Arkadaşlar biraz geciktim ama yeni bölümü hazırladım sonunda. Görülme sayısı var ama ne vote var ne de yorum. Bu durum beni ayrıca üzüyor. Neyse fazla uzatmadan bölüme geçeyim.
Medya da Sude SALMAN var.
============================
Son gelen mesajdan sonra babamla apar topar bizim kaldığımız eve gelmiştik. Ama ne Sude ne Miray ne de Can evde yoktu. Üçünü de bin kez aramıştım neredeyse ama ulaşılamıyor. Fazlaca endişeleniyorum artık. Babam her yere baktırmıştı. Okuldakiler en son ikinci ders saatinde gördüklerinde söylemişlerdi. Babama döndüm. Ardı arkası kesilmeyen görüşmeler yapıyordu telefonda.
- Benim aklımda son bir yer var. Oraya bakıp geliyorum, dedim fısıltıyla.
Babam kafasını sallayıp dikkatli ol manasında işaret yaptı. Telefonla konuştuğu için ses çıkarmamıştı. Hızla evden çıkıp otoparka doğru yürüdüm. Arabaya binip her zaman gittiğimiz kafeye doğru sürdüm. 20 dakikalık bir yolculuktan sonra kafenin önüne geldim. Hemen inip her geldiğimizde konuştuğumuz artık yakın arkadaşımız haline gelen garsonun yanına gittim. Birden kolundan tutup çekince irkilmisti ama şu an onu düşünecek durumda değildim.
- Cemre, Sude ve ya Miray hiç buraya uğradı mı?
- Hayır Sanem Abla. Bugün hiç gelmediler. Hayırdır bir sorun mu var?
- Yok canım. Yok bir şey.
Umutsuzca çıktım kafeden. Arabanın kapısına ulaşmış tam açıyordum ki kafam da soğuk bir metal hissettim.
- En ufak bir yanlışında arkadaşlarını kaybedersin Sanem Başaran.
- K-kimsiniz? Arkadaşlarım nerede?
- Merak etme seni de onların yanına götüreceğim.
Sonra gözlerimi bir bezle bağladı.
- Bakalım şimdi de kurabilecek misiniz BAŞ-ATA ortaklığını.
Son duyduğum şeyse bu olmuştu.&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&
Bilincim açıldığında gözlerim hâlâ kapalıydı. Fakat sarsıntı ve seslerden dolayı arabada olduğumu farketmiştim. Sesimi çıkaramıyordum. Sanırım biraz korkuyorum. Birden kolumda hissettiğim elle çığlığı bastım.
- İstediğin kadar bağır. Seni burada kimse duymaz.
Tepki vermedim. Daha sonra gözlerimi kapatan bez açıldı. Etraf karanlıktı. Aynı el yine kolumdan çekip beni arabadan indirdi. Dışarı adımımı attığımda çevrede ağır bir kokunun hakim olduğunu farkettim. Midem bulanmıştı. Büyük bir eve girdik. Sanki şu cadı hikayelerinde terkedilen evler gibiydi. Kolumun morardığını hissetmiştim. Hayvan gibi çekiyordu adam. Alt kata indik. Adam boşta kalan eliyle büyük kapıyı ittirip beni içeri ittirdi. Yere kapaklanmıştım tabiki. Refleks olarak da çığlık atmıştım.
- Sanem!
- NE VAR???
Kafamı kaldırıp odaya baktığımda karşımda Sude, Can, Miray, Berke ve tanımadığım bir çocuk vardı. Hepsi elleri bağlı bir şeki- Ne? BERKE Mİ?
- Berke!
Berke yüzünü buruşturup:
- Biliyorum güzelim beni gördüğüne çok sevindin ama kulaklarımı seviyorum. Hani lazım oluyorlar ya ondan dedim.
- Senin ne işin var burda?
Can lafa atladı:
- Cidden mi Sanem? Biz burda kaçırıldık ve senin tek düşündüğün şu çocuk mu?
- Adım Berke.
- Her neyse işte.
Biz böyle saçma bir tartışma içindeyken odanın kapısı tekrar açıldı. Az önce beni buraya getiren adam elinde bir ip ve sandalye ile içeri girdi. Sandalyeyi Berke'nin yanına koyup beni kolumdan tutup oturttu sandalyeye. Ellerimi arkada birleştirip bağladı, ayaklarımı da bağladıktan sonra odadan çıktı. Sude kaşlarını çatarak bana baktı.
- Salak mısın kızım sen? Niye direnmedin.
- Sanki dirensem baglayamayacak Sude.
- İlk kaçırılman değil sonuçta deneyimlisin sen.
Berke'ye döndüm.
- Sen nereden biliyorsun?
Omuz silkip önüne döndü.
- Çok sıkıldım ben ya. Hiç eğlenceli değilsiniz.
Tanımadığım çocuk konuşmuştu.
- Sende kimsin?
İlk tepki Sude den gelmişti.
Çocuk ağzını açmıştı ki onun yerine Berke cevap verdi.
- Kuzenim Emir.
- Bende diyorum neden bu kadar mal. Meğer sana çektiğindenmiş.
- Boşuna laf sokmaya çalışma. Sabahtan beri Emir'i kesen sensin.
- Hah! Kim ben mi? Bu salağı mı keseceğim?
- Öhöm... Ben burdayım yalnız bunları arkamdan konuşmanız gerekiyor.
- Neden? Dedikodunu mu yapalım?
- Miray sen niye karışıyorsun ya.
- Sanane Can.
Birden bağırdım.
- Susun artık!
Herkes pür dikkat bana dönmüştü.
- Burada kaçırıldık ama sizin tartıştığınız konuya bakın. Biri bana anlatsın neler olduğu lütfen.
Kimseden ses çıkmadı. Ne yani hiç biriniz bilmiyor musunuz?
- BAŞ-ATA Birliğinin düşmanları.
Anlamsız bakışlarımı Berke'ye yönelttim.
- Ne demek bu şimdi Berke?
- Başaran Holding ve Atasoy Holding ortaklığının düşmanları işte Sanem. Başaran Holding'in varisi Sanem Başaran ve Atasoy Holding'in tek varisi Berke Atasoy. Zihnin bu kadar bilgiyle bir sonuca varabilecek kuvvettedir umarım.
Emir şaşkınca bana bakarak:
- Wow! Kuzen senin 2 yıldır takip ettiğin Sanem bu Sanem mi yani?
- Kes sesini Emir!
- Takip mi?
- Of! Kafam ağırdı yemin ederim ya. Madem ki siz bu ortaklığını veliahtısınız, ben, Miray, Can ve ımm.. neydi? Hah! Emir. Bizler niye buradayız.
- Bilmiyorum Sude ama merak etme babam en kısa zamanda bulur bizi.
- Çok umutlanma Sanem. Bu seferki ölümüne yapılmış bir plan.
- Sen ne bu kadar şeyi nereden biliyorsun?
- Bilmem.
Ben bu diyorum bu çocuk çok gizemli diye ama inanmıyorsunuz işte. Ama bir bilgi elde ettim sonunda.
☆ Berke babamın ortaklık kuracağı holdingin tek varisi.
Listeye bir yeni bilgi eklendi.
Birden Miray gülmeye -anırmaya- başladı.
- ahaha Biz şimdi kaçırıldık mı? Ne klişe ama! ahaha.
- Allahım neydi günahım!
- Bu kız mal!
- Miray aklını nerede unuttun kanka.
- Yok yok. Ekşın bize yaramıyor.
Can korkuyla söylendi.
- Bize ne yapacaklar?
- Hiç bir şey yapamazlar Can. Korkmana gerek yok.
- Tabi canım. En fazla öldürürler.
- Berke!
- Gerçekler güzelim, diyip göz kırptı.
Bundan sonra herkes susmuştu. Allahım! Niye böyle şeyler hep benim başıma geliyor. Babam neden Berke'nin söylediği BAŞ-ATA Birliğinden bahsetmemişti. Ya bugün holdingte olanlar... Kafamdaki soruların büyük çoğunluğunun hatta hepsinin cevabı Berke'de vardı. Bunu biliyordum. Öff. Yakında bu kadar çok düşünmekten beynim iflas edecek.
- Madem ölme ihtimalimiz var. Benim bir şey itiraf etmem gerek.
Kafamı kaldırıp herkes gibi bende Can'a baktım. Ne saçmalıyordu bu çocuk. Hepimiz sağ salim çıkacaktık buradan. Can tekrar konuşmaya başladı.
- Imm... Şey... Miray ben hâlâ sana aşığım.
- Bende sana aşığım Can.
- Sonunda be! Ama ben biliyordum.
Sevinçle bağırdım.
- Harika! Bir ilan-ı aşkımız eksikti, diye isyan eden Berke'ye gözlerimi devirip cevap verdim.
- Sen ne anlarsın ki aşktan? ÖKÜZ!
- Aşk aptalların işi Sanem. Ben o batağa bulaşmam.
- Sanki şu an içinde bulunduğun batak çok muhteşem değil mi Berke.
- Kuzen çok büyük konuşma. Bir kız gelir aklını başından alır. Kapaq olursun.
- Hiç sanmıyorum Emir.
- Bence aşk yürek ister. Aşka ruhunu adamak gerek. Güzel tarafları ne kadar çoksa acı tarafları da bir o kadar çok.
Son sözü Sude söylemişti. Bunun üzerine bir şey de denemezdi zaten.
- Haklısın Sude, dedim.
Etrafı yine sessizlik kaplarken aniden kapı açıldı.
......Arkadaşlar çok uzun yazamadım ama devamı erken gelecek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ORTAK!
Teen Fiction"Ben sevmeyi beceremem ki" "Seversin Sanem. Sadece duygularını takip et." Duygularını herkesten saklamayı beceren bir erkek...Berke ATASOY Vücudunun %70'inin meraktan oluştuğunu düşünen deli dolu bir kız...Sanem BAŞARAN Peki ya huyları birbirine b...