8.Bölüm

52 13 1
                                    


Colton dixon-more of you


- - - - - - - - - - - - -






Arsel arabayı sürerken, bende kulaklığımı telefona takıp colton dixon-more of you dinlemeye başladım. Bu şarkıyı çok seviyordum. Yanlız adamda çok tatlıydı. Neredeyse bütün şarkıları var bende. Kafamı cama yaslayıp yolu izlemeye başladım. Yolu izlerken birden gözümün önüne arenin yüzü geldi. Saçları güzeldi. Vücududa fena sayılmazdı yani...tamam kabul baya iyiydi. Ama gözleri...en güzel gözleriydi...aman ne diyorum ben. Yine düşüncelerimi işgal etti pislik ego yığını!. Araba durunca düşüncelerimden sıyrıldım. Kulaklıklarımı çıkarıp, telefonla beraber cebime koydum. Gelmiştik. Bu barı seviyordum, dolunayda seviyordu. Zaten burayı dolunay keşfetmişti. Arabadan inip bara doğru ilerlemeye başladık. İçeri girdiğimizde, ne çok nede az kişi vardı. Eceyi kolundan tutup herzaman oturduğum masaya çekiştirdim. Dolunayla arsel ayrı bi masaya gittiler. Masaya oturduğumuzda, eceye soru sormaya başladım.

"Sen niye benim mesajlarıma cevap vermiyosun!?"

Deyip gözlerimi kısarak eceye baktım. Ece yerinde kıpırdanıp.

"Sen bana mesaj attığında merdivenlerdeydim, dışarı çıkınca seni gördüm. Bende cevap verme gereği duymadım"

Dedi. Ardından

"Hem zaten dalıp gitmiştin, cevap versemde göreceğini pek zannetmiyorum"

Dedi. Bende düşünmüş gibi yapıp "doğru"

Dedim. Güldük. Ecenin gülüşü yavaşça tebessüme dönüştü. Bu kızda birşeyler vardı. Şimdi öğreniriz nedenini. Tek kaşımı kaldırarak.

"Başka bişey olmadığına eminmisin?"

Dedim. Gözlerini kaçırıp.

"Ne olcak ya sadece herzamanki sakarlıklarım"

Dedi. Ahha!. Merdivenlerde bişey olmuştu. Ona 'dökül bakalım' bakışımı attım. O da dayanamayıp.

"Tamam. Anlatıcam ama bana öyle bakmayı kes"

Dedi. Kıkırdadım ve merakla.

"Anlat noldu?"

Dedim. Etrafına bi göz gezdirdi ve tekrar bana döndü.

"Ben merdivenlerden inerken inerken son basamakta ayağım takıldı. Ben tam yere yapışacakken, birisi beni kolumdan tuttu çekince bi çocukla yüz yüze geldim. Kahverengi gözleri çok güzeldi. Çok tatlıydı"

Dedi. Benim ona bakarak sırıttığımı görünce kendini toparlayıp.

"Ya-yani şey çocuğun gi-gideri vardı yani. Fena değildi de-demek istedim"

Diye kekeleyince gülmeye başladım. Kendimi durdurduğumda sırıtarak.

"Eee sonra noldu?"

Gözlerini kısarak bana baktıktan sonra.

"Biraz bakıştık, sonra ben ona teşekkür ettim. O da 'önemli değil vazifem' dedi"

Dedi. Ece olanları anlatırken kendi kendine sırıtıyordu. Sanırım çocuktan etkilenmişti.

"Sonra bana adını söyledi ve adımı sordu. Bende söyledim. Bizim apartmanada yeni taşınmışlar. Bende kendi kendime 'böyle taş bi çocuğu bizim apartmanda oturduğu halde nasıl görmedim' diye yiyodum"

Dedi. Bende

"Eee bu kadar mı?"

Dedim. Ece gözlerini devirip.

