Evet mutluydum. Ama aklımda binlerce soru vardı. Ece kim? Özel biri mi? Acaba sevgilisi falan mı? Peki ben napıcaktım? Buraya bir görev için geldim ama......
"Özgür?"
"Hı"dedi uykulu çıkan sesiyle.
"Ece kim?" bana sarılan elleri sıkılaştı. Konuşmak istemiyordu. Ama merak ediyordum. Hemde çok.
"Lütfen" dedim.
"Sus ve sadece anın tadını çıkar."
"Özgür, bugün öğrenemezsem hiçbir zaman öğrenemem. Lütfen"
"Belki öğrenirsin.... Bugün çok şey yaşadın. Hepsini bir kabus olarak düşün ve uyu." dedi. Belki öğrenirsin derken? Yani anlatıcak mı?
"Belki derken? Yani anlatıcak mısın?"
"Hayır Anka. Uyu artık." dedi ve elini gevşetti. Elini çekeceğini düşündüğüm için ben ona sarıldım.
"Senin anlatmanı beklicem."
"Rüyanda görürsün." dedi ve başını saçlarıma daldırdı.
"Senin için önemli biri mi?"
"Of sanane Anka" dedi ve elini çekip bana arkasını döndü. Bende yataktan kalktım ve koltuklardan birine yattım.
*********
Gözlerimi açtım ve ayağa kalkmaya çalıştım. Boynum. Uf. Çok pis acıyor. Belim desen sanki üzerimden 10 Özgür geçti. Bu berbatlığa birde karnımın gurultusu eklendi. Ha! Tamam. Müthiş aile kadrosu.
"Özgür!!!" dedim yanına gidip. Cevap vermedi. "Özgür! Ben açım."
"Git nerde istiyorsan orda tıkın. Bu gece doluyum." dediğinde kafasına vurdum.
"Ne diyon ya sen! Ne kaar terbiyesizsin! Ben gidiyorum." dedim ve yataktan kalkıp odaan çıktım. Köşeyi dönünce polisleri gördüğümde panikledim. Ama kendimi topladım ve yanlarından geçerken onları dinledim. "Özgür Asabi oda numarasını söyleyin" diyordu. Geri döndüm ve koşarak odaya gittim. Oda kartım olmadoğı için kapıyı hızla çaldım. Hatta tekmeledim. Özgür uykulu gözlerle kapıyı açtı. Ayılması için yüzüne tokat attım.
"Özgür! Sus! Konuşma! Hadi! Gitmemiz gerek!" dedim ve bileğinden tutup çektim. Bileğini çekti.
"Noldu Anka!"
"Özgür polis!" devamını getiremeden bize doğru koşan polislere baktım ve Özgür'ün bileğinden tutup koşmasını sağladım. Otelden çıktık ve koşmaya devam ettik. Arkamızdan geliyorlardı. Neden yaptım bilmiyordum. Ama onun gitmesini istemiyordum. Hala koşuyorduk ve hala arkamızdan geliyorlardı. Ben olsam bende bırakmazdım. Özgür bileğimden tuttu ve bir duvardan dönmemi sağladı. Büyük bir kapıdan girdik. Burnuma leş bir koku geldi. Burası, burası şehir çöplüğüydü. Çöplerin üzerine basa basa bir köşeden döndük. Koşma yada siren sesleri gelmiyordu. Yere çömeldim ve sürekli olarak nefes alıp verdim. Özgür de yanıma oturdu. İkimiz de dinlendik. Özgür ayağa kalktı ve beni de kaldırdı.
"Gitmemiz gerek yoksa" devamını getiremeden resmi polis kıyafetli bir polis bizi farketti. Adam bağıracakken Özgür ağzını kapattı ve polisin kemerinden silağını çıkartıp kafasına tuttu. Diğer polislerde geldiğinde Özgür ciddi bir şekilde....
"Gitmemize izin verin yoksa onu öldürürüm" dedi.
"Genç adam. Zorluk çıkarmadan teslim ol. Suçunu hafifletebiliriz" Özgür alayla güldü. Sonra ciddiyetle bana baktı ve başıyla 'git' işareti yaptı. Olumsuz anlamda başımı salldım.
"Sana git dedim! Geri dönücem" dedi.
"Özgür yapma" dedim.
"Git!" diye bağırdı. Kulaklarımı kapattım ama yerimden kımıldamadım.
"Gidin burdan yoksa öldürürüm onu!"
"Özgür sakın yapma" dedim.
"Sana git dedim" diye bağırdı yeniden.
"Genç adam. Sakın ona zarar verme"
"Bırakmazsanız....."
"Tamam. Git. Ama onu bırak." dedi yaşlı polis. Özgür bana kalk dermiş gibi başını salladı. Yanına gittim. Polisi hala bırakmamıştı yavaş hareketlerle geri adımlar attık.
"Tamam artık bırak onu" dedi yaşlı polis. Özgür polisi bıraktı ve arkasından bir el ateş etti. Genç polis yere yığılırken ağzımdan bir hıçkırık çıktı. İki elimle ağzımı kapattım. Göz yaşlarım tüm yüzümü sırılsıklam etmişti. Neden yapmıştı? Bıraktılar bizi işte. Neden masum polisi......
Tek bir adım bile atamadım. Özgür bileğimden tutup sürüklemeye başladı. Hala ağlıyordum. Belki ailesi vardı. Onu evde bekleyen bir eşi. Ya öldüyse. Çocuğu varsa,ne olcaktı ona?
Bu sefer bir bara geldiğimizde bileğimi Özgür'den çektim.
"Neden!!! Neden yaptın bunu!!!" diye bağırdım yüzüne.
"Yoksa bizi yakalayacaklardı o yüzden" dedi soğuk bir tavırla. Yere oturdum ve bacaklaromı kendime çekip aglamaya devam ettim.
"Ya ailesi varsa! Ya evliyse! Hiç mi acımadın....arkasında bırakacaklarına! Ha! Nasıl bu kaar acıması olabilirsin!" dedim. Yanıma oturdu ve beni kendine çekip sarıldı. Elimi göğsüne koyup ittim. Ayağa kalktım ve bağırdım.
"İstemiyorum seni! İster beni de öldür! Umrumda değil! Seni istemiyorum! Sen acımasız,pislik,sapık,duygusuz ruhsuz,kalbi tek bir kişide kalan ve diğerini umursamayan, ayyaş bir manyaksın! Senden nefret ediyorum! Keşke sana verdiğim değeri bir esnafa verseydimde o kârlı çıksaydı!" dedim ve arkamı dönüp koşmaya başladım. Evin önüne geldiğimde direk kapıyı açtım ve elime bir valiz alıp kıyafetlerimi yerleştirmeye başladım. Yatağımın üzerinde Özgür'ün tişörtünü gördüğümde elime bir çakmak alıp balkona çıktım. Tişörtü yaktım ve balkondan aşağıya attım. Yerdeki minderleri,evdeki bardakları, büyük plazmayı hepsini balkondan aşağıya attım. Şuan orası çöplük gibiydi. En son valizimi aldım ve evden çıktım.
Yolda valizimle yürüyordum. Ama nereye gideceğim hakkında hiçbir fikrim yoktu. Önümde duran siyah arabaya baktım. İçinden iki adam çıktı ve burnuma bir bez değdirdi. Nefes almaya çalıştığım zaman burnum yanmaya başladı ve.........
********
Yüzüme çarpan soğuk sıvıyla gözlerimi açtım. Bana bakıp kahkahalarla gülen iki çift göze baktım. Sakallı, biraz yaşlı, dövmeli bir adamdı.
"Vayyy. Uyandı mı yalancı kız!" dedi ve yeniden kahkaha attı. Cevap vericektim ama ağzımdaki bez buna engel oldu. Yanıma geldi ve etrafımda dolaşmaya başladı.
"Polissin ha!" dedi ciddiyetle. Gözlerim kocaman açıldı.
"Peki sana bu gibi durumlar için nasıl bir eğitim verdiler?" dedi. 'Gel gel' dermiş gibi kaş göz işareti yaptım. Yaklaştı ve yaklaştı. Kafamı sertçe kafasına indirdiğimde ağzından 'ah' diye bir nida koptu. Sonra bana en sertinden bir tokat attı.
"Kızım bak kaşınma! Tek vurumluk canın var sıktım mı geberirsin" dedi dişleri arasından tıslayarak. 'Fıfı, sen çok biliyon' bakışları attım. Bir kez daha tokat attı.
"Acaba Özgür seni kurtarıcak mı?" dedi elini çenesine koyup sakallarını kaşıyarak. Az önceki ciddiyetim yerini hüzne bıraktı. Başımı eğdim. Gelmezdi ki. O kadar şey söylemiştim
Hayatta gelmezdi.
