Sizce de gökyüzünde ki maviliğe ulaşmak zor değil mi?
Bembeyaz bulutların, birbirinden farklı kuşların ve adını bilmediğimiz bir sürü kimyasal elementin oksijene karıştığı ve güneş doğduktan sonra tam tepemizde durup bize günümüzün güzel geçeceğini haber veren maviliklere ulaşmak bence çok zor.
Bir yamacın dibindeyim. Aşağıya baktığımda çeşit çeşit büyüklükte ki kaya parçalarını, çakıl taşlarını ve kıyıya vuran dalgaların oluşturduğu beyaz köpükleri görebiliyorum. Yukarıya baktığımda ise denizin masmavi rengini taşıyan ve çeşitli şekillerde olan beyaz bulutların oluşturduğu manzara dolduruyor görüş alanımı.
Beynime bir manzara daha kaydediyorum hemen. Esen rüzgar ile kahverengi saçlarım öne savruluyor. Gözümün önüne gelen bir kaç tutam saçımı elimle geri itip bakışlarımı uçsuz bucaksız gibi görünen denize çeviriyorum.
Yüzüme bir gülümseme yayılıyor istemeden de olsa. Kendimi huzurlu hissediyorum sebepsizce. Üstümde beyaz, kalın askılı, uzun bir elbise var. Bunu eteğim uçuşurken gördüm. Gözlerimi kapatıp rüzgar ile denizin uyumlu sesini dinlemeye başlıyorum. Derinlerden bir yerden bir ses duyuyorum. Biri beni çağırıyor sanki.
Dalgaların sesi kulağıma daha hırçın gelince açıyorum gözlerimi. Esen rüzgar ile gökyüzünün maviliği yavaş yavaş griye bulanmaya başlıyor. İşte o an anlıyorum...
Gökyüzü beni çağırıyor.
Bir kez daha etrafına bakınıp ucu gözükmeyen maviliklere bakıyorum. Esen rüzgar ile denilmek istenileni anlayıp gözlerimi kapatarak ellerimi iki yana açıyorum. Yüzümde bir
tebessüm oluşturuyorum.
Birazdan gökyüzüneki maviliklere kavuşacağım. Bu esen rüzgar beni oraya uçuracak, hissediyorum. Adımdan alınan renkle bağdaşacak bedenim. Özgürlüğe kavuşacağım. En önemlisi ise çocukluk hayalime kavuşacak olmam.
Birkaç dakika esen ılık rüzgarın bedenimi mıyıştırmasına izin veriyorum. Çocukluk hayali denilen şeyin gerçekleşeceği heyacanı var bedenimde. Küçüklükten beri yapmak istediğim şey. Gökyüzü ne ulaşmak...
Adımlarımı küçük küçük atarak yamacın ucuna yerleşiyorum. Bir adım sonrası özgürlük, bir adım sonrası sonsuz gökyüzü, bir adım sonrası mutluluk...
Parmak uçlarıma kalkıp son kez nefes alıyorum. Bu yaptığım çılgınlık biliyorum. Belki intihar, belkide bu kötü hayattan kurtulma isteği diyeceksiniz ama öyle değil. Bu, küçük bir çocuğun hayaline kavuşma arzusu. Tutsak bir bedenin özgürlüğüne kavuşması. Umutların yeniden yeşermesi. Yeniden var oluş....
Kendimi boşluğa bırakmak için bedenimi öne doğru salarken kolumda hissettiğim baskı ve geriye doğru sersemlemem ile afallıyorum. Beni çeken şeye bakmak için arkamı döndüğümde ise bir çift okyanus mavisi göz görüyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Trakyalı
Teen FictionHayatının en çıkmaz da olduğunu düşündüğü zamanda Etrafında gelişen olayların ve 3 bilinmeze doğru sürüklenerek çıkmaza doğru daha çok yol alan bir kız düşünün. Aklı, ruh u ve kalbi her bir yol için çalışırken bedeni ortada kalan bir kız. O benim iş...