"Masal senin geçenlerde aldığın stilettolar nerde?"
"Şu dolabın en alt çekmecesinde"
"Kanka senin bu rujunu kullanabilirmiyim?"
"Tabii, kullanabilirsin"
Evet, muhtemelen sizlerde anladığınız üzere biz şu an hazırlanıyoruz. Siz neye hazırlanıyorsunuz diye sormadan ben hemen söyleyim; Yağmur Seçkin'in Hoşgeldin Üniversite Partisine.
İlk haftamız gerçekten çok sakin ve güzel geçti. Yağmur ve Simay ile baya iyi arkadaş olduk. Bütün hafta onlarla takıldık, sohbet ettik, derslere girdik. Ve bir haftanın ardından Yağmur bizi partisine çağırdı. Sadece bizi de sayılmaz aslında çünkü okulda önünden geçen herkese üzerinde partinin bilgileri yazan küçük broşürler dağıttı ve böylelikle bütün okulu partisine çağırmış oldu.
"Kanka ben bugün bunları giyebilirmiyim?" Başımı sesin geldiği yöne çevirdiğimde Azra'yı elinde benim geçenlerde aldığım stilettoları tutarken gördüm ve sorusunu "Tabii" diyerek yanıtladım.
Aramızda ki en heyecanlı kişi nedense yine Azra'dı. Onun neden böyle olduğunu cidden hiç anlamıyordum. Hatta bazen yaşından şüphe duyuyordum, çünkü bence Azra 20 değil de en fazla 14-15 yaşlarındaydı.
"Azra hadi yaa daha hazırlanamadın mı? Bak geç kalacaz" Rüya Azra'nın tam aksine her zaman yaşından da olgun davranıyordu. Ve bu yüzden bize de bir nevi ablalık yapıyordu.
"Tamam hazırlandım, hadi çıkalım"
---
Yaklaşık 2 saat süren bir araba yolculuğunun ardından Yağmur'ların evine varabilmiştik sonunda. İki katlı çok lüks, modern bir dış görünüşüne ve kocaman bir arka bahçeye sahip olan bir evleri vardı.
Azra bir kolunu benim diğer kolunu da Rüya'nın koluna doladıktan sonra sesli ama herkesin dikkatini çekmeyecek bir şekilde "Parti başlasın!" diye bağırdı ve bizi evin kapısına doğru yönlendirdi.
Kapıdan zar zor geçtikten sonra evin içinin en az bahçesi kadar dolu olduğunu farkettim ve derin bir nefes aldım. Böyle ortamlardan hiç hoşlanmazdım aslında, ki zaten sadece Rüya'nın ve Azra'nın ısrarı üzerine gelmiştim. Yanlış anlamayın partileri tabiki de çok severim ve her partide çok eğlenirim. Beni rahatsız eden taraf sadece bir çok kişinin aynı anda dar bir ortamda bulunması. Böyle ortamlarda fazla duramıyorum, bir müddet sonra nefesim daralıyor ve gitmek zorunda kalıyorum. Neyseki Rüya'da Azra'da bu yönümü biliyorlar ve bana ayak uydurmakta zorluk çekmiyorlar.
Yağmur kapının girişinde bizi farkettikten sonra bize doğru koşar adımlarla geldi ve teker, teker üçümüze de sarılıp bizi öptükten sonra tüm neşesiyle "Hoşgeldiniiiz!" diye bağırdı.
Bizde hep bir ağızdan "Hoşbulduuuk!" diye bağırarak ona karşılık verdik.
Yağmur çekingen bir şekilde "Eee burayı kolay bulabildiniz mi?" diye sordu ve hemen ardından yüzünde ki gülümseme yavaşça solmaya başladı.
Bunun üzerine Azra "Evet, broşürde şahane tarif etmişsin elimizle koymuş gibi bulduk gerçekten" dedi.
Tabi bunun bir yalan olduğunu sadece o, Rüya ve ben biliyorduk çünkü aslında 20 dakika sürmesi gereken yolu biz tam 2 saatte gelmiştik.
---
"Ya Masal broşürde yeşil evden sağa sapın diyor ama" Azra neredeyse ağlamaklı bir ses tonunda konuşmaya çalışmıştı.
"Tamam da hani nerde burda yeşil ev?! Burada arka arkaya 5 tane beyaz, 1 tane yeşil bir çatısı olan ve 3 tane dış cephesi prekast kaplamalı olan evler var ama yeşil yok!" Sakin olmaya çalışsamda olamıyordum artık. Yaklaşık 1,5 saattir aynı sokakları gidip geliyorduk ve Yağmur'un broşürde bahsettiği o yeşil evi arıyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Masallarda Olur
Roman pour AdolescentsAşka inanmayan bir kıza aşkı inandırmak ne kadar zor olabilir ki? Eğer o kız gerçek bir inatçıysa bu sandığınızdan da zor olabilir. Küçük bir iddia ile başlayan bu savaşta kim kazanacak? "Aşk diye bir şey yok" diyen kız mı? Yoksa "Sana aşkın varlığı...