Elimi ileri gitmemesi için göğsüne koydum. Beklenmedik bir hamleyle yanağımdan öpüp geri çekildi. Arkasını döndü ve balkona ilerledi. Yanağımı tuttum. Beni öptü. Ama bunu neden yaptı ki? Yutkundum. Ben neden onu itmemiştim? Büyük bir nefes verdim ve mutfaktan kahveleri alıp balkondaki Özgür'ün yanına gittim. Yerdeki pofuduk minderlerden birine oturdum. Özgür de yanıma oturdu. Gözüm kolundaki 'Ece' yazan ve yanlarından kırmızı alevler çıkan dövmeye kaydı. Elimi dövmesine değdirdim. Bana baktı.
"Ece?" diye fısıldadım. "Ece kim?" diye sordum. Kolunu çekti ve kaşlarını çattı. "Seni ilgilendirmiyor."
"Özür dilerim. Sadece merak etmiştim" dedim titreyen sesimle. Niye kızmıştı ki?
"Etme! Merak falan etme. Seni ilgilendirmiyor." diye bağırdı. Yanağımda sıcaklık hissettiğimde yerimden kalkıp lavoboya gittim ve yüzümü yıkadım.
"Aç kapıyı" dedi Özgür. Kapıyı açtım ve lavobodan çıktım.
Benden özür diledi ve yavaşça beni öptü.
"Eğer bir daha o konuyu açarsan daha fazla ileri giderim"
İşte. Anlamıştım onun tehlikeli yüzünü. Gözlerimi sildim ve elimi yumruk yapıp yüzüne geçirdim. Yalpalanarak yere düşecekken duvara elini koydu ve düşmedi.
"Şerefsiz!" dedim. Ayağa kalktı ve bana doğru yaklaştı. Geriliyordum ve ondan korkmaya başlamıştım.
"Ben" dedim ve dizimi erkekliğine geçirdim benden ayrıldı ve eğilip kıymetlisini tutmaya başladı." istemedikçe" dedim ve bu sefer dirseğimi beline sertçe geçirdim. Yere düştüğünde " kimse bana dokunamaz" dedim ve bu sefer de karnına tekme attım. Bir kez yan dönüp tükürdü. Kan çıkmıştı. Önce kahkaha attı sonra öksürdü. Yavaşça yerden kalktı bir elini dizine koydu. Diger elini de karnına. Yerden kalktı ve güldü. Gözlerimi sertçe sildim.
"Git burdan!" diye bağırdım. Dudağını yaladı.
"Tadın çok güzel. Dudakların,kokun...müthişsin." yüzüne yumruk attım. Daha fazla dayanamadı ve yere düştü. Üstüne çıktım ve yüzüne ardı ardına yumruk atmaya başladım. Bir yandan da ağlıyordum.
"Seni tamamen yanlış tanımışım Özgür. Sen şerefsizin, pisliğin,sapığın tekisin!" dedim.
"Yeter be yeter dur artık!" diye bağırdığında ellerimi kulaklarıma kapadım. Ağlamam şiddetlenmişti. Üzerinden kalktım ve ellerim kulaklarımda odama koştum. Kapıyı kapattım ve yatağımın üzerine oturdum. Evet. Bir hastalığım var ve hepsi Özgür gibi pislikler yüzünden. Hepsi onun gibilerinin suçu. Onlar yüzünden.
******
Gözlerimi açtım. Lavaboya girdim ve aynadaki aksime baktım. Şişmiş gözler,mor dudaklarım iğrençç..!?
Sinirle aynanın önündekileri yere fırlattım. Küçük bir de çığlık attım. Yüzümü sertçe yıkayıp lavabodan çıktım. Mutfağa geçtim ve sürahiyi alıp bardağa su koymaya başladım. Balkonda Özgür'ü gördüğümde elimdeki bardak yere düştü.
"Kahretsin!" yere eğilip büyük parçaları aldım ve çöpe attım.
"Senin burda ne işin var" dedim balkona çıkıp. "Çabuk git evimden!" dedim. Önce beni süzdü sonra çarpıkça gülümsedi.
"Hala çok güzelsin o mor dudaklara rağmen" dedi.
"Lanet olsun" dedim ve koşarak odama gittim. Kapıyı kapattım ve çekmeceyi açıp elime ilk geleni aldım. Yoz pembe sade bi ruj.
"Mmm.....pembeye bayılırım." arkamı döndüm ve Kapıya yaslanmış Özgür'ü görünce çığlık attım.
"Yeter. Bırak peşimi. Senden nefret ediyorum. Seni yanlış tanıdım. Hepsi bu. Git burdan." dedim ama beni aldırmadı ve bana doğru yaklaşmaya başladı. O geldikçe ben gidiyordum. Belim soğuk duvarla birleşmişti. Ama Özgür gelmeye devam ediyordu. Eliyle dudaklarim da yol çizdi.
"Seni öpe bilir miyim?" dediğinde benim sinirler tavan yapri sanki hayir desem öpmicek pis kalas.
"Hepsi o Ece denilen kız yüzünden mi? Bana bu yüzden mi böyle davranıyorsun!" dedim sonlara doğru bağırarak. Elini boğazıma koyup sıkmaya başladı. Nefesim kesilirken gülmeye başladım. Şaşırmış olucak ki eli gevşedi. Ama yeniden sıkmaya başlayınca iki elimi bileğine koydum. Yüzüne baktım. Dişlerini sıkmıştı. Gözleri alev saçıyordu.
"Beni de mi diğerleri gibi öldüreceksin?" diye sordum boğuk çıkan sesimle. Güldüm. Bedenim iyice boşluğa bırakıyordu kendini. Gözlerimin yarısı kapanmıştı. "Kaybedecek birşeyim yok. Senin gibiler yüzünden ailemi kaybettim." dedim. Ellerini boğazımdan çekti. Bıraktığı anda yere yığılıp öksürmeye başladım. Beni kaldırdı ve kucağına aldı. Ayaklarımı beline doladım ve başımı omzuna koydum. Neden yaptım bilmiyordum. Ama bana zarar vermesine rağmen...ona güveniyordum.
Gözlerim gittikçe kapanıyordu. Beklenmedik bir şekilde ellerini belime koydu.
"Seni istiyorum Anka." olumsuz sesler çıkarttım. Beni yatağa narince bıraktı. Aklımı karıştırıyordu. Az önce beni öldürmeye çalışıyordu ama şimdi...şimdi daha farklı şeyler söylüyordu
"Hayır. İstemiyorum" diye mırıldandım. Bana yaklaştı ve alnımdan öptü.
"Sen istemedikçe öyle birşey olmayacak" dedi ve yanıma yatıp bana sarıldı.