"İşte tanıştık el sıkıştık falan derken, dolunay mesaj atınca tekrar teşekkür edip sizin yanınıza geldim"

"Peki çocuğun adı neydi"

Dedim merakla. Ece sırıtarak

"Can"

"Hadi hayırlısı artık "

Dedim. Ve sırıtarak ecenin sırtına vurdum. Ece gözlerini devirdi, arkamda biryere bakıp sırıtmaya başlayınca, merak edip arkama baktım. Fakat ecenin sırıtmasına neden olacak bişey göremedim ve

"Neye gülüyon kızım. Sonunda delirdin galiba"

Dedim. Bana bakarak cıkladı ve

"Hayır daha değil ama...sen bunu görünce delireceksin"

Dedi. Eceye 'malmısın' bakışlarımı atarken yanıma kayıp, bana eliyle bir yeri işaret etti. Ecenin gösterdiği yere bakınca, arenin bi kızla konuştuğunu gördüm. Aren kıza bişey söyleyince kız gülmeye başladı. Kız kumraldı. Uzun boyluydu ve kilosu yerindeydi. Bu sefer kız arene bişey söyleyince aren gülmeye başladı. Bu çocuk bu kadar tatlı gülüyomuydu ya...aman! Ne diyorum ben ya!!. Ne hali varsa görsün. Eceye dönüp,

"Banane bundan. Hem sinirlenme konusunda haklısın. Şuan çok sinirliyim"

Deyince otuz iki diş sırıtarak.

"Ne o. Yoksa kıskandın mı?"

"Ne kıskancam be o egoisti. Onun varlığı beni sinir ediyo. Görüntü kirliliği oluşturuyo"

Dedim. Ece bana 'bende bunu yedim ha' bakışları atınca.

"Saçmalıyosun şu an ece. Ben o maymun suratlının neyini kıskancam"

Dedim. Ece gözlerini kocaman açarak.

"Töbe de kız valla çarpılcan, çocuğun şu suratına bi bak. Taş vallaha taş"

Deyince alayla kahkaha atmaya başladım. Bikaç kişi bana bakınca, kahkaha atmayı keserek eceye baktım ve,

"Tamam. Belki birazcık yakışıklı olabilir. Ama o kadar, şunun tipine bak ya, meymenetsiz"

Deyince bu sefer o kahkaha attı ve,

"Çarpıldığın zaman sana 'ben sana demiştim' demeyi sabırsızlıkla bekliyor olucam"

"Bide benim en best kankim olcan ya beni tutman gerekiyo. Solunum yerine fotosentez yapan bi hayvanı değil"

Deyince gülmeye başladı. Koluna vurup.

"Gülme be!...bakıyorumda areni çok beğendin herhalde!"

Dedim. Tam arkama bakacakken, ece.

"Yanlış anlama ama aren benim dünya, ahiret 'bacım'!"

Deyince gözlerimi kocaman açarak eceye baktım. O da bana bakınca, kahkaha atmaya başladık. Çoğu kişi bize bakınca, ellerimizle gülüşlerimizi durdurmaya çalışıyorduk, ama olmuyordu. Gülüşlerimiz tebessüme dönüşürken ece eski yerine yani tekrar karşıma oturdu. Bende tekrar arkama baktım. Aren kolunu kızın omzuna atınca keyfimin kaçtığını hissettim. Kız arene bişey söyleyince aren etrafa göz gezdirmeye başladı. Gözleri beni bulunca sırıtmaya başladı. Göz göze gelince arenin bana baktığını anladım. Hemen gözlerimi kaçırarak önüme döndüm. Ece hala sırıtıyordu. Tam bişey söyleyecekken elimle onu susturdum.

"Sakın ağzını bile açma, şuan çok sinirliyim"

Dedim. Ece gülerek, sanki ağzında fermuar varmışta onu kapatıyomuş gibi yaptı. Bu hareketine gözlerimi devirdim. Tekrar arkama baktığımda, aren bana bakıyordu. Bana alay eder gibi el sallayınca, sinirle gülümseyip gözlerimi devirerek önüme döndüm. Şuan sinirden kuduruyordum. Ayağımla ritim tutmaya başladım. O neden burdaydı? Neden ayağımla ritim tutuyordum? Neden bu kadar sinirlendim? Ne yapıyorum ben ya? Yeminlen iyice kafayı yedim. Daha fazla delirmemek için dolunaya baktım. Arselle yan yana oturmuş gülüşüp konuşuyorlardı. Tekrar önüme döndüm keyifleri yerinde gibi görünüyordu. Aklıma gelen şeyle gözlerimi kocaman açarak, tekrar arselle dolunaya baktım. Eyvah!! Tamamen aklımdan çıkmış, arenle arsel aynı mekandalar. Kesin yine kavga çıkacak. Ama olaya ilk önce ben müdahale etmezsem. Dolunayı uyarmalıyım..!








Onun GölgesindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin