maiimia 'ya ithafen♡
-
Lu-ge: Yalan söylemek istemiyordum... Sadece cesaret edemedim.Lu-ge: Lütfen cevap ver
Lu-ge: Sehun?
Lu-ge: Sen istemezsen bir daha yazmayacağım.
*
Sinirle kapıya vurduğumda, parmağımda olan yüzükler daha fazla ses çıkmasını sağladı.
"Luhan!"
Elimi tekrardan kapıya geçirmek için sertçe yakınlaştırdığım sıra avucuma çarpan tek şey minik bir şey olmuştu. Elimi geri çekerek, burnunu ovuşturarak dudaklarını büzen Luhan'a baktım.
İş yerime abisi ile geldiği günün üzerinden iki-üç yıl geçmiş olmalıydı. Ona baktığım kısa saniyeler hatta saliseler o güzel yüzü beynime kazımaya yetmişti. Ama ne yazık ki iş yoğunluğum yüzünden onunla ilgilenememiş hatta pekte kibar olmayan bir şekilde işimin olduğunu ve odamdan çıkması gerektiğini söylemiştim. Ardından kısa süreliğine başımı kaldırdığım dosyalara tekrardan gömülmüştüm.
Luhan'ı baştan aşağı süzdükten sonra hafifçe kaşlarım çatıldı. Altında toz pembe kısa bir şort pijama vardı. Parmaklarımı göğsüne koyarak kibar bir şekilde içeri ittirdiğimde hafifçe sendeledi.
Hadi ama! Yavaş davranmıştım...
"Sehun, evimin çevresinde pek bir insan yok acaba kimden kıskandığını sorabilir miyim?"
"Kes sesini, ya kapıda ben değilde sapık biri olsaydı. Üstelik delikten kimin geldiğine bakmadığına bile eminim."
"Ne yani sapık değil misin?" Alaylı ses tonuna kahkahası eşlik ederken onu korkutmak adına yüz ifademi ciddileştirip, minik bedeninin üzerine yürüdüm.
"Öyle olduğumu mu düşünüyorsun güzelim?" Tek kaşımı kaldırıp donuk bir şekilde Luhan'a baktıktan sonra, gözlerimi Luhan'ın arkasındaki duvara odakladım. Yüzümde çarpık bir gülüş oluşurken gözlerimi pijamanın açıkta bıraktığı bacaklarda gezdirdim. Bakışlarımdan çekinmiş olacak ki başını eğerek parmaklarıyla oynamaya başladı.
"Bana müstehcen resimlerini yollayan çocuk nerede çok merak ediyorum." Başımı yana eğerek nefesimi, beyaz boyuna vererek konuştum. Parmak uçlarımı onun saçları arasından geçirerek nazikçe okşarken gözünün önüne doğru dökülen saç tutmalarını parmaklarımın yardımıyla kulağının arkasına sıkıştırdım. Teninden burnuma ulaşan koku beni mest ederken gözlerimi kapatarak derince nefes alma gereği duydum.
"Sehun, abim evde."
"Buna inanacağımı düşündün mü güzelim? Buraya gelirken abini arayıp, acil bir işimin çıktığını ve hızlıca iş yerine gidip beni beklemesi gerektiğini söyledim."
"A-Annem..."
"Annen bu saatlerde kendine ait kafesinde çalışıyor bunu da biliyorum."
Vücudumu tekrardan dikleştirerek bana başını kaldırarak bakan minik çocuğun gözlerine bakıp hafifçe gülümsedim.
"Kısa süreliğine benimle telefonda yazışan Luhan ile görüşebilme ihtimalim var mı?"
Parmak uçlarımı onun toz pembe renginde olan kısa pijamasından içeri sokarak kalça altını okşadım.
"Siktir, pijamanın altına bir şey gitmedin mi?"
Dokunduğum an parmak uçlarımda hissetiğim sıcaklık ve bebeksi ten şaşırmama sebep olurken, aynı zamanda da onu sıkma isteğimi uyandırıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Obedient
Fanfiction"Ben önemli şirketi yöneten biriyim. Senin çocukça oyunlarınla uğraşacak vaktim yok." to → @hunhan1Dx