16. Bölüm

146 17 2
                                    

Düzenlendi ✔️

"Bugün Ece için kreş bakmaya gideceğiz Aylin'le." dedi Tilki

"Biz de Çağla ile gezeriz biraz." dedi Levent'te.

Geriye sadece Savaş ve Meltem kalınca Levent ;

"Siz de beraber takılın." dedi.

"Olur." dedi Savaş , Levent'e sadece onun anladığı 'sen göreceksin' bakışını attıktan sonra.

"Ta - tamam benim için de sorun yok." dedi Meltem kekeleyerek.

Tilki'ye bakıp sinsi bir gülücük attım. O da karşılık verdi.

"Ee biz çıkıyoruz o zaman." dedi Levent.

"Tamam görüşürüz." diye cevap verdim.

Çağla ve Levent gidince biz de konuşmaya devam ettik.

"Biz Ece için kreş ararız bugün. Siz keyfinize bakın." dedi Savaş.

"Süper olur sağolun gençler hadi bizde kaçtık." dedi Tilki.

Beraber kalktık ve evden çıktık.Merdivenleri teker teker inerken aynı zaman da konuşuyorduk.

"Nereye gitmek istersin bugün?"

"Bilmem fark etmez."

"Tamam rastgele dolaşalım o zaman."

Apartmanın kapısının önüne geldiğimiz de tuşa basıp açtık. Kapıyı kapattık ve yürümeye devam ettik.

"Ya bir şey söyleyeceğim Tilki."

"Dinliyorum."

"Biz Ece'yi daha ne kadar ailemizden saklayacağız. Aileden ziyade o kadın Ece'nin nesi oluyor ve neden böyle bir saçmalık yapmış bu zamana kadar? Of kafamda bir sürü soru!"

"Tamam güzelim sakin ol."

Bana ilk defa güzelim diyordu. Ay şuraya mezarımı kazın her an ölebilirim.

"Bugün bütün sorularının cevabını aramaya gidiyoruz."

"Gerçekten mi? O Avm'ye mi yani?"

"Evet istersen tabi?"

"Süper olur. Hemen gidelim o zaman."

Çağla
Sahile gelmiştik. Çok rüzgarlı ve soğuktu ama kalabalıktı. El ele yürüyorduk.

"Aşkım." deyince Levent ona döndüm.

"Efendim aşkım?"

"Biz ne zaman evleneceğiz?"

"Bilmiyorum da o nereden çıktı şimdi?"

"İstemiyor musun benimle evlenmek?"

"Hayır aşkım tabiki istiyorum ama daha işimiz yok , ailemizin haberi yok ilişkimizden. Yani önümüzde çok engel var."

Karşıma geçip beni durdurdu. Ellerimden tuttu.

"Aşkım iki yıldır tanıştıralım tanıştıralım diye söylüyorum ama sen istemiyorsun. Biliyorsun ki benim ailem yok. O yüzden öyle bir derdim de yok. Seninkileri ikna edelim olsun bitsin."

"Levent bak anlıyorum ama o kadar kolay değil. Ailem çok seçici ve ailenin tek çocuğu olmam da işleri zorlaştırıyor. Ben uygun zaman da gidip konuşacağım. Lütfen biraz daha zaman."

"Peki tamam , istediğin gibi olsun."

Meltem
"Melteem hadi hazır mısın?"

"Geldim."

Savaş ile birlikte Ece'ye kreş bakmaya gidecektik. On dakika sonra Ece de bende hazırdık. Multimedia

"Hazırım çıkabiliriz."

Savaş Ece'yi kucağına aldı ve kapıyı açtı.     
Asansöre ilerledik. Şansımıza bu kattaymış. İçeri girdik kapı kapandı. Aşağıya geldiğimizde aynı anda "kapı açma" tuşuna bastık.

Utanarak elimi geri çektim. O da çekmişti. Benim utançtan kıpkırmızı kesildiğimi görünce hemen müdahale etti ve kapıyı eliyle açtı.

"Önce iki sokak arkadakine bakalım. Kayıtlar dolmadıysa oraya yazdırırız."

"Tamam. Peki dolduysa kayıtlar?"

"En kötü ihtimal servise veririz. İkinci en yakın yere."

"Peki , gidelim o zaman."

Yürümeye başladık.

Çağla
Bankta oturmuş sahili izliyorduk. Levent bana kızgındı bunu anlayabiliyordum. Ama aile bu hemen karşıma alamam. Hele arada bu meseleler varken. ( Meseleleri ilerleyen bölümde göreceğiz.)

Levent'e baktım ve ;

"Hadi aşkım yürüyelim biraz." dedim.

"Peki" diyerek karşılık verdi ve kalkınca elini tuttum.

Tam yürürken Levent bir anda durdu ve bana baktı.

"O-o gelen baban değil dimi aşkım hayal mi görüyorum yoksa?" deyince hemen o yöne baktım.

Baktığım anda bize doğru öfkeyle gelen babamı görmem bir oldu. Levent'e dönüp ;

''Aşkım koş çabuk git burdan çabuk! kaç!"

Levent koşmaya başladı babam adımlarını daha da hızlandırdı ve bana yetiştiğinde ;

"Beni böyle mi karşılayacaktın kızım?!" diye kükredi.

Sustum ve sadece gözlerinin içişine baktım.

"Teşekkür ederim!" dedi ve ekledi "çabuk eve gidiyoruz hemen!"

"Ki- kimin evine baba?"

"Benim!"

"Pe-peki."

Meltem
Okula varmıştık. Öğretmenler Ece'yi alıp oyun alanına götürdü. Biz de Savaş ile müdürün odasına çıktık. Kapıyı tıklatıp içeri girdik. Müdür bir bayandı. Sevimli ve sakin birine benziyordu.

"Buyurun , şöyle geçin."

Gözünden gözlüklerini çıkarıp bize döndü. Biz de karşısındaki koltuklara oturduk.

"Merhaba biz okulunuza....."

Savaş iç ses: Ne diyeceğim ben şimdi?!

"Sizi dinliyorum."

Meltem hemen söze atıldı.

"Kızımızı okulunuza yazdırmak istiyoruz."

Savaş bir anda başını kaldırdı. Bana baktı. Gülümsediğini görünce bende hafifçe tebessüm edip ona baktım. Sessizliği bozan müdür hanım oldu.

"Tabi ama bunun için bir form doldurmanız lazım."

"Peki , siz bize verin o formu."diyerek uzattığı formu alıp doldurmaya başladık.

Formu tamamen doldurduğumuz da müdüre verdik.

"Peki hemen yarın başlasın. Sonuçta bugün pazar."

"Tabi teşekkürler."

"Görüşmek üzere."

"Hoşçakalın."

Odadan çıktık. Ben önden Savaş arkadan çıktı.
"Meltem."

Savaş'a döndüm ve ;

"Efendim?" dedim.

"Teşekkür ederim." dedi ve bir anda beni kendine çekip sarıldı.

"Kızımız." diye fısıldayıp geri çekildi.

Ellerinden kurtulur kurtulmaz koşmaya başladım , merdivenlerden inip dışarı çıktım. Savaş, Savaş bana sarılmıştı.

Sil BaştanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin