Arkadaşlar kitabım daha yeni olduğu için okunma sayısı az fakat ilerledikçe artacağını ümit ediyorum. Ve sizlerden ricam okuyanlar yorum yapsın çünkü gerçekten motivasyona ihtiyacım var. Neyse ben bölüme geçeyim bekletmeden.
Medya Berke ATASOY 😍
===============================
Taksi şoförünün geldik demesiyle içinde bulunduğum düşünce girdabından çıktım. Cüzdanımdan taksi ücretini çıkarıp şoföre uzattıktan sonra taksiden indim. Önümdeki yaldızlı harflerle BAŞARAN HOLDİNG yazan koca binaya baktım. Nedense buraya gelmek içimi sıkıyordu. Sadece burası değil, böyle pahalı, ünlü, her tarafı para kokan yerler içimi sıkıyordu. Böyle bir hayata düşkün değildim. Annem hep "üstüne bakıp hırslanma, altına bakıp ibret al" derdi. Hiç bir zaman durumu daha zayıf olan insanları kötülememiştim. Ve ya nasıl olsa para çok diyip har vurup harman savurmamıştım. Sadeliği seviyordum ben. Herkesin içinde ayrılacalıklı olmayı olmayı değil onlar gibi sıradan olmak istiyordum. Yine düşüncelere dalmıştım. Kapının önünde boş boş dikildiğimi farkedip holdinge doğru yürüdüm. Kapıdaki koruma beni görür görmez başıyla selam verip kenara çekilmişti. Bundan da nefret ettiğimi söylemiş miydim? Asansöre binip 13.kata çıktım. Babamın odasına doğru yürürken gıcık olduğum sekreterin sesini duydum.
- Sanem Hanım! Hoşgeldiniz.
- Sana da canım sana da.
- Babanız toplantı salonunda Sanem Hanım. Önemli bir toplantısı var fakat birazdan çıkar. Siz odaya geçin ben kendisine haber vereyim.
- Gerek yok. Ben kendim giderim.
- Ama San-
Sekreter bozuntusunu dinlemeden tekrar asansöre binip toplantı salonunun olduğu kata çıktım. Asansör açılınca inip hızlı adımlarla salonun önüne geldim. Dalgınlıkla boş bulunup kapıyı tıklatmadan aniden açtım. Açmaz olaydım. Hepsi siyah takım elbiseli korkunç adamlar bana bakıyordu. Şu an deve kuşu olmak istiyorum. Böyle kafamı toprağa gömmek falan. Ben böyle tuhaf tuhaf etrafa bakınırken babamın sesini duydum.
- Sanem!
Kafamı sağa doğru çevirip babama baktım.
- Baba!
- Sanem. Burda olmaman gerektiğini biliyorsun.
- Özür dilerim baba. Çıkıyorum şimdi.
Anlamadığım bir şekilde bana sırıtarak bakan adam konuşmaya başladı.
- Sorun değil Hakan Bey. Bence Sanem'de katılsın bize sonuçta artık o da bizden sayılır değil mi?
Ne demek bizden biri? Neyden bahsediyordu bu adam? Ah baba! Yine neler oluyor acaba.
- Cenk. Bu konu üzerine Sanemle konuşmadım henüz sen kendi işlerinle ilgilen. Toplantı bitmiştir.
Ses tonundan gergin olduğu belliydi. Kravatını gevşetip bana korkacağım bir bakış atıp odadan çıktı. Bende arkasından onu takip ettim. Güya buraya kafamı toparlamak için gelmiştim değil mi? Bütün belalar beni bulur zaten. Babam hızla odasına girince bende arkasından girip kapıyı kapattım. Babam ellerini saçlarının arasından geçirip odada volta atmaya başladı. Bende suç işlemiş küçük kızlar gibi kafamı yere eğmiş ayakta bekliyordum.
- Sanem bazen çok aptal oluyorsun, diye bağırınca gözlerim doldu. Küçüklüğümden beri böyle bir etki vardı üstümde biri bana bağırınca istemsizce ağlamaya başlıyordum.
- B-baba.
Sesim titrek ve kısık çıkmıştı.
- B-ben özür dilerim. Moralim bozuktu. Kafam karışıktı aniden oldu.
Arkamı dönüp kapıya uzanmıştım ki babam kolumdan çekip sıkıca sarıldı. Bu hissi çok seviyordum. Babamın içimi saran güven hissini... Başımı babamın vücuduna yaslayıp daha çok ağladım. Bu benim içimi boşaltma yöntemimdi.
- Meleğim. Asıl ben özür dilerim. Stresliyim. Kusura bakma kızım.
Geri çekilip gözlerimi sildim.
- Önemli değil baba. Bende dalgındım.
Babam koltuğa oturup beni de yanına çekip başımı göğsüne yasladı ve saçlarımı okşamaya başladı.
- Anlat bakalım prenses. Neyin var?
- Bugün okulun ilk günü biliyorsun. Bir çocukla karşılaştım. Çok ımm.... değişik biri. Normalde umrumda olmazdı ama bilmiyorum işte çok dikkatimi çekti. İçimdeki tuhaf bir his onunla ilgili her şeyi öğrenmek istiyor.
- Yoksa benim küçük kızım aşık mı oluyor?
Kafamı kaldırıp babama baktım.
- Saçmalama baba, diyip gözlerimi devirdim. Babam gülerek:
- Söyle bakalım şu çocuğun adını soyadını bir baktırayım.
- Soyadını bilmiyorum ama adı Berke.
Babamın birden yüzü değişti ve bedeni kasıldı.
- Berke mi?
- Baba noluyor? Yoksa sen Berke'yi tanıyor musun?
- Hayır. Yani bilmiyorum. Eğer düşündüğüm kişiyse evet. O çocuğun soyadını öğren bana mutlaka Sanem.
- Tamam baba, diyerek kafamı tekrar babama yaslayacaktım ki telefonum çalmaya başladı. Çantama uzanıp telefonumu çıkarttım. Sude arıyordu. Ayağa kalkıp telefonumu açtım.
- Efendim kanka.
- S-sanem.
- Sude! Ne oldu? Niye ağlıyorsun sen?
Ben böyle telaşla bağırınca babam da kaşlarını çatarak ayağa kalktı.
- Ne olmuş kızım?
Babama elimi kaldırıp 1 dk işareti yaptıktan sonra Sude'nin sesini sesini duydum.
- Sanem -hıçkırık- ben -hıçkırık- çok kötü bir şey oldu.
- Bitanem ne oldu söylesene. Bak endişeleniyorum.
Aniden telefon kapattı. Aynı anda babamın telefonundan mesaj sesi yükseldi. Babam aceleyle telefonunu çıkarıp mesajı sesli bir şekilde okumaya başladı.
- Sevdiklerini tek tek kaybedeceksin Hakan BAŞARAN!
- NE!?
===============
Arkadaşlar bölüm kısa oldu kusura bakmayın işim vardı ama merak etmeyin bir dahaki bölümde telafi edeceğim bunu. 😚
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ORTAK!
Teen Fiction"Ben sevmeyi beceremem ki" "Seversin Sanem. Sadece duygularını takip et." Duygularını herkesten saklamayı beceren bir erkek...Berke ATASOY Vücudunun %70'inin meraktan oluştuğunu düşünen deli dolu bir kız...Sanem BAŞARAN Peki ya huyları birbirine b...