Babam her şeyden habersiz uzaklarda, çook uzaklarda; farklı bir masalın kahramanıydı. Belki de unutmuştu beni, bizi.. Annem alışmıştı ama hatırladığında gözleri içten içe dolardı her zaman kim bilir neden? "Eksikliğini mi hissederdi ya da olanları gururuna mı yediremezdi bilmiyorum." Eve gelene kadar annemin ağzını bıçak açmadı, eve geldiğimizde de yüzünde ki o hüzünlü ifade hiç değişmemişti. Bir şeyler düşünüyordu; yüksek bi sesle " -Ne oldu bana Anne?" Dediğimde daha erken yanıtını aldım. Ama gözlerinde ki o buğulu bakış daha fazla artmıştı, dokunsam ağlayacaktı. Akşam yemeğine kadar aynı sessizlikte devam ettik. Yemek yerken annem bana yapmam gerekenleri anlattı; " - Yavrum, bugünden sonra hayatımız da acı diye bir şey olmayacak.. üzülmeyeceğiz, hiç ağlamayacağız. Kafana bi darbe de almanı istemiyorum.." dedi. Ve ben sadece nedeni ni merak ediyordum, açıklamasını istedim çaresizce. Bir anne için cevabının ne kadar ağır kelimelerle dolu olduğunu yüzünden anlayabiliyordum. Annem doğal davranmıyor, sürekli kelimeleri seçerek konuşuyordu. "Beyninde bi baloncuk var ve bu balonu korumamız gerekiyor, kimsenin zarar göstermesine izin vermemeliyiz." Dediğinde.. düşündüm bi balon insana ne kadar zarar verebilir ki! (?) Biz çocuklar için vazgeçilmezimiz olan oyuncağımızı artık beynimin içinde saklıyor olabilecektim. "Oysaki annemin üzüntüsü nedendi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP ÇOCUK
Randomİçinde ayrı ayrı -kayıp 'lar veren bir çocuğun yaşamla olan mucizevi bir hayat öyküsü. Yarım kalan hayaller, yarım kalan -umut'lar ve yarım kalan -Masallar..