İspanyol Vadileri
Önceki Zaman
Güneş tepede yanan bir alev topu gibi parlıyordu. Sıcak hava dalgaları enselerine inen ateş gibi hissettiriyordu. Havada alışılmadık bir sıcaklık vardı. Bahar mevsimine göre burası normal sıcaklık değerlerinin çok üzerinde olmalıydı. Ya da zaten bu sıcak burası için normaldi. Casey emin olamadı.
"Hey! Bambi?" Bambi onu duymadı. Casey eliyle fötr şapkasına ek bir gölge oluşturup baktı. Bambi uzaklara dalmış gibi durmuştu. Casey sinirlendi. Bu kız dinlenirken bile tuhaftı. "Bambi?"
Yine duymadı. "Bunun nesi var?" April'a sordu.
"Bilmem. Bambi işte. Her zamanki gibi."
"Ama beni duymadı bile."
"Seni ben zar zor duydum." April başını eğip taş ve toprak parçalarını temizlemeye devam etti.
"Ciddi olamazsın." Casey kendi kendisine konuşur gibi fısıldadı.
"Bak işte yine yapıyorsun. Sesinin ne kadar az çıktığına dair hiçbir fikrin yok."
"Bana gayet de yüksekmiş gibi geldi."
"Sana öyle geliyor. Bir de üçüncü şahıs olarak-"
"Evet, evet. Üçüncü şahıs. Ama o yok. Biz varız." Casey isyan edercesine konuştu. Güneş onu rahatsız etmişti. Gezegenin bu tarafında güneş sanki cehennemden çıkma bir alev topuydu. Burasının yazını düşünmek bile ölümden beter olurdu.
"Ama öyle. Bunu söyleyince kızıyorsun bir de."
"Ne alakası var?"
"Kendini tarafsızca eleştirebilmen lazım. Konfüçyüs bir keresinde-"
"Tanrım! April sen ciddi misin?"
"Ne?"
"Şimdi tam da Konfüçyüs zamanı, değil mi?"
"Ama tam bu durum için bir olayı vardı."
"Boş versene!" Casey başını çevirip Bambi'ye bağırdı. "Bambi?"
Bambi uykudan uyanırcasına başını çevirip gözlerini kıstı. Güneş onun başının üzerinden Casey'nin bulunduğu yere kadar onun gölgesini uzatmıştı. Günün daha sabah vakti olmasına rağmen bu sıcak gün içinde onları burada öldürecekti. Casey daha fazlasını düşünmek istemedi.
"Oradan bir su uzatır mısın?"
"Tanrı aşkına Casey!" April homurdandı.
"Sen sus!" Casey kısık bir sesle söyledi.
"Ama ben daha yeni dinleniyordum." Bambi mahmur bir edayla konuştu.
"Son yarım saattir öylesin."
"Hayır, on dakika bile olmadı."
"Sen öyle san."
"Hadi ama bu hiç de adil değil." Bambi ister istemez kayalık yamaca doğru ilerledi ve taşınabilir buzluğu açıp içinden bir su şişesi çıkardı. Gelip ona uzattı. "Buyurun. Başka bir emriniz var mıydı?"
"Bambi. Öyle demek istemedim. Güneş beni sinirlendiriyor." Casey özür dilemeye çalıştı ancak bundan pişman oldu.
"Boş versene. Çoktan rahatım kaçtı."
"İyi o zaman. Hadi çalışmaya gel. Profesör seni boş dururken görmesin. Adamın kafası bozuk zaten."
"Hep de benim başıma patlıyor."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Terraform-Taraflar
Ficção CientíficaNe zamandan beri orada olduğumu bilmiyordum. Tüm bildiğim şey başımı kaldırdığımda tuhaf bir dünyada olduğumdu. Soluk renkli çim kokularının içine sinen küf mide bulandırıcıydı. Güneşin sepya bulutlar arasından süzülen ışıklarından herhangi bir şey...