Bölüm 10. Define

44 1 0
                                    

DEFİNE

Aracını hastanenin otoparkına bırakan Başkomiser Fatih, yürüme mesafesindeki Rize Emniyet Müdürlüğü'ne geçti. İstanbul Emniyet Müdürü Salih Yazıcı'nın arkadaşı olan ve kendisinin de yakinen tanıdığı Emniyet Müdürü Kenan Kanatlı'ya uğrayıp gelişmelerden bizzat haberdar etmek istedi. Sekreter Resmiye Hanım'dan Müdür Bey'in bir saat önce dışarı çıkmış olduğunu öğrenen Başkomiser, "Ne zaman döner?" diye sordu. "Belli değil efendim," diye cevap verdi sekreter. "Ancak gittiği yer çok yakın. İşiniz acilse yanına gidebilirsiniz."

"Çok iyi olur Hanımefendi. Tarif edebilir misiniz?"

"Eski adliye binasını biliyor musunuz?"

"Evet."

"O binanın yakınında tarihi eser kazısı yapılacakmış. Kenan Bey de kontrol için oraya gitti."

"Tarihi eser kazısı mı?" diye hayret eden Başkomiser Fatih'in, memleketi Rize'de bugüne kadar tarihi eser kazısı yapılmış olduğuna dair hiçbir bilgisi yoktu doğrusu.

"Evet efendim," diyen Sekreter Resmiye Hanım'a teşekkür edip oradan ayrılan Fatih, beş dakika yürüdükten sonra eski adliye binasının olduğu bölgeye ulaştı. Köşedeki market, bir yıldır görmediği arkadaşı Refik Köksal'a aitti. Marketten içeri girerken selam veren Fatih, "Yine dalmışsın hesap kitaba Refik kardeşim," diye devam etti. Selama mukabele ederken elindeki tükenmez kalemi kulağının arkasına sıkıştıran eski dostu Refik, "Oy ben kimleri görüyorum. Hoş geldin kardeşim," diye sevinçle karşılık verdi. "Gel bakalım Başkomiserim... Geç otur şöyle. Özlettin kendini?"

"Hiç oturmayayım Refik. Acilen Emniyet Müdürü'nü görmem gerek. Geçerken sana bir uğrayıp selam vereyim dedim."

"İyi ettin kardeşim, iyi ettin. Emniyet Müdürü Kenan Bey de az önce buradaydı. Lafladık biraz."

"Tanışıyor musunuz?"

"Elbette... Haftada bir uğrar bana."

"Demek öyle. Şu an nerede peki?"

"Hemen yüz elli metre yan tarafta... Kazı mı ne varmış. Ekibiyle kontrol ediyormuş."

"Ne kazısıymış, senin bilgin var mı Refik?"

"Birkaç kişi sözde altın arıyormuş ama bana sorarsan kemikten başka bir şey bulamayacaklar."

"Kemik mi?"

"Evet Fatihim. Rize Lisesi'nin eski müdürü vardı."

"Tarihçi Yakup Hoca mı?"

"Ta kendisi. Bir keresinde o anlatmıştı bana... Eski adliye binasının olduğu bölge vaktiyle mezarlıkmış."

"Şimdi hatırladım Refik. Ben de geçen sene Yakup Hocanın İstanbul'da bir konferansına katılmıştım. RİMER (Rize Merkez Mahalleleri Kültür ve Dayanışma Derneği)'deki konferansın konusu Rize tarihi hakkındaydı. Senin söylediklerini çok daha ayrıntılı bir şekilde anlatmıştı o zaman."

"Doğrudur kardeşim. Yakup Hoca tarih konusunda duayendir."

"Vakit kaybetmeden şu kazı bölgesine geçeyim bari. Görüşürüz Refik."

"Sen bilirsin. Ama bunu saymıyorum Fatihim. Dönüşte bekliyorum inşallah."

Üç kişilik ekiple yaklaşık yarım saat önce kazı çalışmasına başlayanları izleyen Emniyet Müdürüne selam verip, "Kolay gelsin Müdürüm," dedi. Arkasına dönen Kenan Bey, "Fatih!" diye şaşırdı. "Hoş geldin yeğenim."

KANLI İCATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin