"Sana oyun bitti demiştim! İşini yaptın paranı aldın. Artık Masala yaklaşmana gerek yok! Ki eğer yaklaşacak olursan şunu bil, birdaha bu kadar kolay kurtulmazsın elimden!"
Güvenlik görevlisi beni kolumdan tutup Burağın üstünden çekmeye çalışınca ona "Bırak!" diye bağırdım ve kolumu ondan kurtardıktan sonra ayağa kalktım.
Benden sonra Burak da ayağa kalktı ve ben daha gitmeden alaycı bir şekilde konuşmaya başladı "Doğru işimi yaptım, para mı aldım ama Masala daha doyamadım ve doymadan bırakmayı da düşünmüyorum. Ha bu arada, sende boşuna uğraşma Kaya, Masal beni gizli hayranı sanıyor"
Bu dediklerinin ardından sakin durmamı beklemiyordunuz herhalde, çünkü artık istesemde sakin duramazdım.
---Masal Toprak---
Kızlar tuvaletinden çıkıp derse gideceğimiz sırada koridorda neredeyse hiç kimsenin olmadığını fark ettik ve kafeterya tarafından gelen gürültüye kulak verdik.
Rüya "Bence, bir gidip bakalım" diyerek bir öneri de bulundu.
Bende fazla düşünmeden "Olur" dedim ve önden yürümeye başladım.
Kafeteryaya yaklaştığımızda yine kocaman bir kalabalıkla karşılaştık. Öğrenciler bir şeyin etrafında durup bağırıyorlardı. Bunların ne anlama geldiğini tahmin etsemde yanılmayı daha çok istiyordum açıkçası.
Daha iyi bir bakış acısı elde edebilmek icin hiç düşünmeden kalabalığın içine daldım ve öne doğru ilerlemeye başladım.
İlk kez kısa boylu olmam işime yarıyordu sanırım.
Ön tarafa ulaştıktan sonra onca kişinin neyi seyrettiğine baktım ve tıpkı diğerlerinde olduğu gibi benim de ağzım açık kaldı.
Okulun bad boyları, asi çocukları -bana kalırsa tescillenmiş malları- yine üşenmeden kavga ediyorladı.
Ama bu sefer yardım etmeyi düşünmüyordum çünkü ikisi de kendilerini yeterince korumayı başarıyordu ve ayrıca koskoca güvenlik görevlisinin hâlâ ayırmaya çalıştığı ve göründüğü kadarıyla başaramadığı iki tane ayıyı ben biraz zor ayırırdım.
Ama yinede bir şey yapmadan duramazdım ve bu yüzden kavga nedenlerini öğrenmeye çalıştım, en azından öyle yardım etmeyi deneyebilirdim.
Bu gürültünün içinde bu biraz zor olsada onlara kulak verip ne dediklerini anlamaya çalıştım ama hiç durmadan birbirlerine attıkları yumruklar işimi daha da zorlaştırıyordu.
Emre, Burağın ona attığı yumruktan sonra ona "Uzak dur!-" diye bağırdı ve Burağın karnına sert bir yumruk attıktan sonra ekledi "dedim!"
Burak da yerden kalkmaya çalışırken "Durmuyorum lan, durmuyorum!" diye bağırdı.
Muhtemelen kavga etme nedenleri bir kızdı ve ne yalan söyleyeyim kıza şimdiden acımıştım çünkü iki tane kalas ile uğraşmak zorunda kalacaktı.
Ama iyi tarafından düşünürsek de şimdi Burağın ve Emre'nin benim gizemli hayranım olmadığından emin olabilirdim. Ki aslında bakılırsa bu da pek iyi bir durum değildi.
Daha fazla düşüncelerimin arasında boğulmamak için tekrar onlara kulak vermeye başladım ve Emre'nin Burağa "Onu sevmiyorsun bile!" dediğini duydum.
Bu tahminlerimim doğru yönde olduğunu kanıtlamıştı ve geriye sadece bir soru kalıyordu, o talihsiz kız kimdi?
---
Yaklaşık yarım saat süren kavganın sonunda güvenlik görevlisi kavgayı durdurmayı başarmıştı ve herkesi sınıfına göndermişti. Tahmin edersiniz ki Emre ve Burak da disiplinin yolunu tutmuşlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Masallarda Olur
Genç KurguAşka inanmayan bir kıza aşkı inandırmak ne kadar zor olabilir ki? Eğer o kız gerçek bir inatçıysa bu sandığınızdan da zor olabilir. Küçük bir iddia ile başlayan bu savaşta kim kazanacak? "Aşk diye bir şey yok" diyen kız mı? Yoksa "Sana aşkın varlığı...