. Orda deneme diye bir şey yok. 2. Oranın gideceğimiz yer için uygun olacağını sanmıyorum"
"Oraya çıplak gelen bile oluyor" dediginde kaşlarımı çattım.
"Sen nerden biliyorsun?"
"Görüyorum" dedi sakince.
"İnanmıyorum. O mallara mı bakıyorsun Özgür!?"
"Bu cümlenin altından şunu mu çıkarmalıyım.'Bana değil de onlara mı bakıyorsun Özgür'."
"Öyle birşeyi ima etmedim ve sen kafayı bozmuşsun" birşey demedi ve bir mağazaya girdi. Bende arkasından girdim. Eline bir kaç elbise aldı. Ne kadar da hızlı davranıyordu. Kabine doğru ilerlediğinde elindeki elbiselere baktım ona yakın elbise vardı. Hepsini kucağıma koydu. Zar zor kabine girdim ve elbiselerden birini elime aldım. Beyazdı. arkasında şeritler vardı. Önünde dekoltesi yoktu. Kabinden çıktım. Özgür'e baktım bana baktı ve hemen iceri gitmemi söyledi.
"Neden? Bence güzel oldu." dedim. Gayet de güzel olmuştu. Dizlerimin biraz üstündeydi. Sade ve hoştu.
"Hayır dedim. Bunun ön dekoltesi yok. Zaten bu zevksiz elbiseyi kim yaptıysa."
"Yani tek takıldığın yer orası mı?" dedim kaşlarımı çatıp ellerimi belime koyarak.
"Allah aşkına gir içeri. Sana baktıkça iğreniyorum."
"Öyle mi?" dedim ve üzerime baktım. "Bence senin gittiğin yerlere uygun"dedim.
"İş toplantısına gitmiyorsun. Bara gidiyorsun. Anladın mı? Şimdi gir içeri." oflayarak içeri girdim. Üzerimdekinden kurtuldum. Elime pembe,kısa tül bir elbise geldi.
"Özgür! Bunu giymem ben" dedim kabini açıp ona uzattım. Ama almadı. Telefonla konuşuyordu. Sessiz olup dinlemeye başladım.
"Tamam hemen geliyorum." dediğini duyduğumda kabinden çıktım.
Nereye Özgür?" dedim bileğinden tutup.
"Aaa doğru. Benim gitmem lazım."dedi ve kapıyı açmak için hareketlendiğinde bileğinden tuttum.
"Özgür neden gidiyorsun?"
"Ece" dedi ve devamını getirmedi.
"Özgür git!" dedim kapıyı gösterip. "Küstün mü?" dedi gözlerime gelen saçlarımı arkaya iterek.
"Özgür git!" diye bağırdığımda kaşlarını çattı. "Sana birşey söyliyim mi? Sırf seninle vakit geçirmek için buraya geldim. Ama sen?.... Tamam git! İstemiyorum hiçbirşey sen git!" sonlara doğru sesim çatallaşmıştı. Kabinden çıkarken son bir kez bana baktı. Sonra kapıyı kapatıp gitti.
Yanağımdan akan bir göz yaşı devamını getiriyordu. Gözlerimi sildim ve eski kıyafetlerimi giyip kabinden çıktım. Boş yere gelmiştim. Özgür'le hiç vakit geçirememiştik. Taksi gördüğümde durdurdum ve bindim.
*****
