Ayakkabılarının bağcıklarını bağlayamamanın verdiği sinirle oturduğu merdivenden kalktı ve yukarıya baktı.
"Anne, bağcıklarımı bağlayamıyorum!" Kimsenin duymadığını fark ettiğinde ofladı ve evin kapısına ilerleyerek sokağa göz attı.
Ali yine Mete'lerle birlikte futbol oynuyordu. Koca gözlerini hepsinin üzerinde teker teker gezdirdikten sonra tekrar Ali'ye odaklandı.
Ayakkabılarının bağcıklarını bağlamadan içine sokmuştu, ki Selin her zaman onun yaptıklarını yapardı.
Yüzündeki zafer gülümsemesiyle ayakkabılarına eğildi ve bağcıklarını içine soktu.
Şimdi yine Ali gibi olmuştu işte. Bi' an için aklına annesinin iyi ki de onu duymamış olduğu geldi.
Çünkü üzerinde tıpkı Ali gibi bir şort ve onunki gibi kirli bir t-shirt vardı.
Annesi onu bu hâlde görse kim bilir neler neler derdi.
Omuz silkerek kendini dışarı attı ve Ali'lerin yanına doğru ilerlemeye başladı.
"Ya pas versene şerefsiz." Takımı, her daim Ali'nin küfürleri yönetirdi. E tabi bunca küfürü öğrenmekte kolay olmamıştı.
Babası her maç izleyişinde gizli gizli onu dinler, edindiği tüm bilmedik kelimeleri hafızasına kaydeder, ertesi gün ise neredeyse tüm mahalleye öğretirdi.
Tek elini arkasına atarak diğer elini havaya kaldırdı ve gamzelerini belli edecek şekilde gülümsedi.
"Ben geldim." Ali tam topa vuracağı sırada duraksayarak arkasını döndü. Onunla beraber diğer çocuklar da Selin'e dönerek yüzlerini buruşturdular.
Ne vardı yani, daha önce hiç mi erkek tipli çocuk görmemişlerdi?
"Selin, bu ne hâl?" Ali'nin yanına gelerek elini tuttu.
"Nasıl olmuş, sizinki gibi bak benim t-shirtim de! Banyodaki kirli sepetinden çaldım." Çocuklar kahkaha atmaya başladıklarında yüzündeki gülümsemeyi sildi. "Çok mu komik?"
"Selin tipine bak!" Elini Ali'nin elinden çekerek beline koydu ve Eren'e döndü.
"Ne varmış tipimde! Senden güzelim ben tamam mı?" Ali ayağının altındaki topu Mete'ye atarak Selin'in elini tekrardan kavradı.
"Böyle sokağa mı çıkılır akıllım!"
"Siz çıkıyorsunuz ama.." Alnından akan teri iki eliyle silerek üstüne sürdü.
"Biz erkeğiz ve senden büyüğüz. Sen daha küçüksün, hem sen kızsın Selin." Küçük topuzundan düşen tutamı parmağına doladı ve başını yana yatırdı.
"Bi' seferlik bende oynasam, n'olur n'olur n'oluur!"
"Ali bırak hadi Selin'i, daha küçük o anlamaz böyle şeyleri."
"Ya siz doksan bir beş yaşındasınız sanki!" Ali sırıtarak Selin'e baktı.
"Beş yaşına geldin hâlâ sayıları bilmiyorsun."
"Sanki sen biliyorsun." Yüz ifadesi egosundan ödün vermezken Selin'e yaklaştı.
"Biliyorum tabi!"
"Bilmiyorsun!"
"Biliyorum dedim!"
"Yalancı, bilmiyorsun işte."
"Sensin o yalancı! Biliyorum ben."
"İyi o zaman, bir on üçle, iki ikiyi topla hadi!" Duraksayarak Selin'e baktı. "Çözemezsin dimi, biliyordum." Terden alnına yapışmış saçlarını geri iterek bakışlarını yere çevirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pamuk Şeker
Fanfiction"Param yokki alamayız biz ondan." Küçük elleriyle yerden destek alarak ayağa kalktı Selin. "Ben kumbaramda biriktiriyorum akıllım! Bekle alıp geleyim." Elindeki oyuncak silahı Selin'e doğrulttu ve gülümsedi Ali. "Paraları ver, küçük." Dil çıkarara...