10. Bölüm

177 16 2
                                    

Düzenlendi ✔️

Sonunda Ece'nin bulunduğu yere gelmiştik. Polisler indi. Tam bizde iniyorduk ki bizi bir memur durdurdu.

"Size izin veremeyiz. Zaten buraya getirerek bir hata yaptık. Bari arabadan inmeyin."

"Off peki." dedim huzursuzca.

Memur arabadan indikten sonra Kıvanç ile tek kalmıştık.

"Ne pekisi Aylin? Canımızdan daha kıymetli Ece!"

"Adamları daha fazla zor da bırakmayalım."

Polis eline megafonu aldı ve ağzına doğru götürdü. Sanırım Ece deponun içindeydi. Deponun kapısı bir anda açıldı. İçinden iki adam çıktı. Polisleri görünce kas katı kesildiler. Tam kapıyı kapatıyorlardı ki bütün polisler kapıya koştu iki kişiye yirmi kişi yenik düştüler.

"Ben dayanamıyorum iniyorum." dedi Kıvanç.

Bende artık istesemde istemesem de tutamazdım. Bu yüzden bende peşinden gittim. Depoya daldık. Bütün polisler bir yere dağılmış Ece diye bağırıyordu. İçimde çok tuhaf bir his vardı. Kıvanç'a döndüm;

"Kıvanç , bu taraftan gidelim."

"Ta- tamam."

Hemen merdivenlerden çıkıp hiçbir polisin bulunmadığı üç oda ile karşı karşıya geldik.

"Ben buraya giriyorum." dedim. Tam arkamı dönmüş gidiyordum ki Kıvanç kolumdan tuttu ve beni kendine çevirdi.

"Hiç bir yere bensiz gitmiyorsun!"dedi ve kolumdan aşağı doğru süzülen elini elime getirip tuttu.

Birlikte ilk odaya girdik. Bomboştu. İkinci odaya doğru yöneldiğimiz de kapı kendiliğinden açıldı. Kapının önünde kimse yoktu. İçeri ağır adımlarla girdim. Kıvanç gelmiyordu.

"Aylin dur!"

Kolumdan sıkıca tutulup geri çekildiğim de Kıvanç korku dolu gözlerle bana bakıyordu. Kapı sertçe kapanıp iki kere kilitlendi.

"Kıvanç! İçeri de kim var?!"

"Kapının arkasında siyah iri bir adam vardı. Polislerden olamaz. Kapıyı üzerine
kapatabilirdi!"

"Kıvanç ya Ece içerideyse?"

"Sanmıyorum. Muhakkak ses çıkarırdı."

Birden Ece'nin çığlık sesi geldi. Hemen arkamızı döndük. Merdivenlerden inip polislerin yanına koştuk. Bir memur bizi tuttu.

"Hemen dışarı çıkın!"

"Ben kızımın çığlığını duyduktan sonra asla dışarı çıkmam! Anlıyor musun?!"

"İçeri de sadece ben ve kayıp amirimiz kaldı. Çabuk dışarı çıkın!"

Depo kapısının önüne geldik. Bütün polisler dışarıda kapıya doğru bakıyordu. Bazıları ise hazırlanıyordu. Koruyucu kurşun geçirmez maske giyen ve şapka takan polisleri gördükçe içim ürperiyordu. Yoksa bildikleri bir şey mi vardı?! Arabadan iz köpekleri indirildi. Yaşlı bir polis telaşla yanımıza yaklaştı.

"Çocuklar yanınızda çocuğa ait bir eşya var mı?"

"Bende tokası kalmıştı!" diye atıldı Kıvanç.

"Tamam hemen alalım."

Kıvanç hemen cebinden tokayı çıkarıp polise verdi. Köpeklerle depoya girdiler olanları camdan izliyorduk. Köpeğe tokayı koklattılar. Köpek depodan koşarak çıkıp arka bahçeye geldi. Bütün polisler peşinden gidiyordu. Biz de geldik. Köpek önde biz arkasında nefes nefese koşuyorduk. Köpek bir anda durdu. Ece çimenlerin arasında baygın yatıyordu.

"Ece!"diye bir çığlık attım.

Memur onu kucağına aldı. Koşarak arabalara bindik. Ece bizim olduğumuz arabaya bindirildi. Nabzı normal atıyordu fakat kolu kanıyordu. Çimenler çizmiş olmalıydı. Hemen hastaneye geldik. Hemşire koşarak yanımıza geldi. Birkaç aşamadan geçirdikten sonra;

"Hiçbir sıkıntısı yok fakat sırtına ve kafasına ağır bir darbe almış. Kendi kendine uyanmasını bekleyeceğiz ve koluna pansuman yapacağız."

Herkes en derinden bir oh çekti. Kıvanç beni kendine çekip sarıldı. Bende ona sarıldım. Çağla'lara haber verip bebek bakım odasının önünde ki koltuklara oturup beklemeye başladık. Polislerin hepsi teker teker yanımıza gelip ;

"Geçmiş olsun , gözünüz aydın." gibi şeyler söylediler biz de teşekkür ettik.

Amir yanımıza geldi.

"Çocuklar öncelikle gözünüz aydın,"

"Teşekkür ederiz amirim."

"Ece her ne kadar iyi olsada bu yaşananlar bir daha yaşanmasın diye deponun her tarafını inceledik. Arka tarafında güvenlik kamerası bulduk. Açıp baktığımız da Ece'nin neden bayıldığını gördük.

"Onu kaçıranlar arka bahçede Ece ağlarken onunla oyun oynamaya çalışıyormuş. Daha sonra polislerin geldiğini fark ettiklerin de adamlardan biri Ece'yi kucağına alıp koşmaya başlamış. O sırada Ece adamın elini ısırınca adam hızlı bir darbe ile çocuğu acı için de yere bırakmış.

Adam diğer adamla birlikte kaçarken Ece de aldığı hasar nedeniyle bayılmış. Neyse ki hepsinin izine ulaştık. Şu an sorguları bitti ve nezarethaneye gönderildiler. Umarım tutuklu yargılanırlar. Hoşçakalın umarım bir daha hiç karakolumuza uğramazsınız."

"Teşekkür ederiz herşey için sağolun." diyerek amirin gidişini izledik.

Kıvanç ile birbirimize baktık. Başımı Kıvanç'ın göğsüne yasladım. O da elini koluma götürüp sıvazladı.

Sil BaştanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin