Bölüm 2: Yeşil Gözlü

108 17 14
                                    

Merhaba arkadaşlar yorumlarınız ve ilginiz için teşekkür ederim ,hatalarım için özür dilerim keyifli okumalar☺


Canon'un etkisiz hale gelmesiyle sevinsem de dönük, soğuk ve yeşil gözler beni biraz tedirgin ediyordu. Tamam beni kurtarmıştı ama onun Cono olmadığı ne malum diye düşünürken bu söylediğim şeyin saçma olduğunu fark ettim.

Bebe mavisi tişörtü, Jeansı, küpeleri ve künye gibi duran kolyesiyle çok cool görünüyordu, hatta bu sokaklara göre fazla cool! Cidden böyle biri bu sokakta ne arardı ki?

Yeşil gözlerin bana öfkeli bakışlarıyla kendime geldim. Tövbest Allah'ım ya çocuk bana ölümcül bakışlar atıyor ve benim düşündüklerime bak.

Aklımda ki düşünceleri dağıtıp, kendime geldim.
"Teşekkür ederim" dedim. Bu kibarlıkta neydi böyle bende ki.
"Kız başına neyine güveniyon da elinde çakı olan Cono'ya bulaşıyon" dedi dışında ki babyface havasını öldürerek içindeki Meslek Conosunu dışarı çıkardı. Çocuğa bak bee..
"Ben kendimden başka kimseye güvenmem" dedim sinirlenerek.
"Kendine de fazla güvenme o zaman" dedi. Neyin havasını yaşıyordu lan bu piçoz.

Cevap vermeden arkasını döndü tam bir adım atacaktı ki yarı baygın olan Cono kolundan tuttu ve elinde ki çakıyı tam saplayacaktı ki kaldırdım taşı sağ olsun. Daha sert bir şekilde indirdim kafasına ve hemen yere yığıldı.

Az önceki sinirli yeşil gözler yerini şaşkınlığa bırakarak bana bakmaya başladı. Bana söylediklerine misilleme yaparak "Yarı baygın Conoya arkanı döndüğüne göre ya güvendiğin birşey var ya da kendine fazla güveniyorsun. Bence fazla güvenme" dedim. Ve arkamı dönüp Oscar ödülü almış bir havayla yürümeye başladım.


Tamam beni kurtarmış olabilirdi ama "Derin Kuralları 1.Madde de olduğu gibi her ne olursa olsun asla kendini ezdirme. Sonuçta o buna artistlik taslama hakkı vermez"

****

Metro durağına geldiğimde metronun gelmesine 1 dakika vardı. Yavaş adımlarla en son merdivenin oraya gittim ve metroyu beklemeye başladım. Her zaman ki gibi en son vagona binecektim. Alev'le her sabah bu vagonda buluşuruz. Alev bizim grubun en deli dolu, yaramaz kızıdır.

Bizim grup; Alev, Çiğdem, Merve, Sahra ve Arda. Hepimizin ortak noktası Fen Lisesi'nde ki inek öğrencilerden farklı olarak hem en başarılı hem de en yaramaz öğrencileri olmamız. Hepimiz en az bi kere disipline gitmişliğimiz vardır. Ama derste ki başarılarımızdan dolayı hiç ceza almadık.

Arda, nasıl oldu valla biz de bilmiyoruz ama grubumuzda ki tek erkektir. Tam bir esmer yakışıklısı ve 18 yaşında olmasına rağmen hayvan gibi göğüs kasları vardır ve doğal olarakta hayvan gibi yemek yer. Bir nevi bize ağabeylik yapar, ama diğer kızlara hiçte ağabeylik niyetiyle yaklaşmaz. Kendisi azıcık piçtir de diğer kızlara karşı.

Alev, deli dolu yaramaz bir kızdır ve cok iyi sokak dansı yapar. Sokakta istediği gibi hareket eder , kimseyi takmaz ve diğerlerimizde de olduğu gibi ağzı birazcık bozuktur.

Çiğdem, kahverengi saçları, ela gözleriyle bir de büyük göğüsleriyle dikkat çeker. Çok güzel roman havası oynar ve laf dalaşında üstüne kimseyi tanımam.

Merve ise zavallım grubumuzun aşk böceğidir. 2 yıldır bir ilişkisi var. Meslek Conosu Murat'la. Onu asla küçümsemiyoruz ama kişilik, karakter olarak Mervemize yakıştırmıyoruz. Ama Merve onu sevdiği için saygı gösteriyoruz.

Sahra ise grubumuzun hem esmer güzeli hem de rahibesidir. Benim de bitter çikolatam. Çok güzel bir kız olmasına rağmen hiç sevgilisi ve konuştuğu birileri olmadı. Çünkü doğru kişiyi arıyor.

Alevmetrodan indikten sonra okula doğru yürümeye başladık.

Okulumuz oldukça büyük ve guzel bir görüntüye sahiptir. Tabi bu görüntüde zengin velileri olan öğrencilerin büyük katkısı var. Normalde bir devlet okulu bu kadar olamaz Fen Lisesi olsa yine...

Spor salonu, yüzme havuzu ve oldukça büyük bir kütüphanesi var. Doğal olarak en çok kütüphanesi ilgi görüyor. Spor salonu ve yüzme havuzu da kullanılıyor ama çok sık değil. Basketbol, voleybol ve futbol takımımız var ama okul içinde öyle yarışmalara falan katılmazlar.

Okulumuzun bahçesi ise oldukça büyük, bir kısmını kafeterya ve küçük botanik bahçemiz kapsıyor. Okulun arkasında ise oldukça büyük bir otopark var. Zengin öğrenciler olunca arabaları da oluyor doğal olarak.

Ama hiç öyle zengin fakir ayrımı yok. Okulun bu yönünü seviyorum.

Alev'le merdivenlerden yukarı çıkarken kafamı birşeye çarpmanın etkisiyle yüzüm buruşurken
"Önüne baksana bee" diyip kafamı kaldırmamla yeşil gözleri görmem bir oldu. Ne yani? Yeşil gözlü, bizim okula yeni gelen çocuk muydu?

******

Umarim beğenmişsinizdir💕 Oylarınızı ve yorumlarınızı esirgemeyin lütfen...😄💕

Sokak KedisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin