NE KLİŞE AMA! (Part 2)

49 6 4
                                    

Arkadaşlar çok gecikiyorum biliyorum. Malum Teog vardı ama şükürler olsun ondan da kurtulduk. Kusura bakmayın geç oldu ama bölüm geldi :) İyi okumalar.

==============================

Elimdeki kahvenin son yudumunu da içip masaya bıraktım. Sude geçen gün dergide gördüğü elbiseyi bulmak için dışarı çıkmıştı. Tam bir elbise delisi bu kız! Miray tırnaklarına oje sürerken neden bütün manyakların beni bulduğunu düşündüm. Ben burda stresten öleceğim Miray tırnak derdinde ya. Imm... Tabi siz şimdi anlamadınız. Kaçırılmamızın üstünden 1 hafta geçti. O gün biz daha ne olduğunu anlamadan kapı açılmış, içeriye bir kaç adam girip bizi alıp kapıya bırakmıştı. Ya bari kaçırdınız, kaçırdığınız gibi geri bırakın değil mi? Hayır onu geçtim madem bırakacaksınız niye kaçırdınız? Yine o gün Berke ve Emir sayesinde yolumuzu bulup eve dönmüştük. Gelir gelmez babama haber vermiştim zaten. Babam etraftaki korumaların sayısını arttırmıştı. Hafta boyunca şu BAŞ-ATA ORTAKLIĞINI sormak için babamla konuşmak istesem de hep kaçmıştı. Bugünse arayıp akşamüstü şirkete gelmemi söylemişti. Neden stres yapıyorum bilmiyorum ama içimde kötü bir his var. Bakalım yine neler olacak. Gözüm saate kaydığında vaktimin az kaldığını anlayıp ayağa kalktım. Sonunda Miray hanımın dikkatini çekmişim ki bana "noldu manyah" bakışları atıyordu.

- Ben üstümü değiştirip çıkıyorum. Vakit gelmiş.
- Hadi canım! Saat o kadar geç oldu mu ya?
- Günaydın Miray günaydın.

Gözlerimi devirip merdivenleri çıktım. Odama girip dolabımı açtım. Resmi bir şeyler giysem iyi olacak. Siyah bir kalem etek ve onun üzerine uygun bir bluz çıkarttım. Eteğin takımı olan ceketi ve siyah topuklu ayakkabılarımı alıp dolabı kapattım. Hızla çıkarttıklarımı giyip, saçlarımı yaptım. Çantama gereken şeyleri de koyduktan sonra aşağı indim. Sude daha gelmemişti anlaşılan. Miray ojeleri bırakmış, televizyon izliyordu.

- Miray ben çıkıyorum canım. Ne zaman gelirim bilmiyorum. Sude'ye söylersin, yemeğe beklemeyin beni.
- Tamam gülüm çık sen hadi geç kalma.

Miray'a havadan öpücük yollayıp kapıdan çıktım. Korumalara baş selamı verip arabama bindim. Kontağı çalıştırıp hızla sürmeye başladım. Hız yapmayı çok seviyordum. Aman babam görmesin! Şirkete yaklaşınca yavaşlayıp otoparka girdim. Arabayı parkedip otoparktan çıktım. Şirkete girip babamın odasına çıktım. Bu sefer kapıyı tıklatıp öyle girdim. Ben girince babamın kafasını dosyadan kaldırıp bana baktı. Gülümsedi.

ORTAK!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin