Seni istiyorum... ---Bölüm 13

1.8K 97 23
                                    

 Yine yeni bir gün. Artık tatilimiz bittiği için bu gün konserlere çıkmaya başlayacağız. Bu yüzden de erkenden uyanıp hazırlanmamız gerek. Yaptığım işin en kötü yanı en sevdiğim şeyden uzak kalmak. Uyku neredeyse hayatımda ki en değerli şeyken ondan uzak kalıyorum. O yüzden de bulduğum her fırsatta uyuyorum. Şu an da bulduğum fırsatlardan biriyken her saniyemi bu ana vermek istiyorum.

"hiyung hiyung hiyung" Ah cidden Hobie hyung. Bu tuhaf seslere karşı hiç cevap vermeden uyumaya devam ettim. Hobie hyung bu sesleri çıkarırken aynı zamanda yüzümün farklı yerlerini sıkıyordu. Daha sonra kıyafetimi çekiştirmeye başladı. Elimle elini çektim kafamı yana yatırıp uyumaya devam ettim. Bir süre sonra elini yüzümde gezdirmeye başladı. En sonunda dayanamadım ve rahatsız olduğumu belli eden bir ses tonuyla "aaa" dedim ve elini uzaklaştırdım. Geri çekildiğini hissettiğimde rahatlamıştım ve uyumaya devam ettim.

"Vay pis" diye bir ses duyduğumda gülmeye başladım. Çünkü sesini kalınlaştırmış ve birini taklit ediyormuş gibi çıkarmıştı. Sonunda gülmem durduğunda beni sabahtan beri rahatsız edenin Hobie hyung değil elinde bir kamera olan sevgilim olduğunu fark ettim. Kamerayı bir süreliğine kapattı bende o kapatınca tekrar uyuduğum sandalyeye yayıldım ve uyumama devam etmeye çalıştım. Jimin sandalyemi aynaya doğru çevirdi ve elini omzuma koydu. 

"Jimin'in intikamı" dedi. Ah cidden benim uykumu intikam için mi kaçırmıştı.

"Uykumu kaçırdın ChimChim" dedim ve sandalyede doğruldum. Jimin sırıttı ve bir sandalyeye oturdu. Birden suratı değişti ve bana döndü.

"Taehyungie Jackson ne yapıyor?" Cidden Jackson ne yapıyordu onunla en son Jimin'in sahile gittiği gün görüşmüştüm.

"Bilmem. Sanırım aramalıyım." dedim ve elime telefonumu aldım. Rehberde "J" harfine geldiğimde yavaşladım ve Jackson yazan yerde durup bastım. Bir az bekledikten sonra telefon açıldı.

"Hey! Jackson naber?"

"Beni bir daha aramazsın sanmıştım. Bu arada sevgili olmuşsunuz sonunda. Tebrikler."

"Sağol senin sayende" dedim ve güldüm. 

"Sanırım o dikdörtgen gülüşünü özledim."

"Müsait olduğumuz bir zaman görüşebiliriz. Yani sende istersen." dedim. Jimin yandan tek kaşını kaldırmış dikkatlice bizi dinliyordu.

"Olur ama senin müsait olabileceğini düşünmüyorum. Konserleriniz başlıyormuş diye duydum."

"Evet istersen sende konsere gel sahne arkasında görüşebiliriz."

"Pekala. Bilet kaldıysa gelmeye çalışırım." dedi. Onun görmeyeceğini bildiğim halde kafamı salladım daha sonra "Görüşürüz" dedim ve telefonu kapattım.

"Benim yanımda eski sevgilinle konuşman ne kadar mükemmel." dedi Jimin. Ona söylemeyi unutmuştum.

"Jimin Jackson'la seni kıskandırmak için sevgili taklidi yaptık. Ve gördüğün gibi işe yaradı" dedim ve Jimin'in sandalyesini kendime çektim. Jimin ayağa kalktı ve bana döndü.

"Taehyung sadece bana beni sevdiğini söyleyebilirdin." dedi. Kolundan tuttum ve onu kendime doğru eğdim. 

"Seni seviyorum Jimin. Seni seviyorum Jimin. Seni seviyorum Jimin. Seni seviyorum Jimin. Bunu daha binlerce kez söyleyebilirim. Çünkü seni seviyorum Jimin." dedim. Suratında utanmış bir ifade vardı ama belli ki o bunu saklamaya çalışıyordu. Doğruldu ve geri sandalyesine oturdu.

"HADİ BTS TOPLANIN SON 5 DAKİKA" dedi Namjoon hyung. Onun sesiyle sahneye çıkacağımız yere doğru ilerledik. Dışarıdan hayranlar 10'dan geriye doğru sayıyorlardı. Sonunda 0'a geldiğinde hepimiz sahneye çıktık ve yerlerimizi aldık. Hayranların çığlıkları kesildiğinde Run'ın melodisi çalmaya başladı ve Namjoon hyung şarkıyı söylemeye başladı.

95's LOVEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin