8.Bölüm - Demek Sensin

57 9 6
                                    

Okul çıkışı sorunsuz birşekilde eve gelirken iki gün sonra toplanacak olan kuruldan annem ile babama bahsedip bahsetmemek arasında kalmıştım. O gün içinde babam geleceği ve ev hareketlenecegi için huzuru bozmamak adına susmaya jarar vermiştim.

Bakarsınız kurtulurum öyle değil mi?

Değil İşte. Ben hiçbir zaman öyle şanslı olamadım. Ne zaman son dakikaya kadar umut ettiysem hep sonu hüsran ile bitmişti. Bir süreden sonra bünye alistigi için her şeye umut etmemeyi öğrenip olabilecek en kötü şeye hazırlamaya başladım kendimi. Böyle olmama en büyük neden ise geçmişim...

Eve geldikten sonra babamı salonda oturur bir şekilde görür görmez kucağına atlayıp hasret gidermeye başlamıştım. Annem gibi o da yeni okulum hakkında bir şeyler sorup nasıl geçtiğini sorup dursa da pek bir sey caktirmayıp her şey yolundaymis gibi davranmışdım.

Akşam yemeğinden sonra odama gidip biraz ders çalıştım. Daha doğrusu calismaya çalışmıştım. Pek belli etmesem de aklım burs konusundaydi. Ailemi yüz üstü bırakmamak adına ne yapıp bu işten kurtulabileceğimi düşünüp durmuşdum tüm gece.

Ablak ile birkaç kez mesajlasip kafa dağıtmaya çalıştım bir süre. Canımın sıkkın olduğunu o da fark etmiş olacak ki ne olduğunu sorup durmustu her defasında. Ben de sınav stresi deyip gecistirmistim.

Ertesi sabah ailecek kahvaltı yaptıktan sonra babam okula bırakmak istedi beni. Ben de evde annem ile kalıp vakit geçirmesi için ısrar edip vaz geçirdim onu. Tek başıma okula giderken kulağımda da Sia'nin en sevdiğim şarkısı elastic heart şarkısı vardı.

Dalgın dalgın yolda yürürken her zaman olduğu gibi yine sert bir bedene çarptım. Hemen toparlanıp çarptığım kişiye baktım.

Bulut...

"Özür dilerim. " dedim sakin bir şekilde. "Benim hatam, dalgınlığıma geldi Üzgünüm."

"Ama bu olmadıki. Ben bağırıp çağırmanı bekliyordum asi kız. "

"Şuan bağıracak gücüm yok mavi gözlü oğlan."

"Durum fena he." Dedikten sonra "Bu dalgınlığını bundan öncekilere de sayıyor musun acaba uysal kiz?" Dedi gülümseyerek.

Onun munzurca gulumsedigini görünce kendisi de güldü. "Hayır onlarda sen de hatalıydın. "

"Tüh be. Belki bu haldeyken sana yuttururum sanmıştım. "

"Ancak Sanırsın zaten. Gerçekleşmez o dediğin. "

Birlikte gülerken Bulut derin derin baktı. "Gülmek sana daha çok yakışıyor. "

Deniz'in anında kızaran yanakları ve değişen kalp ritmi allak bullak olmasına sebep olmuştu. Teşekkür etmek yerine daha başka bir şey demiş ve yine Saçmalığa damgasını vurmuştu. Helal bana.

"Gülecek yan birakmiyorlar ki be Bulut oğlan. "

"Neden? Kavga olayı çözülmedi mi?"

"Yarın çözülecek herhalde. Kurul toplanıyor da."

"Üzüldüm."

Mavi gözlerindeki durgunluk gerçekten üzüldüğünü gösterdiği için ufak bir tebessüm etmiştim.

"Her şey olacağına varır be maviş oğlan. Napalım. "

"Okuldan atılma gibi bir riskin mi var?"

TrakyalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin