ARKADASLAR MULTI DE KARAKTERLERIMIZIN GOZ RENKLERI VE SERKAN VAR.SİZE BI GUZELLİK YAPTIM VE KARAN'IN GOZ RENGINI DE KOYDUM MULTIYE.
TAVSİYE ŞARKI:TUNGEVAAG/RAABAN-RUSSİAN ROULETTE
''Bırak lan kardeşimi, orospu!''
Mete'nin sinirle söylediği sözler Elif'i etkilemişe benzemiyordu.Burada sadece Kadir'in sözü geçerdi ve bu tanımadığı adam kim oluyordu da kendisine emir verip bağırabiliyordu, cidden merak ediyordu.Bu kadar insanın önünde Karan'dan duyduğu hakaretleri kendisine tekrar söylemesi...O'na Karan'ı tekrar hatırlatması...Kendisine 'Orospu!' demesi yatışan sinirlerini tekrar nüksetmiş ve patlama noktasına gelmesine neden olmuştu.
Yirmi dakika önce nasıl olduysa olmuş bir anda kendisini Serkan'a saldırırken bulmuştu o ıssız sokakta.Uzun bir boğuşmadan sonra Ulaş'ın antremanlarda öğrettiği kıskaç yöntemleriyle çakısını Serkan'ın boğazına dayamıştı.Serkan gerçekten iyi dövüşüyordu hatta bir ara kendi çakısı, kendi elleri arasında, kendi boynuna dolanmıştı.Bu cidden komikti.
O sırada Kağan'ın sokağın diğer tarafına sürüklenen silahını almaya gitmesi gerçekten işine yaramıştı.Kağan silahı Serkan'a doğrulttuğunda kendisi de boğazından çakıyı çekmiş ve O'nun dişli biri olduğuna karar verip arabasından ip almaya gitmişti.Serkan'ın ellerini bağladıktan sonra Kağanla birlikte O'nu bagaja tıkmış ve sakince yola koyulmuşlardı.Sessizliği bozan Kağan olmuş ve yüzündeki yaralara rağmen gülümsemeye çalışarak sorusunu sormuştu fakat cümlesi ağzından çıkarken Elif'te konuşmuş ve sorusunu keskin bir dille cevaplandırmıştı.
''Adın ne?''
''Sanane!''
Kağan kızın bu asabiliğini az önce yaşananlara vermek istedi.Serkanla uğraşmak zordu, O cidden yetenekli psikopatın tekiydi.Sadistti.Koşucuların arasından aşırı yetenekli nadir insanlar çıkardı ve Serkan bu kişilerden biriydi.Bu yeteneklileri kuruldaki dokuz kişi seçer ve başka sınavlara tabi tutarak büyük işlere adım atmasına yardımcı olurlardı.Kağan bu sınavı daha bugün geçmişti ve amacına bir adım daha yaklaşmıştı.Hem abisine yakışır bir kardeş oluyor hem de Kadir Pekzen'e açılan kapıları teker teker hiç gocunmadan temkinle açıyordu.Komik olan şuan Kadirle tanışacağını bilse gidip duş bile alabilir ve üstüne de çeki düzen verirdi.Sonra bir süre bekleyip tekrar aynı soruyu sormuştu Kağan.
''Adın ne?''
''Sana ne dedim ya çocuk!'' diye sinirle tıslayan Elif gözlerini yoldan ayırıp Kağan'ın kendisine beklentiyle bakan mavi gözlerine çevirmişti.Kadir bu konularda çok hassastı, asla isimleriyle görevlerini gerçekleştirmemeleri gerektiğini ve tabi oldukça az insana isimlerini söylemelerini isterdi.Ne kadar az kişi kendilerini bilirse işin kötü yanından kurtulmak her zaman o kadar kolay olurdu.Kimseye güvenmemeleri gerektiğini ve Onlarla asla iş birliği yapmamaları gerektiğini de biliyordu fakat yanındaki çocuğa hem güvenmiş hem de O'nunla iş birliği yapmıştı.Kadir duyunca büyük ihtimal canına okuyacaktı.Şuan Kadir'in cezalarını düşünmesi demek telaş yapıp kendi şeridinde düzgün ilerleyen arabasını tekrar karşı şerite geçirerek kaza yapması demekti.Derin bir nefes alıp yeşil gözlerini tekrar önüne döndürdü.Yan tarafından kısık sesli bir kahkaha duyunca yüzünü buruşturdu.Sonra içinden 'Umarım düşündüğüm şeyi yapmaz!' diye geçirdi.Kağan,
''Peki Sanane...Ne işi...'' derken kızın sesli bir şekilde
''Lanet olsun!'' diye bıkkınlıkla homurdanmasıyla susmuş ve bakışlarını bir anlığına dışarıya çevirmişti.Bu ses tonunu gayet iyi bilirdi, abisi de Elif kadar iyi kullanıyordu bu ses tonunu.Yakışıklı olabilirdi ama kesinlikle espri yapabilme yeteneği yoktu O'nda.Kızın tekrar konuşmasıyla nerede olduklarını anlayamadan bakışlarını tekrar O'na döndürmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖYLELEŞMİŞ
RomanceHayat...Tabi fazlasıyla garipti. Mavisi anlamsız; Beyazı tutarsız; Sarısı riyakar; Siyahı gerçekçi, turuncusu kalpsiz... Hepsi...Hepsi anlamsızdı. Anlatamayacağın kadar anlatılır; Özlediğin kadar nefret ettiğindi. Yağmur kadar ka...