Quanttum: Part 20

327 5 0
                                    

Bu ecenin amcası olacak lavuk, sorular soruyordu, yaşımı falan sordu, cevap verdim, sen atakanın kitabını gördün mü dedi, evet dedim, peki hiç bir ritüel düzenledin mi dedi, düzenlemeye çalışırken yangın çıkardığımı anlattım, ilk ne zaman bir ritüele şahit olduğumu, atakanın odasında sadece sessizce oturmam gerekirken, ses cıkardıgımı ve o ritüelin ilk şahit olduğum ritüel olduğunu aynı zamanda kötü sonuclandıgını söyledim, ritüel harici yaşadığın ilk olay bumuydu dedi, hayır dedim, daha öncesinde atakanın odasından sesler duydugumu filan söyledim, birinin kapıdan seslendiğini, sana dedi *** kabilesinden 5 tanesini yollamışlar, bunlar gerçekten güçlüdür ancak herkesin zayıf bir noktası vardır dedi, benden bazı malzemeler istedi bunu burda yazmıyorum, onları buldum getirdim

malzemeleri adama verdim, arka tarafta bir oda vardı 30 m2 civarı bir odaydı bu, ancak penceresine tuğla ördürmüştü bu odanın, iç bunaltıcı ve zifiri karanlıktı, ışığı açtı biz odaya girerken, ışıgı açmasına rağmen o iç bunaltıcı bir atmosfer hakimiyetini kaybetmemişti, belki de bunun sebebi daha önce burada sayısız kere gerçekleştirmiş olduğu ritüellerdi, o günahlar tıpkı örümcek ağları gibi yuvalanmıştı belki bu odanın her bir köşesine, genel hatlarıyla boştu oda lakin bir köşede duran masa ilk etapta göze çarpan şeydi, detaylı olarak odaya göz gezdirince yönü duvara çevrilmiş yerde duran büyük bir boy aynası, 4 sandalye ve masanın üzerinde duran kağıt kalem, mumlar, ve çukur bir tabak göze çarpıyordu, adam sandalyelerden birine oturmadan ayak üstü benim getirdiğim malzemeleri masanın üzerine koydu bunları ayrıştırıp tabağın içine koydu, masanın üzerinde duran kagıtlardan birine yine masanın üzerindeki kalem vasıtası ile yazmaya başladı, ben sadece izliyordum, atakanın yaptıgından çok daha ciddi bir ritüel olduğu bu kadar hazırlıktan belliydi, sandalyelere oturmamızı söyledi, o dakikaya kadar ne olursa olsun diyen ve korkularımı bastırmış olan ben artık iş bu noktaya gelince yaşadıklarıma, gördüklerime ve kabuslarıma rağmen içimdeki ürpertiye hakim olamıyordum

bize söylediği şekilde sandalyelere oturduk, sandalyenin biri boş kalmıştı, masada duran mumları yaktı, aynayı masanın üzerine *** şeklinde koydu, mumları tek tek *** şeklini elde edene kadar özenle aynanın üzerine yerleştirdi ve hepsini yaktı, biraz evvel birşeyler yazmış olduğu kagıdı ikiye böldü ve birini bana, birini atakana verdi, bunları o bize dediğinde aynı anda okumamızı söyledi, atakan'ın benden cok sey bilmesine, bu islerle cok daha alakalı olmasına rağmen yüzündeki korku ile karışık tedirginlikten, bu ritüelden ne kadar çekindiği belli oluyordu, onun bu tedirginlik dolu yüz ifadesine baktıkca icimde türlü korkular filizleniyordu, ancak burada bırakıp gitsem bu kabuslar devam edecekti, hiçbirşeyi halledememiş olacaktım, ne olursa olsun burada kalıp bunu yapacaktım, o adama ve bunların sebebi olan atakan'a güvenmekten başka elimden gelen birşey yoktu, adam ayağa kalktı, ışığı söndürdü, mumlardan biraz olsun aydınlanıyordu içerisi ancak yine o zifiri karanlık etkisini tamamen kaybetmemişti, geldi oturdu, tabaktaki malzemelere de bir kibrit çaktı, bize başlayın dedi, başladık okumaya, adam da gözlerini kapatıp ezberinden birşeyler okuyordu, lakin atakan ile adamın okuduklarını dinleyince üçümüzün okudugu seylerin farklı oldugunu duydum, bunu o zaman bilmiyordum üzerinde de fazla durmamıştım ancak şimdi çok iyi biliyorum ki, ücümüz de ayrı ayrı ritüel yapıyormuşuz, bunun nedeni ise uğraştıgımız şeylerin son derece güclü olmasından kaynaklanıyordu

bu sefer atakan'ın evinde yaşadığım deneyimden çok daha korkunç, çok daha derin tedirginliklere arkaüren bir deneyim yaşayacaktım, bunlardan habersiz sadece kurtulmak umuduyla okuyordum mumun yaydığı hafif ışıkta kağıdı, atakanın sesi, adamın sesi, benim sesim, o günahlar odasında birbirine karışıyordu, mumların ışıgı hafif hafif tiremeye başladı, adam ezbere okumaya devam ederek gözlerini açtı, okuyor okudukca aynanın ortasına bakıyordu birden gözleri dev gibi oldu, sesi hızlandı bagırarak okuyordu, mumların alevleri yükseldi dumanlar arttı odada hareket ediyorlardı duvarlardan net biçimde görülüyordu, artık içerdeydiler, hoca bağırarak adını sordu, *** oglu *** yım dedi, tekrar adını sordu *** oglu *** yım dedi, ne istiyorsun *** oglu *** dan dedi, benden bahsediyordu, adım anılınca icimdeki korku iki kat daha büyümüştü, katil dedi

QuanttumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin