Bölüm 3: Yeni Çocuk

113 17 11
                                    

Selamın aleyküm millet, inşallah beğenirsiniz..😄
Keyifli okumalar😄
Multi de Deniz 😍

Bir özür bile dilemeden aynı hızla aşağı inmeye devam etti. Beni ise şokun etkisini, Alev'in sesi ile atlatırken
"Kızım çocuğun gözlerini gördün mü?" dedi.
"Evet, buzdolabından çıkartıp, takıp gelmiş." dediğimde Alev gözlerini devirdi.
"Yeni galiba" dedim.
"Tabi ki yeni, böyle birini daha önce görsem unutmazdım" dedi sırıtarak. Ben de "Gökberk eniste duy bunları duy" dedim pis Smile yaparken. Alev
"Bak kızım bir daha Gökberk'e eniste falan dersen sadece kafana kitap yemekle kalmazsın." dedi.

Geçen sefer yine eniste dediğimde elindeki 700 sayfalık kitabı kafama indirmesiyle neye uğradığımı şaşmıştım.
"Tamam be tamam." Gerçekten de hiç acımazdı zalımın gızıı.

Gökberk bir üst sınıftan, on ikilerden mu gözleriyle dikkat çeken ve okulda ki gözde erkeklerden biridir. Bence Alev'i seviyor, Alev de ona karşı boş değil. Ama magazin muhabirine "BIZ SADECE ARKADAŞIZ" diyen ünlüler gibiler. Ama yan yanayken çok tatlılar, cok yakışıyorlar. Ee kızımız da fıstık gibi olunca normal..

Sınıfa geldiğimiz de her zamanki gibi Arda ve Çiğdem bizden önce gelmişlerdi. Daha sonra Merve ve en son da Sahra geldi. Her zamanki gibi Arda sınıfta kalırken zilin çalmasına 15 dakika kala kızlarla aşağı inip birer Alpella alıp içerek sınıfa girdiğimizde sınıfta yeni olan yeşil gözlere baktım. Bizim sınıftaydı demek. Sahra'yla oturduğumuz sıranın bir arkasında Arda'dan sonra sınıfta en iyi anlaştığım ikinci kardeşim olarak Samet ve yanında başta biraz çekinsekte Gay olduğundan dolayı, sonra iyi anlaştığımız için şuan hiçte garipsemediğimiz Mesut, bizim deyişimizle Müjgan.

Bir arka yani en arkada ise tek boş yer olduğu için yeşil gözlü oturmuştu.

Samet her zamanki gibi telefonla oynadığı oyuna sinirlenerek söylenirken, Müjgan ay alışkanlık işte Mesut ise bizim geldiğimizi görünce elindeki telefonu bize dönderip adını bile bilmediğim kaslı, esmer, yabancı bir model gösterip
"Allahım şu kaslara bak yaa. Çok sexi dimi kızlaaar?" dedi kızların som hecesini uzatarak. Biz Sahra'yla gülmemek için şekilden şekile girerken Mesut
"Analar neler neler doğuruyor bee" dedi inceleştirdiği sesiyle ve iç çekerek
"Malesef analar senin gibileri de doğuruyor" dedim sadece Sahra'nın duyabileceği bir sesle .

Sahra kahkaha atmamak için kendini zor tutarken sıramıza oturduk. Sahra'nın kulağına eğilip
"Annesi böyle olduğunu bile, kızım yok diye üzülmez artık." dedim. Sahra
"Sus çarpılacaksın dalga geçme" dedi. Gülerek yine her zaman ki gibi geyik yaparak hocanın gelmesini bekledik.

Ders matematikti. Derya hocanın gelmesiyle ayağa kalktık. Her zamanki gibi neşeyle sınıfa girdi ve kısa bir selamlaşmadan sonra oturduk. Bugün sınıfın kızları çikolata şelalesine düşmüş gibi ağızları sulana sulana yeşil gözlüye bakıp fısıldaşıyolardı. Sanki ömürlerinde hiç erkek görmemiş fallikler. Hep bu gibi kızlar yüzünden adımız çıkıyor. Hem cinslerim ama bu hareketlerine ben bile fesatlaşıyorsam erkekler ne diyordur Allah bilir!.

"Derin Soylu"
Hocanın ismimi söylemesiyle kendime gelip
"Buradaa" dedim. Daha sonra
"Deniz Başaran" dedi. Yeşil gözlü
"Burda" deyince herkez en arkaya bakmaya başladı. Ben hariç tabi, ne bakacam be ona.

Kendini tanıttıktan sonra oturdu ve Derya Hoca ders anlatmaya başladı. Öğle arasına kadar dersler hızlıca geçti. Biz yine kurt gibi acıkmıştık. Bir ders önceden siparişini verdigimiz dönerleri aldık ve hiçte kibar olmayan bir şekilde yemeye başladık. Her zamanki gibi ilk önce Arda bitirdi. Sahra gibi kibar bir kız bile döner-şalgam görünce dayanamıyordu. Ay birde bol acılı olunca resmen kendimizi kaybediyorduk. Altımızda başka şehirlerde olsak bile daha biz söylemeden Adanalı olduğumuz anlaşılırdı.

Öğle arasından sonraki dersler de hızlıca geçerken Deniz'in etrafında kızlar sürüsü çoktan dolmuştu. Ama o tipinin aksine, bizim hem çok taş hem de çok yavşak olan Ceyda'ya bile pek yüz vermiyodu, kızların sorduğu sorulara kısa kısa cevaplar verip kestirip atıyordu.

Son zilde çalınca Alev'le beraber metro durağına yürümeye başladık. Metro geldi bindik ve ben durağımda indim. Her zaman ki gibi ara sokaklardan yavaş yavaş ilerlerken telefonum çalmaya başladı. "Pampam" yazısıyla gülümsedim, arayan Sedef'ti. Bazen korktuğunda benim yatağıma geldiği için böyle kaydetmiştim. Telefonu açtım
"Pampa n'aber?" dedim sırıtarak
"Derin nerdesin?" dedi. Sesi sinirli geliyordu.
"Yurda geliyorum. Ne oldu?" dedim.
"Bizim okulun üst tarafında ki üst geçitin oraya gelsene acil" dedi sinirle.

"Anladım. Bu sefer kim?" dedim. Anlaşılan kavga vardı. "Oruspulardan biri, geliyor musun?"
"Tabi ki geliyorum. 5, bilemedin 10 dakika sonra ordayım. Eğer bensiz başlarsan arada seni de döverim."
"Tamam, çabuk ol " dedi.
"Tamam" diyip kapattım ve koşmaya başladım. Uzun zamandır kimseyi yolmuyorduk. Sedef'le iyi olacak bu bizim için. Normalde öyle kavga çıkaracak kız değildir ama o okulda adamın damarına basıyorlar, ben olsam okuldan atılırım herhalde. Hızla oraya gittim. Sedef bizimkileri de toplamış orda bekliyordu. Bende gelince 8 kişi olduk.
"2 dakika sonra karşı taraf 10 kişiyle üzerimize yürümeye başladı. Hiç öyle konuşup anlaşma, laf sokmak ile zaman harcamadan direk giriştik.

Karşı taraf full Çömez olduğu için, bizde 11, 12 olduğumuz içi açık ara farkla dövüyorduk tabi.

Sarı saçlı yellozun birinin saçlarını elime dolayıp yerden yere vurduğum halde "Oruspuu" demeye devam ediyordu ve bu beni daha çok sinirlendiriyordu.
"Sen kime oruspu diyon faişe, sürtük, kaltak, önce bir kendine bak" diyip kızın karnına tekme attım. O yerde kıvranırken etraftaki insanlar bizi izliyordu. Sedef meslek lisesinde okuduğu için ve bu kızlarda sürtük olduğu için bol bol kavga etme şansım oluyordu. Tam başka bir kızı yolmaya başlamıştım ki uzaktan polisin siren sesleri duyulmaya başlamıştı. Polis gelse de asla kavgayı bırakıp kaçmazdık. Tam kaldığım yerden devam ederken birden havalandım, "N'oluyor lan!?" diye bağırdım, yüzünü bile görmediğim bir erkek beni omzuna almıştı.

Önce polistir diye düşünmüştüm ama arka sokağa doğru koşmaya başlayınca
"Kimsin lan sen?" dedim cevap gelmedi.
"Kesin o oruspulardan birinin sevgilisisin. Araya erkek soktular haa sürtükler yiyorsa sen git sevgilin gelsin!" dedim aynı zamanda çırpınıyordum, çırpınmayı bırak debeleniyordum ama bırakmadı kevaşe.

Çocuğa ana bacı sülale küfür ettim. Sesini bile çıkarmadı, arada kahkaha attığını duymamla daha çok sövüyordum ve hala yüzünü görmemiştim. Eğer biraz daha böyle durursam çocuğun kıçıyla kanka olacaktım.

Baya uzaklaştıktan sonra, bizim yurda yakın ara sokaklardan birinde durdu ve beni indirdi .

Deniz'i görmemle şok geçirmem bir oldu. Deniz o yolduğum sürtüklerden birinin sevgilisi miydi?
Yoksa orda başka ne işi olabilirdi ki...

****

💕Inşallah beğenmişsinizdir..
Yorumlarınızı ve oylarınızı lutfen esirgemeyin💕

Sokak KedisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin