Kolumu çekmemle bileğimde hafif bir sızı hissettim. Arkamı hızla döndüğüm an yüzünde traş köpüğü olan birini görmeyi beklemiyordum. Iğğ iğrenç, yüzüne değen jilet az önce benim bileğimimi kesmişti.?
Yüzüne bi açıklama beklercesine baktığım sırada; çocuğun vücudumdaki kapanmış eski yaralarıma baktığını ve ardından yüzünde ufak bir tebessüm oluştuğunu gördüm. "O boyla ve o havluyla şartellere uzanabileceğini mi sandın?" diyerek, küçümseyici bir bakış attı ve daha ağzımı açmama fırsat bile vermeden önümden geçerek hızla indi. Elektrik panosunun önüne ulaştı. Atan şartelleri kaldırdıktan sonra benim duraksamış halime yeniden küçümseyici bir bakış atarak merdivenleri hızla tırmandı ve ben daha beynime hareket etme komutunu veremeden onun dairesinin hızla çarpan kapısının sesi kulaklarımı doldurdu.
Aldığım sıcak duşunda etkisiyle akşama kadar uyumuştum. Kalktığımda her yer karanlıktı. Işığı açmamla gözüm saate takıldı. İşe gitmek için çok az zamanım kalmıştı. Şükür ki saatlerce hazırlanan kızlardan değildim.
Siyah askılımı ve kot pantolonumu üzerime geçirdiğim gibi dışarı attım kendimi. Ara sokaklardan geçtikten sonra nihayet o 'güzel' iş yerime ulaşabilmiştim.
Dış görünüşü apartman dairesi gibi, süslü veyahut reklamlı olmayan sade bir yer. Girişindeki tabela olmasa kimse orada bi bar olduğunu farketmez. Ama içerisi dışarıya nazaran daha güzel ve bakımlı bir yer. Eskitmeli taşlardan duvarları, her yerinde rengarenk ışıklandırmaları ve kocaman güzel bi dans pisti var. Ben bar kısmındaki barmenlerden biriyim. Burayı sevsemde işimi sevdiğim pek söylenemez. Her mesai başında, çıkardığım kavgalar yüzünden sıkı tembihlenmek gerçekten yoruyo insanı. Erkeklerden nefret ettiğim söylenemez. Çünkü penisi olan hiç bir şeyi insan veya başka bir varlık olarak görmüyorum. Hepsi tamamen anlamsız benim için. Olsalarda, olmasalarda farketmez.
O mide bulandırıcı tembihlerden birini daha dinledikten sonra bar kısmına geçtim. Bütün hazırlıklarımı yaptım diyene kadar zaman çoktan geçmiş, insanlar gelmeye başlamıştı bile.
Saat ilerledikçe ortam yoğunlaşıyordu. Bara gelen müşterilerle ilgilenirken bi yandan da kafası güzel olmuş insanların saçma sapan hikayelerini, ağlayıp sızlanmalarını dinliyordum. Bazen öyle ottan boktan şeylere ağlayıp içiyorlar ki; kafalarını bira şişesiyle patlatıp senin derdine sokim, benim yerimde olsaydın kendini asardın diyesim geliyor..
Sabahın ilk ışıkları doğarken işten çıkmak için hazırlandım. Bi an önce sıcak bir duşa girmek için adımlarımı hızlandırdım.
Apartmana girdim ve hızlıca merdivenleri tırmandım. İkinci kat merdivenlerine geldiğimde yine o sesle karşılaştım. "Biraz daha ister misin, söylee! " , "evet daha çok, hadi lütfen ah" tanrım burada ne oluyordu böylee?
O iğrenç seslere daha fazla dayanamayacağımı anlayınca kendi katımın merdivenlerine yöneldim. Tam o sırada hiç yabancı olmayan kırbaç sesi ardı ardına kulaklarımı doldurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hiçbir Şey Olmayan Birşey
خارق للطبيعةBenim adım Eslem.. Hayatımın en büyük hatasını hiç farkında olmadan hergün tekrarlamışım, bilemedim...