BÖLÜM ŞARKISI
AYNUR AYDIN=Bİ DAKİKA
"Ne taraftan?" dedim kafamı kaldırıp Özgür'e bakarak. Önümüzden geçen taksiyi durdurdu. Öne oturacakken durdurdum ve benimle birlikte arkaya oturmasını sağladım. Bende binince kapıyı kapattım. Özgür taksiciye adresi verdi. Şehrin diğer ucundaydı doktorun evi. Uzaktı. Kafamı yana çevirip Özgür'e baktım. O sırada o da bana bakıyordu. Kolunu açtı 'gel' dermiş gibi. Koltukta sürünerek Özgür'ün kolunun altına girdim. Kollarıyla belimi sardı ve saçlarımdan uzunca öptü.
"Esmer güzelim benim" dediğinde gülümsedim. "Telefonda söylediklerini unutmicam. Söyliyim" dediğinde başımı kaldırıp Özgür'e baktım. Dudaklarıma ufak bir öpücük bırakıp geri çekildi.
"Kötü birşey mi söyledim?"
"Tabiki söyledin. Ne o öyle bana birşey olursa falan?" dedi sitem ederek.
"Sadece söylemek istemiştim. O söylediklerim hala geçerli" dedim. "Ece'yle tanışmak istiyorum" yüzüne baktım. Kaşlarını çattı. Yanağını öptüm.
"Tamam." dediğinde şaşırmıştım.
"Geldik" taksicinin sitemiyle kendime geldim ve arabadan indim. Özgür'ün de inmesine yardım ettim. İki katlı beyaz bir eve gelmiştik. Özgür'ün kollarının altına girdim ve evin kapısına yönlendirdim. Kapıyı çaldım. Genç biri açtı kapıyı. Yeni uyandığı belli oluyordu.
"Özgür?" dedi boğuk çıkan sesiyle. "Senin burda ne işin var?"
"Doktor yardımın gerek. Bir kaza oldu ve" devamını getiremeden doktor içeriyi işaret etti. Beraber içeri girdik. Doktor önden gitti ve bir kapı açtı. Özgür'ü odayadoğru yürüttüm. Ameliyat odası gibi bir yerdi. Bir sürü malzeme vardı.
"Siz oturun ben yüzümü yıkayıp geliyorum" dedi ve odadan çıktı. Özgür'ü sedyeye oturttum ve bende yandaki sandalyeye. Duvarda asılı olan saate baktım. Saat sabahın üçüydü. Özgür'e baktım. Bana bakıyordu. Yanına oturdum ve sarıldım.
"Bakma bana öyle utanıyorum" dedim. Küçük bir kahkaha attı. "Neden?" dediğinde başımı omzuna koydum. "Telefonda söylediklerim için" konuşmadı. "Bende seni seviyorum" dediğinde başımı kaldırıp şaşkınca baktım ona. Gülümsedi. Dudaklarıma eğildi. Tam öpecekken kapı açıldı ve doktor girdi. Utançla Özgür'ün yanından kalkıp sandalyeye oturdum. Özgür'ebaktım. Gülümsüyordu.
Doktor eline eldivenleri geçirdi.
"Abi aç bakalım bacağını" Özgür pantalonunun paçalarını tutup yukarı sıyırdı. "Güzelim başını çevir" dediğinde sandalyeden kalkıp yanına gittim.
"Abi ameliyat yapmalıyız. Kurşun içeri girmiş" dediğinde endişeyle Özgür'e baktım. "Korkma Anka." dedi bana güven vermeye çalışarak.
"Abi bir sorunumuz var"
"Noldu doktor?"
"Abi narkoz bitmiş" dediğinde yeniden başımı Özgür'e çevirdim. Gayet soğuk bir tavırla cevap verdi. "Sen yap şu ameliyatı doktor"
"İzin vermiyorum" dedim kaşlarımı çatarak. "Özgür hastaneye gitmelisin"
"Doktor yap şu ameliyatı" doktor malzemeleri çıkartmaya başladı. Canı acıyacaktı. Hemde çok. Gözlerim doldu. "Canın acıyacak" dedim kısı bir sesle. Elimi ellerinin arasına aldı. Sonra dudaklarına götürüp öptü. "Sen benim yanımda olacaksın" dedi ve bir kez daha öptü.
"Abi bekle ben bir tahta getirim sana" dedi ve odadan çıktı. Napıcaktı ki tahtayı? Özgür sedyeye uzandı ve gözlerini kapattı. "Çok yoruldum" dedi. Sedyenin kenarına oturdum ve alnına düşen saçlarını arkaya ittim. "Teşekkür ederim" dedim ve yanağından öptüm ve alnımı alnına yasladım. Gözlerini açtı ve gözlerime baktı. "Neden?" birkez daha yanağından öptüm. "Beni orda bırakmadığın için. Hani bir araağlıyordun ya" dedim gözlerini devirdi. "Ondan birkaç saat sonra biran gelmeye-" sözümü bitiremeden dudaklarımdan öpmeye başladı. Elini saçlarıma koydu ve okşadı. Ayrıldı. Gözlerimi açıp Özgür'e baktım. Kaşlarını çatmıştı. "Bir daha sakın böyle düşünmd! Seni asla bırakmayacağım" dediğinde gülümsedim.
"Abi afadersin ama sizi de iki dakka yalnız bırakamıyorum" kafamı çevirdim ve bize bakan doktora utançla baktım.
"Doktor?.... Çok konuşma" dedi Özgür. Doktor yaklaştı ve küçük tahta parçasını Özgür'e verdi. Doktor malzemeleri çıkarttı ve Özgür'ün üzerine mavi bir örtü örttü. Tahta parçasını napıcak diye bakarken Özgür ağzına aldı ve sedyeye daha çok yayıldı.
"Abi başlıyorum. Biraz acıyabilir" dedi doktor.
"Ulan durduğun kabahat. Çıkar şu kurşunu" dedi ağzındaki tahta parçası yüzünden zorla konuşarak. Doktor işine başladığında hareketsiz Özgür'ün izledim. Biranda ağzındaki tahta parçasına dişlerini geçirdi ve inlemeye başladı. Yerimden kalktım ve Özgür'ün yanına gidip alnından öptüm.
"Doktor canı acıyor" dedim ağlamaklı bir tonda.
"Olucak o kadar" dediğinde cevap vericekken Özgür yeniden inledi. Ellerine baktığımda sedyenin örtüsünü sımsıkı sıktığını gördüm. Canı acıyordu. Yüzüne baktım. Alnında boncuk boncuk terler birikmişti. Bir elini örtüden çekip elimin içine aldım. Avcuma tırnaklarını geçirdiğinde yüzümü buruşturdum. Ama umursamadım. Elinden öptüm. Bir elim elini tutarken diğer elimle alnını sildim. Alnından öptüm yine. Dudaklarına baktım. Mosmordu. Yeniden inledi. Ağzındaki tahta parçasını aldım ve yerine ağzına bir parmağımı koydum.
"Özgür sen benim üzülmemi istemezsin. Ama senin canın acıyor. Seninki acıyınca benimki yanıyor. " parmağıma dişini geçirince yüzümü buruşturdum.
"Doktor ne zaman biticek? Canı yanıyor"
"Az kaldı" dedi. Özgür'e baktım. Yeniden parmağımı dişledi.
"Bitti" doktorun söylediğiyle parmağımı Özgür'ün ağzından çektim. Parmağımda diş izleri vardı. Çok derin..... Alnındaki terleri sildim ve öptüm. Sonra dudaklarına ufak bir buse kondurdum. "Geçmiş olsun. Biraz dinlensin." dedi ve çıktı doktor. Bir elim hala elini tutuyordu. Özgür'ün boşta bıraktığı yere uzandım. Başımı omzuna koydum. Boynundan öptüm ve sonra başımı kaldırıp yüzüne baktım. "Özür dilerim" dedim gözümdeki birdamla yaşın akmasına izin vererek. "Özür dilerim numaramı verdiğim yakışıklı çocuk"
