&23&

5K 298 23
                                    

*Düzenlendi*

"Hisset Lexa!" element yönetimi profesörümüz Bayan Stimpson bana taktığı garip isimle seslendiğinde, 5.kez yağmur yağdırmayı deniyordum. Göründüğü kadar kolay bir şey değildi. Hava ve su elementini beraber kullanmanız gerekiyor ve ikisine de aynı anda hükmetmek cidden zor.

"Deniyorum Bayan Stimpson! Ama bu çok zor!" diyerek ofladım en sonunda.

"Daha önce yaptın bunu! Sen tekrar yapana kadar hiçbir yere gitmiyoruz!" diye bağırdı yüksek olmayan sesiyle. Evet garip bir yetenek ama sesini yükseltmeden bağırmıştı. Bizden en fazla 4 yaş büyük olduğu için de genelde bizimle bir olurdu. Tabi sonra hatasını fark edip duruyor.

"Son bir kere." dedim ve iyice odaklanmaya çalıştım. Gözlerimi kapatmış ve suyun sesini hatırlamaya çalışmıştım. Gözlerimin önünde akan bir su canlandırdığımda, biraz rüzgar ekledim gözlerimin önündeki görüntüye. Sonunda kafamda yarattığım rüzgar suyu iyice hareketlendiğinde, yağmura odaklandım. Biraz serin bir havada, toprak kokusuyla karışık yaprak kokusu burnuma dolduğunda az da olsa başarılı olduğumu hissettim. Yağmur damlalarının tenime çarptığını düşledim. Ağaçların hışırdadığını ve çimlerin ıslandığını hayal ettim. Sonunda burnumun ucuna düşen yağmur damlasını hissettiğimde, gözlerimi açarak yağdırdığım yağmura baktım.

"Bak. Odaklandığında oluyormuş değil mi, Lexa?" diye iğneleyici bir biçimde sordu.

"Oluyormuş bayan Stimpson." diye yanıt verdim diğer öğrencilerin şükreder gibi mırıldanmalarının arasında. Sona kalan öğrenci bendim ve hepsi odalarına gidip dinlenmek istiyordu.

"Hadi odalarınıza gi-"

"Merhaba Prenses!" sözleri ne zamandır ortalıkta görülmeyen Lisa'nın sesiyle bölündüğünde hepimiz ona ve arkasındakilere döndük. Zaten elimde olan asamı ona doğrulttum ve

"Ne güzel bir süpriz!" diyerek sahte olduğu acayip belli olan bir şekilde gülümsedim. "Sizi buraya hangi rüzgar attı?" diye sordum.

"Duyduk ki, Sevgilinden ayrılmışsın! Çok üzüldüm!" dedi üzgün çıkarmayı denediği gıcık sesiyle. Sonra bir kahkaha attı "Kimi kandırıyorum? Çok sevindim! Zaten o çocuğun senin gibi birine nasıl baktığına hep hayret etmişimdir. Doğruyu söyle ne yaptın da delirttin çocuğu?" diyerek sözlerine devam ettiğinde elimdeki asayı sıkmaya başlamıştım.

"Öyle bir delirtmişsin ki, Matt gelip bize katılmak istediğini söyledi. Ve bizde böylesine güçlü bir vampiri reddetmedik. Salak değiliz" Dedi belli ki amacı beni kışkırtmaktı ama bilmedi bir şey var. Ben bir konuyu kapattıysam bir daha açmak imkansızın ötesindedir.

"Salak olmadığınız konusunda aynı fikirde değiliz. Günlerdir ne yaptığınızı takip ediyorum ve sizin ruhunuz bile duymuyor. Mesela o güçsüz cadılarınızın beni zayıflatmaya çalıştığını biliyorum." Dedim insanı kendi silahıyla vurmak diye buna denir herhalde. Sinirlenmişti hem de çok ama umurumda olan bir şey yok.

"Brierte!" Yaptığı büyüyü kolayca savurdum.

"Prasai" Ardından saldırı kısmına geçtim. "Afilipia!"

" Ahh! Seni küçük sülük! " diye tısladı. Havaya fırlayıp 3 takla attıktan sonra yere yapışsam ben de tıslardım. Bu konuda ona hak verdim.

"Acı!" Diye fısıldadım gözlerinin içine bakarken. Ruh elementimin en sevdiğim yanı buydu. Lisa üzerinde istediğim kadar kullanabiliyorum.

" Aaaaaaa! K-kes şu-nu! Aaaaaa!" Lisa karşımda acı çekerken ben bundan sadistçe zevk alıyorum.

" Dration Marix" önce duymadığım bir büyü beni vurduğunda hayatımda hiç olmadığım kadar acı çekmiştim. Sanki birisi sırtıma kılıç geçiriyormuş gibi bir histi bu. Sadece bir kaç saniye sürdü. Ama yinede çok acı verici bir büyüdü.

Kehanet; Melez Prenses (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin