HunOh: Güzel bir eviniz var ama güvenliği o kadar da iyi değil.
Lu-ge:Acaba şuan ne saçmaladığını bana da anlatır mısın?
HunOh: Ayrıca evinizinçevreside fazlasıyla ıssız... Tabii biraz ötedeki kafeyi saymazsak.
Lu-ge: Ne evi? Ne kafesi? Ne oluyor Sehun?
HunOh: Evinize en yakın olan kafeden bahsediyorum. Hani şu adı Breeze olan... Dışarıdan kötü gözükse de iyi bir sunuma sahip.
Lu-ge: O zaman bugün gelen de sendin...
Lu-ge: Tek bir soru.
Lu-ge: Manyak mısın be herif?! Ne diye zile basıp kaçıyorsun? Uyuyordum...
HunOh: Bu benim izin vermediğim halde direk çevrimdışı olduğun için.
Lu-ge: Ceza anlayışın bu mu?
Lu-ge: Bende seninle birlikte değişik fanteziler kuruyordum.
Lu-ge: Fazla sıradan.
HunOh: Bu yaptığımı ceza olarak mı görüyorsun Luhan? İstersen seninle küçük oyunlar oynayabiliriz bebeğim. Baştan uyarayım bu senin tahmin ettiğin gibi sanaldanoynayacağımız 'sıradan' şeyler değil.
Lu-ge: Şimdi ilgimi çekmeye başladı...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
HunOh: Beyaz teninde parmak uçlarımı gezdirmek yerine bir bıçağa ne dersin? Beyaz tenini kırmızı kanlar ile süslemek isterim bebeğim.
Lu-ge: Sehun, beni korkutuyorsun...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
HunOh: Neden bebeğim? Tedirgin olmana gerek yok. Odanın camını kapattığına emin ol gibi şeyler söylerek seni panik atak biri haline getirmeyeceğim... Çünkü sana bu tür küçük oyunlar oynamayacağım güzelim. İzin alarak kapıdanda girebilirim ve sen istemediğin halde seni o evden sürükleyerek çıkarabilirim. Ayrıca, o çok güvenip arkasına sığındığınailende sesini bile çıkaramaz.
Lu-ge: Bu kadar yeter!
Lu-ge: Sana korkuyorum dedim!
HunOh: Neden bebeğim? Deliğinde benim kalın penisimi hissetmek için can atmıyor musun?
Lu-ge: Tanrım...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
HunOh: Bunu evet olarak varsayıyorum.
HunOh: Bundan sonra benimle olan konuşmalarına dikkat et. Yazdığın şeyi yollamadan önce bir iki kere daha oku ve hata yapıp yapmadığını tekrar düşün.
Lu-ge: Küstüm ben seninle Sehun-ah...
HunOh: Öyle bir hakka sahip değilsin.
HunOh: Evine iki üç saat sonra gelecek kargodaki şeyleri dediğim şekilde uygulayacaksın anladın mı?
Lu-ge: Anlamadım deme gibi bir hakkada sahip değilim öyle değil mi?
HunOh: Tamda üstüne bastın küçüğüm.
HunOh: Beş dakika sonra sana yazacağım şeyleri iyi oku ki ufak bir hata bile yapma. Şimdi kapatıyorum...
Telefonun ekranını kilitleyip telefonu koltuğa bıraktığımda, aklıma yavaş yavaş dolan görüntüler yüzünden dudak kenarımın teki kıvrıldı ve yavaşça keskin hatlı çenemi sıvazladım.