Koşulacak Yolun Başı -- Karakter Tanıtımları

38 2 0
                                    

Edward.

Ailesi için canını verecek bir kişiliğe sahip olan Edward aynı zamanda son derece çapkın bir insandır. Dostlarına çok önem verir ama çapkınlıklarından dolayı çok enteresan olaylarına konuk olacağınız kesin. İntikam peşinde çok istekli ama intikam için gerçekleşen olayları batırma ihtimalide var sanırım. 

Ama anne acısı olunca en önemli olayları batırsa bile telafi etmesi gerçekten çok kolay bir olay. Bundan emin olabilirsiniz. 

David. 

Zeki ve güçlü. Ama telaşa kapılmasını engelleyemeyen cesur bir kişilik. Edward'ın kıçını kurtarmakta bire birdir. Ama gerçekten  Edward'a çok ihtiyacı oluyor David'in. Onun komikliği ve neşesi bazen kendisini de neşelendiriyor açıkcası. Olaylarda ve operasyonlarda hep David ön planda oluyor. Çünkü lider yapısı, güçlü fiziği ve etkileyici duruşları, planlarının yanında pastaya mum gibi duruyor. E bunların yanında Edward'ın en iyi yaptığı şey , motivasyon vermesi de olunca tadından yenmez olayları görebiliyoruz. 

Celly. 

Edward'ın 9 yaşındaki kız kardeşi. İlk bölümde daha net olarak okuyacağınız üzre , annesinin ve babasının ölümüne şahit olur. Bu olaydan sonra fiziksel olarak felç geçiren küçük kız abisine ve abisinin en yakın arkadaşı David'e muhtaç kalmış durumda oluyor. Celly'e bakıcı tutmak için para bulmaya çalışan David ve Edward aksiyon dolu olaylara tanık oluyor. 


*1. BÖLÜM* - YOLUN BAŞI 

Fabrikada gececi olarak çalışan Edward , sabah küçük adımlarla evinin yolunu tutuyordu. Tutuyordu tutmasına ama sabahın soğuğunda parmaklarını kıpırdatamıyor ve zor adım atıyordu. Sokak lambaları yavaş yavaş sönüyor , güneşte yeni bir güne merhaba diyordu.  

Evin bahçesine her zamankinden farklı olarak , çekingen bir adım atmıştı Edward. İçi telaş ve korku hisleriyle karışmış , bir şey düşünecek bile bir halde değildi. Yavaş adımlarla apartmanın dar merdivenlerinden çıkarak kapısının önüne geldi. Bir an bir şeyin eksik olduğunu hissetmişti Edward. Tam da şu anda yaşaması gereken şey ; bu kata çıktıktan sonra Annesinin Celly'e odasını toplaması için bağırmasıydı. Ama evden çıtırtı sesi bile duymuyordu. İyice telaşlanan adam derin bir nefes aldı ve zile bastı. Evet , açan yoktu. Bir süre geçtikten sonra tekrar zile bastı. Kapıyı açanda yoktu , içeriden bir insan sesi de. Sadece kendisinin kapıya vuran soğuk sesini hissediyordu. Endişe hissi içinde dolup taşmaya başlamıştı. Kapıyı kırmak onun için tek çareydi. Başka türlü olması onun için gerçekten kötüydü. 

Kapıdan 3 adım geriye çekildi. Derin bir nefes aldı , omzunu kapıya döndü ve kapıya koşarak sert bir darbe indirdi. İlk denemesi başarısızdı çünkü içindeki endişe ve telaş kollarındaki hali , gücü yerle bir ediyordu. Tekrar geriye çekildi. Annesini ve kardeşini düşünmeye başladı iyice. Sanki onları düşününce bir süper kahraman gibi güç dolmuştu içine. Aynı şekilde kapıyı tekrar kırmayı deneyince kapı yerle bir olmuştu ama kapı açıldığı anda karşılaştığı şey hiç iç açıcı bir durum değildi. 

Dona kaldı. Baktı sadece. Hiç bir duygu hissetmiyordu , içi bomboş , mimiksiz ve hissiz bir şekilde baktı. 

Yerde öylece yatan , hareket etmeyen kardeşine baktı. 

Hayatta sevdiği iki insandan birine öylece bakmıştı Edward. 

Nabzını kontrol etti ama nabzı atıyordu. Hareket edemiyordu ve sadece tavana bakıyordu. Kardeşinin yüzüne göz yaşlarını döken Edward'ın gözü dalmıştı. Celly'nin küçüklüğünü hayal ediyordu. Yaşadığı tüm mutlu olaylar gözünün önünden bir film şeridi gibi geçmişti sanki. 

Gözü dalan Edward , yatak odasının kapısından akan damlalarla kendine gelmişti. 

Diyeceksiniz ki yatak odasının kapısında suyun ne işi var.  Haklısınız ama bu kan damlalarıydı. 

Kan damlalarını fark eden adam göz yaşlarını dökmeye devam ederek yatak odasına yol aldı. Yatak odasına kafasını çevirdiğinde  , bir günde gözlerinin görebileceği en kötü olayını görmüş oldu. Annesi ve babası kanlar içinde yatıyordu. Kanlar içinde...

Tekrar dona kaldı Edward. Kelimeler boğazında düğümleniyordu ve acı çekiyordu sanki. Dünyanın en büyük işkencesini kendisinde uygulasalardı bu kadar acı çekmeyeceğini size söyleyebilirim. Bu haykırışları o işkenceyi yapsalardı yine de yapamazdı. Bu dünyanın en büyük acısıydı. Anne acısı. başlamıştı yavaş yavaş sinirini kusmaya , duvarlara vurarak elini kızartmaya ,  bağırmaya çığırmaya...

Bu olamazdı. Onları koruyamadığını sanıyordu. Kendini suçluyordu. Dizlerinin üstüne çöktü ve başladı tekrar ağlamaya. Acı çekerek vuruyordu yerlere. Vurdu vurdu vurdu.. Sonunda hali kalmayıp oracıkta uyuyakaldı adamcağız... 

Ayıldığında artık delil aramanın vakti gelmişti. Ama hiç de delil aramasına gerek yoktu. 

Annesinin ve babasının ortasındaki kanlarda , tam da ortada...

Bir not.

'' Kumar vahşettir ve kuralları vardır. Benim kumarımda , benim kuralımı uygulamayan bir insanı ve sevdiği kadını öldürdüm sadece. Bu da Micheal adaleti , Micheal kuralı...''

Kanlı notu titreyen elleriyle yere bıraktı. İntikam hissi dünyanın en vahşet hissiydi ve şu anda bu adamda en vahşet hissin dorukları vardı. Hemen en yakın arkadaşı , yakında da silah arkadaşı olacak adamı ; David'i aradı. Tüm olayları teker teker ara sıra ağlayarak , bazen sinirle bağırarak , bazende fısıldayarak anlattı. Hastaneye gitmeye karar veren adamlar hemen buluştular ve yola çıktılar. Yolda Edward'ın hali savaştan çıkmış bir asker gibi idi. Yıpranmış ve halsiz. David ise gizli gizli gözyaşı döküyordu , can dostunu böyle görmesi ve yaşadıklarını düşününce dahada şiddetli ağlamak istiyor ama Edward'ı dahada üzmemek için ağlamıyordu. Hastaneye vardıklarında Edward arabanın içinde duruyordu. İçinden çıkacak güç bile kalmamıştı adamcağızda. Kapısını David açmıştı.

'' Celly sabırsız bir kız dostum , hadi...''

Arabadan yavaş yavaş indi ve kız kardeşini arkadaşıyla içeriye taşıdı. Hastanede görevliler  ön teşhis koymak için iki Nöroloji uzmanının odasını gösterdi ve sırada bekleyenler küçük kız için sıralarını verdiler. 

Küçük bir beklemeden sonra odadan çıkan doktorla David konuşacaktı. Doktor hemen konuya girmişti.

'' Riskli. Gerçekten çok riskli. Bu bir fiziksel felç. Bunu düzeltmek küçük kıza zarar verebilir. Ben ameliyata girmemenizi tercih ederim. En azından bu kıza güzel bir bakıcı tutup bakabilirsiniz. Hem kaybetme riskiniz olmaz hem de gözünüz kalmaz. Bu benim önerim. ''

Kafasını öne eğip üzülen David

'' Peki , teşekkürler.''

Doktorun dediklerini tane tane Edward'a anlattığında beklediği tepkinin dışında farklı şeyler söylemişti. 

'' Beni ayakta tutan iki canlı şey yıkıldı. Annem ve kardeşim. Yıkılan diğer iki yarı canlı şey ise hayallerim ve umutlarım. Onlarda beynimde canlanıyordu David. Beynimde...''

Eve gidip sağlam kafayla düşünen David sadece bir karara varabiliyordu. Güzel bir bakıcının parası anca bu yoldan çıkabilirdi. 

Kötü Yollar...

Ölüme KoşanlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin