&15&

6.9K 391 20
                                    

*Düzenlendi*

Etrafı sadece şöminedeki yeşil zayıf ateşin aydınlattığı karanlık bir odada, yüzlerini siyah bir maske yardımıyla kapatmış yaklaşık yirmi kişi, siyah gösterişli bir tahtın üzerine oturmuş yine siyah kıyafetli adamın önünde diz çökmüş, içlerindeki büyük korkuyla beraber adamın ne söyleyeceğini bekliyorlardı. Tahtın üzerinde oturan yüzünün görülemediği adam sert bir sesle

"Kız ne durumda?" diye sordu. En öndekilerden biri

"Gittikçe güçleniyor, efendim" diyerek bilgi verdi tahtta oturan adama. İçindeki korku sesine yansımış, sesi titremişti konuşurken. Tahttaki ses sert sesiyle bağırmaya başladı.

"NE DEMEK KIZ GÜÇLENİYOR!? NE İŞE YARAMAZ İNSANLARSINIZ SİZ !!? YAPTIĞINIZ BÜYÜLER HİÇ Mİ İŞE YARAMIYOR ?" bağırmamış adeta kükremişti karşısındaki kalabalığa. Bağırmasıyla birlikte kalabalığın içindeki korku en üst safhaya çıkmış, dizleri titremeye başlamıştı. İçlerinden biri büyük bir cesaret örneği gösterip

"Efendim, en iyi büyücülerimiz, cadılarımız bildikleri tüm güç eksiltme büyülerini yapıyorlar. Hatta birisi gücü yaptığı büyüye yetmediği için öldü. Hizmetkarlarınızın tüm bu çabasına karşılık kız bu büyülerden hiç etkilenmiyor. Sanki onlardan güç alırmışçasına güçleri artıyor." dedi titreyen sesiyle. Tahtta otura adam kızın bu denli güçlü olmasına sinirlenmiş onu öldürmeye yemin etmişti kendi kendine.

"Eğer" dedi sakin ama her an patlayacakmışçasına bir sesle tahttaki adam "eğer canınızı seviyorsanız çıkın bu odadan."

*****************

Gördüğüm rüyanın etkisiyle yataktan nefes nefese fırladığımda saatin daha altı olduğunu fark ettim. Gördüğüm şey bir kabus olmamasına rağmen nefes alışverişim hızlanmış, kalbim göğüs kafesimi kırarcasına atmaya başlamıştı. Sakinleşmek adına derin bir nefes aldım. Yataktan yavaşça kalktım ve kimseyi uyandırmamaya dikkat ederek banyoya gittim. İşimi hallettim. Ben bir kere uyandım mı uyuyamayan kişilerden olduğum için kısa bir duş almaya karar verdim. Duştan çıkınca yine yavaş ve sessiz adımlarla dolabımın önüne geldim. Ne giyeceğime bakarken gözüme çiçekli eteğim takıldı. Onu aldım ve sandalyenin üzerine koydum. Dolaba dönüp krem rengi kazağımı ve topuklu kahverengi spor botumu aldım. Kahverengi deri çantamı da alıp dolabı kapattım. Aldıklarımı üzerime geçirdikten sonra makyaj masamıza oturdum. Saçlarıma su dalgası şeklini verdim, iki yanından küçük birer tutam alarak arkada kahverengi bir toka yardımıyla tutturdum. Rimel ve parlatıcı sürdükten sonra kalem çektim ve masadan kalktım. Çantama bir defter, birkaç renkli kalem, cüzdan, peçete ve ne olur ne olmaz diye lastik bir toka atıp onu da alarak odadan çıktım. Telefonumu ve asamı almayı unuttuğum için asasız bir çağırma büyüsü yaptım.

"Educ asa ve telefonum" birkaç saniye sonra bana doğru gelen telefonum ve asamı gördüm. Asamı çantama koyarken telefonumu elimde tuttum. Telefonumdan saate baktığımda yedi olduğunu gördüm. Bu saatte benden başka kimse kalkmayacağı için yemekhane yerine bahçeye çıkmaya karar verdim. Bahçeye çıktığımda saatin erken olmasından kaynaklanan soğuk hava dalgası kısa süreliğine bedenimi ele geçirdi. Bahçede oturacak bir yer ararken bahçenin uzak bir bölgesinde bankta bana arkası dönük oturan bir kız olduğunu gördüm. Ona doğru ilerlemeye başladım. Yanına oturduğumda kafasını kaldırıp bana baktı. Kokusundan kurt olduğunu anlamıştım.

"Merhaba" dedi hafif bir gülümsemeyle. Bende ona gülümsedim ve

"Merhaba, sen de mi kabus gördün?" diye sordum.

"Hayır ben her gün bu saatlerde kalkarım. Temiz hava ve sessizlik iyi geliyor" dedi ve aklına bir şey gelmişçesine yeniden konuşmaya başladı." Bu arada ben Lyandra Mackwood."

Kehanet; Melez Prenses (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin