Kitabı açtım, yanına sözlüğü koydum, ilk olarak kitabın başındaki 2 kelimeyi sözlükten arayıp buldum, ateş ve ilim çıkıyordu, ateşin ilmi demek oluyordu bu sanırım, sonra atakanın söylediği sayfadaki kelimeleri tercüme etmeye çalıştım ancak bunların karşılıgı yoktu harf harf tercüme ettim, tuhaf kelimeler çıkıyordu, bunlardan biri de atakanın bahsettiği 5 isimden biriydi, 3 harfli bir kelime isteyen olursa söyleyebilirim, atakanın söyledigi sayfadaki başlıgı tercüme edince yok etmek oldugunu gördüm, yok etmek yazan bir sayfanın altında, atakanın söyledigi isim vardı, atakan bana onlardan birini yok ettirmeye calısıyordu o zaman, peki neden bana yaptırıyordu bunu, onun aklına benim kitabın heryerini acıp inceleyecegim gelmemişti sanırım, direk onun dedigi sayfayı acıp yazıları yazıp yakarım diye düsünüyordu, ilk sayfayı actım, rüyamda gördügüm gözlere benzer bir resim vardı sadece tasvirdi.
Kitabı sadece sözlükten tercüme etmek anlamak çok zordu, harflerin hepsi birbirine benziyor zaten, ancak ilk sayfadaki ateş ilmi yazısını görünce bunun pekte tekin olmayan bir kitap olmadığını anlamak zor değil, sayfaları çevirdikçe şaşkınlığım arttı, birbirinden çok alakasız şekiller vardı sayfalarda, boyama kitabı karalayan cocuk gibi, harf harf çevirmeye çalışmaktan bıkıp sadece resimlere bakıyordum, sonlara yakın bir sayfa da muma benzer şekiller gördüm, resimde tam 28 tane mum vardı, aklıma direk atakanla o gece yaptıgımız ayin geldi, o gün de atakan 28 mum kullanmıştı, demek ki o ayini bu kitaptan öğremiş, oturdum 2 saat tek tek bu sayfayı çevirmeye çalıştım, bu bir ritüelmiş, bazı varlıklarla iletişime geçmek için bu mumlar bir kapı görevi görüyormuş, bu mumlardan yükselen duman, onlara bir beden sağlıyor ve bu duman vasıtası ile iletişime geçilebiliyormuş, o gece atakan bana sessiz olmamı söylediginde buna istemeyerekte olsa uymadıgım icin, o varlıklardan cocuklarının birini istemeden de olsa öldürmüşüm, en azından o geceden sonra olaylar arttıgı icin böyle düsündüm, bu yüzden benden intikam istiyorlardı cocukları icin, karar vermiştim kendim bu ritüeli tekrar yaparak hicbirseyin suclusunun ben olmadıgımı onlara anlatacaktım, bu derece kurtulmak istiyordum onlardan.Tek tek çevirdim o sayfayı, malzemeleri ayrıntılı vermek ne kadar doğru bilmiyorum ama yine de söylüyorum, 28 tane mum, ifritler tarafından lağvedilmiş bir kolye, herhangi bir kolye olabilir bu sadece boynunuza takacagınız ve üzerine resminizi koyabileceginiz bir şekli olsun yeter, ve o kitapta yazan sözler ile, çagırmak istediginizin adının yazılı oldugu kagıtlar, bütün mumları hazırladım ve kitapta belirtilen ayrıca atakanda bizzat şahit olduğum şekli yaptım, ortasına kendi resmimin olduğu kolyeyi koydum, isimleri yazdım, ışıkları kapattım, mumları yaktıkça tekrar atakanın evinde olan şey olmaya başlıyordu, yani bir hayli boş olan odamda, istemsizce dolaşan binlerce gölge vardı sanki, ama sadece mumlara odaklanmalıydım, başka yere bakmamalıydım, bu tehlike arz ederdi, kitaptaki sözlerin türkçe okunuşlarını da bir kagıda yazdım yani türkçe anlamlarını değil sadece nasıl okunduklarını türkçe olarak yazdım ve ordan okumaya başladım, o sözleri okuyup arkasından birinci ismi okudum, sonra sırasıyla aynı işlemi diger isimlere de uyguladım.
Size bunu nasıl anlatabilirim bilmiyorum, kendi kendinizle konuşmak gibi bir duygu bu, bir rüzgar sizinle konuşuyor gibi diyeyim ya da, öyle duyduğunuz gibi arapça falan konusmuyor, siz onu anlıyorsunuz, cünkü sizin icinizden konusuyor sanki, ancak dısardan bu ritüeli izleyen birisi sizin kendi kendinize arapça konustugunuzu zanneder, tıpkı köpeklerin kendi aralarında anlastıkları ama bizim sadece hav hav sesi duymamız gibi, siz onlarla iletisime gecince dısarısı sizin arapca konustugunuzu zannediyor, kitaptaki yazıları okudum 1. yi *** kabilesinden *** oglu kendini tanıt dedim, gel dedi sadece, sus dedim, sadece kendini tanıt.