Bölüm 4. Kaderden Kaçılmaz

113 2 0
                                    

SON DAKİKALAR

Sıcak suyun altında uzun süre kalmayı seven Erdoğan, yaklaşık yirmi dakika boyunca yıkandı. Ergenliğe girdiğinden beri her banyodan sonra yaptığı gibi güzelce boy abdestini aldı ve küvetten çıkmadan, sandalyenin üzerine bırakmış olduğu bornozuna uzandı. Yıkanmaya başlamadan önce banyo kapısını yaklaşık bir karış aralık bırakmasına rağmen, uzun süreli akan sıcak sudan dolayı içerisi buharla kaplanmıştı. Saçlarını kurularken içeriden bir tıkırtı işiten Erdoğan, terliklerini giyerek banyodan çıktığı anda gözleri korkudan faltaşı gibi açılmış vaziyette dona kaldı! Eldivenli elindeki soğuk demir aletle karşısına dikilmiş adamı gören zavallı Erdoğan'ın, gerisin geriye banyoya kaçarken dudaklarından dökülen, "Aman Allah'ım, bu nasıl olur?" sözleri, kısacık hayatındaki son cümlesiydi.

**

BAŞKOMİSER FATİH CİNAYET BÜRODA

Erzincan Savcısı olan dayısı Bünyamin Karaağaç'ın telefonuna bakan Fatih, "Oo, nasılsın dayı? Kaç gündür görüşemedik," diye konuşmaya başladı. Telefonun diğer ucundaki Bünyamin Bey, "İyiyim evladım. Ankara'dan yeni dönüyorum. Hem de müjdeli haberle," diye karşılık verince yeğeni, "Helal be dayıma... Nasıl hallettin?" diye sevindi.

"Uzun hikâye deli oğlan, yüz yüze gelince anlatırım."

"Tamam dayı, nasıl istersen. Ee, göreve ne zaman dönüyorum peki?"

"Resmi yazı sanırım en geç yarın öğlene kadar İstanbul Emniyeti'ne ulaşır. Salih Bey haber verir sana."

"Çok teşekkür ederim dayı. Var mı bir emrin?"

"Gözlerinden öpüyorum evladım. Görüşmek üzere."

"İnşallah dayı. Ellerinden öperim. Behiye yengeme de selam söyle."

*

Başkomiser Fatih Korkmaz'ın hakkındaki düzmece soruşturma, dayısı Savcı Bünyamin Karaağaç'ın özel girişimleri(!) sonucu daha başlamadan bitmiş, hak yerini bulmuştu. Kabinenin değişmesiyle birkaç bakanlıktaki bazı bürokratların görev yerleri değişmiş, bazıları ise görevlerinden alınmıştı. Bunlardan birisi de Müsteşar Sermet Bey olup hakkında bir de idari soruşturma açılmıştı... Etme bulma dünyası...

Aslında Asayiş Şube Müdürü olmalıydı ama Fatih'in aceleciliği ve ilgili şube müdürünün daha iki yıl aynı görevde kalacak olması sebebiyle şimdilik Cinayet Büro Amirliği görevine atanmıştı. İstanbul Emniyet Müdürü Salih Yazıcı'nın makamındaki kısa görüşmenin ardından Müdür Bey, "Hadi bakalım evladım. Yeni görevinde başarılar diliyorum sana. Allah utandırmasın," diyerek Başkomiser Fatih Korkmaz'ı tebrik etti. "Teşekkür ederim efendim," diye karşılık veren cevval polis şefi, Gayrettepe hizmet binasında bulunan Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği'nin yolunu tuttu.

Başkomiser Fatih Korkmaz'ın Cinayet Büro Amirliği'ne atanmasının ardından, yakın zaman önce Başkomiser unvanı alan Yusuf ise daha önce yardımcılık görevi yapmış olduğu bölümün başına atanmıştı. Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Amiri olan Yusuf, makamı devralmaya gelen eski amirini, "Vay, abim benim. Hoş gelmişsin. Geçmiş olsun," diye kapıda karşıladı. Fatih, "Hoş bulduk Yusuf kardeşim," dedi. "Allah razı olsun. Seni de tebrik ediyorum. Yeni görevin hayırlı olsun."

"Teşekkür ederim abi. Başım sıkıştığı an kapındayım ona göre."

"Ne demek kardeşim, her zaman beklerim."

**

O AKŞAM

Koşaradım, soluk soluğa bodrum katın merdivenlerini tırmanan genç adam, kendini sokağa atmadan önce silahını beline yerleştirmişti. Gecenin karanlığında ellerine, üstüne başına kan veya benzeri şeylerin bulaşıp bulaşmadığını kontrol edemeyecek kadar tecrübesizdi. Kabanının iç cebinden çıkardığı yün şapkasını, kulaklarını da örtecek şekilde başına geçirdi. Hızlı adımlarla caddeye doğru yürürken kalbi küt küt çarpan delikanlı, Eski Edirne Asfaltına ulaştığında yoldan geçen ilk taksiye el attı. Ancak, gideceği istikâmete doğru trafik hayli yoğun olduğu için taksici, boş olduğu halde oralı bile olmamıştı.

KANLI İCATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin