"Taehyung..."
Bir yandan kıza ölümcül bakışlarımı atıyorken tanıdık bir ses adımı söylemişti. Sesin geldiği yöne baktığımda içime bir öküz oturdu. Bu ses Jimin'den gelmişti. Ağlıyordu bütün her şeyi görmüştü. O kızla öpüştüğümü. Jimin'in yanına gittim ama o geri çekildi. Gözünde gördüğüm acıyla bana baktı.
"Dokunma bana. Nasıl yaptın bunu. O sana yaklaşırken hareket bile etmedin. Sende mi istedin Taehyung? HUH SENDE Mİ İSTEDİN!?!" Hiç bir şey yapamıyordum. Sadece olduğum yerde Jimin'i seyrediyordum. Dedikleri doğruydu. Haklıydı. Şu an kendimi savuncak kelime gelmiyordu aklıma.
"CEVAP VER TAEHYUNG. BEN İSTEMEDİM DE ZORLADI DE birşeyler söyle Taehyung..." Bana bağırıp göğsüme vururken ağlaması daha da şiddetlendi ve olduğu yere çöktü. Ağlamak istiyordum bende onun gibi. Yapamıyordum. Bende onun yanına çöktüm. O sırada telaşlı bir şekilde Jin hyung geldi.
"Bağırışları duy- ne oldu size?" Ben cevap vermedim. Veremezdim de zaten.
"Cevap versenize. Jimin neden ağlıyorsun? Bu kız kim?" Jimin ayağa kalktı. Bana baktı ve Jin hyunga döndü.
"Bence bu soruya en iyi cevabı Taehyung verebilir. Ne de olsa onunla öpüşecek kadar samimi" dedi ve gitti. Jimin gidince Jin hyung elini uzattı.
"Hadi Tae eve gidelim." dedi. Jin hyungun elini tuttum ve ayağa kalktım. Jin hyungla birlikte arabaya yürüdük. Arabaya bindiğimde Jimin Jungkook ve J-hope hyungun yanına oturmuştu. Arabaya bindiğimi bilmesine rağmen yüzüme bile bakmamıştı ve bu bana yaşadığım acının bin katını yaşatıyordu. Neden o kızla buluştum ki? Neden böyle bir saçmalık yaptım? O kızla buluşmasaydım şu an Jimin hala benimleydi. Bu kadar saf olabilmeyi nasıl becerebiliyordum?
YURT
Aklımda bin bir düşünceyle geldim yurda. Ona kendimi affettirmem gerektiğini düşündüm ve bu düşünceyle Suga hyungun yanına gittim. Suga hyungda bana yardım edip Jimin'i dışarı çıkardı. Bende odayı mumlarla ve gül yapraklarıyla süsledim. Şimdide Jimin'i bekliyordum. Eve gelmişlerdi ama Jimin daha odaya girmemişti. O kadar heyecanlıydım ki sürekli eksik bir şeyler varmı diye kontrol ediyordum. Yüzümdeki gülümseme yüzünden yanağım ağrımıştı ama durduramıyordum. Sonunda kapının açılış sesini duydum ve bütün odağımı o mükemmel insana verdim...
JİMİN'İN AĞZINDAN
Yurda geldikten sonra Suga hyung beni eğlenmem için dışarı çıkarmıştı. Ne kadar eğlendiğim tartışılır ama en azından Taehyung'un yüzünü görmedim. Cidden bu yaptığına hala inanamıyordum. Beni sevdiğinden şüphem yoktu ama o kız onu öperken hiç bir şey yapmadı. Belki o da istedi. Bu düşüncelerle onunla sevgili olamazdım. Onunla aynı odada bile kalamazdım. Bu yüzden Hobie hyungla konuştum benimle yer değiştirecekti. Bende odama eşyalarımı toplamaya gidiyordum. Sonunda odanın önüne geldiğimde gözyaşlarımı sildim ve derin bir nefes alıp kapıyı açtım. İçeriye girdiğimde büyük bir şok yaşadım. Oda tamamen güllerle ve mumlarla süslenmişti ve Taehyung... O gerçekten çok yakışıklı olmuştu. Bordo takım elbisesi ve dağınık saçları. Suratında o mükemmel gülümsemesi. Bana doğru yaklaştı ve elimi tuttu. Çok heyecanlı görünüyordu ama onun heyecanına karşı ben sadece acı hissediyordum. Elimi elinden istemeyerek de olsa çektim ve dolan gözlerine baktım.
"Taehyung... Bence ayrılmamız en doğrusu. Seni sevdiğimden hiç bir zaman şüphe etme çünkü bende senin beni sevdiğinden şüphe etmiyorum sadece bu gün olanlardan sonra bu en doğrusu." dedim. Taehyung'un gözünden bir damla yaş aktı tam parmağımı uzatıp silecektim ki hızlıca sildi göz yaşını. Bana öyle bir bakıyordu ki sanki gözleri kalbimi delip geçiyordu. Daha fazla o gözlere bakamadım ve dolaba doğru ilerledim. Dolaptan bavulumu alırken Taehyung konuştu.
"Nereye?" dedi. Suratına bakmadan daha doğrusu bakamadan konuştum.
"Hoseok hyung ile yer değiştiricem o buraya gelecek bende Jungkook ve Suga hyungun yanına." dedim. Kıyafetlerimi koyarken beni durdurdu.
"Senin gitmene gerek yok ben giderim." dedi. Bu sefer de o kendi bavulunu aldı içine bi kaç eşya koydu telefonunu aldı. Odadan çıkarken bir an durdu ve bana döndü.
"Sen böyle iyi olacaksan, istediğin gibi olsun sevgilim." dedi ve odadan çıktı. Güllerle ve mumlarla dolu odadaki duvara yaslandım ve yere çöktüm. Göz yaşlarımı Taehyung varken tuttuğum için şimdi serbest bıraktım ve ağlamaya başladım.
"Tanrım yardım et. Ben onsuz yapamam."
TAEHYUNG'UN AĞZINDAN
"Hyung sen Jimin'in yanına git. Ben burada kalcam." dedim Hobie hyunga. O da başıyla onayladı ve eşyalarını toplamaya başladı. Bende yatağa oturdum ve boş boş yere bakmaya başladım. Şu an acıdan başka hiç bir şey hissetmiyordum. Kötü olan bu duygu gerçekten çok boktan bir şeydi.
"Topladım V. Bu arada en kısa sürede barışmayı unutmayın." dedi ve başımı öpüp odadan çıktı Hobie hyung. Bilmiyordu ki ben en kısa sürede Jimin'le barışmak için her şeyimi verirdim.
"Abi uyumayacak mısın?" Bunu söyleyen Jungkook'du. Arkamı döndüm ve onu başımla onayladım.
"Yatıcam abicim."dedim ve yatağa yattım. Gözlerimi kapattım uyuymaya çalıştım ama sadece çalıştım. Uyuyamıyordum. Resmen benden ayrıldı. Ben onu o kadar çok severken en doğrusu bu dedi. Bu sıkıntı içimi kapladı ve inanılmaz bir bunaltı hissi yarattı. Yerimde duramıyordum, nefes alamıyordum. Yataktan kalktım ve aşağıya indim. Ayakkabılarımı ve montumu giyip dışarı çıktım. Nereye gittiğimi bilmeden yürüyordum çünkü her an aklımda Jimin'in benden ayrıldığı vardı. Uzun süredir tuttuğum göz yaşlarımı bıraktım. İçimde ki acı bağırışlara dönüştü tek başıma ıssız bir sokakta ses tellerime garezim varmışçasına bağırıyordum.
"NEDEN BU KADAR APTALIM Kİ? NEDEN? neden neden neden." Ağlamam durmuyordu. İçimdeki şey hala devam ediyordu. Artık buna dayanamıyordum. Umarsızca yürümeye devam ettim. O sırada karşıdan gelen oğlan beni yanında ki arkadaşına gösterdi ve güldüler.
"Sen şu BTS'deki gay olan değil misin? Sevgilin nerede? Ayrıldıysanız biz sana yardımcı oluruz." dedi ve üzerime doğru gelmeye başladılar. Onlar gelirken bende koşmaya başladım. Onlarda arkamdan koşmaya başladılar. Nereye gittiğimi bilmeden rastgele bir sokağa girdim. Ve tahmin edebileceğiniz gibi çöplerin konulduğu bir çıkmaz sokak. Hemen geri çıkmaya çalışırken karşımda adamları gördüm. Geri geri yürümeye başladım. Sırtım duvarla buluştuğunda bana güldüler.
"Artık kaçamazsın." dedi iri olan. Kaçamazdım ama belki kendimi savunabilirdim. Adam gittikçe yaklaşınca tüm cesaretimi toplayıp adama yumruğu geçirdim ve kaçmaya çalıştım ama diğer adam tarafından durduruldum. İri olanda kendini toparladı ve bana döndü.
"Madem beni istemedin belki yumruklarımı ve tekmelerimi seversin." dedi ve bana bir yumruk geçirdi. Diğer adamda benim yerdeki bedenime tekmeler atmaya başladı. Karşılık veremiyordum. Gücüm yoktu. İri olan beni kaldırdı ve yere doğru hızlıca attı. Gözlerim kararmaya başladı ve son duyduğum cümleler şunlar oldu.
"Ne yaptın sen!?! Öldürdün adamı!?!..."
---------------------------------------------------------------------------
AYOL BEN AYRILIK ŞEYSİLERİNİ YAZMAYI ÇOK SEVDİM GFDHJ
NEYSE YİNE DİYOM SÖVMEYİN...
ANYOOONG
ŞİMDİ OKUDUĞUN
95's LOVE
FanfictionEski arkadaşına artık arkadaş olarak bakmayan Taehyung. Eski arkadaşına karşı olan duygu değişimlerini anlamayıp hayatına devam eden Jimin.