1. BÖLÜM

49 4 2
                                    

Artık içinden çıkılmaz bir hal aldı bu durum. Yanıyor içim.Nefes alamıyorum. Acınacak haldeyim. Bakışlarımda bile bir çaresizlik. Yaşamak dert oldu. Uyumak bir yana, duyduğum sesler bile onun adıyla yoğrulmuşken, kulaklarımı sağır eden haykırışlar, geceyi sonsuz bir kış'a çeviriyor. Çok üşüyorum. Ateşli bir hastalık gibi. Kalbimin en orta yerinde bir kanser. Ne yöne baksam, hayalet gölgeler. Tahayyül ederken, bir hançer daha saplanıyor yüreğime. Ağlıyorum çaresiz. Gözlerimden akan bir avuç gözyaşı değil yitirdiğim.Binlerce ferman edildi yüreğimden, atladı uçsuz uçurumlardan.

Bir mucize gerekli benim için

Hayatıma değistiricek.

***

Kulağıma en nefret ettiğim ses gelmeye başladığında elimi komidinin üstüne koyup alrmı duvara fırlattım ve uyumak için arkama döndüm ama ben bugün 12 de merveyle buluşucaktım ya gözümü açıp hemen saate baktım 13.22'mi uf geçen seferde aynısı olmuştu kesin kafamı kırcak ya telefonumdan müzik melodilere gelmeye başladığında mervenin aradığınu gördüm.

"Alo efendim Merve"

"Alo Güneş nerdesin canım bizim evde sorunlar falan çıktıda ben cafeye saat üçte anca yetişirim istersen buluşmayalım"

"yok sorun yok ben seni beklerim"Şuanda benim kadar şanslı olan yoktur bu dünyada aslında Merve iyi kızda bu olay iki kere yaşandığı için bu seferde geç kalırsam Merve beni affetmez.

"ayyy çok teşekkür ederim güneş aa ama dur bir dakika ben seni o kadar bekledim sende beni azcık beklesen kıçın kırılmaz bekle oh olmuş"

"benim iyi niyetli arkadaşım beni düşünmekle çok iyi diyorsun"

"hadi bay bay öptüm."

"görüşürüz canım."dedim ve telefonu kapattım.

Hemen odadan çıkıp banyoya girdim üstümü çıkardım sıcak suyu açıp duş kabinine girdi

Kabinden çıkıp havluyu vücuduma sarıp odama geçtim altıma dizimin üstünde kot pantolon üstüme lacivert askılımı giydim saçımı havluyla kurutup aynanın karşısına geçtim saçlarım doğal açık kumraldı belime kadar.Gözlerimi çok seviyorum çünkü anneminkiler gibi büyük ve deniz mavisi rengindeler. Odadan çıkıp kapıyı yönelip lacivert konverslerimi giydim.Eden koşarcasına çıktım yokuştan aşağı durağa koşarken bağcıklarıma takılıp tepe takılıp oldum.Kafamı yerden kalkıp dizime baktım soyulmuş kan akıyodu uff bide bu çıktı başıma elimi silkeleyip ayağa hızlıca kalktım.Kafamı çok sert bir şey çarptı

"Taş mu yağıyo lan"

"Galiba"Kafamı yukarıya doğru kaldırdığımda bir çift kahverengi göz ince uzun burun kıvrımle dolgun pembe dudaklar kızların peşinde koşturcak birde surat."Bana biraz daha böyle bakarsan korkmaya başlıycam"diyip sırıttı karşımdaki meteor"Ah ben şey birden karşımda seni görünce şaşırdım korkma bişey yapmam"diyip mal gibi sırıttım ne diyom lan ben "Neyse ben Murat, düştüğünü görünce yanına geldim kötü düştün iyi misin"deyip elini uzattı "Yok o kadar canım acımadı bende Güneş tanıştığıma memnun oldum"deyip elini sıktım Allahım elleri ne kadan da güzel ya bide benimkine bak yıpranmış kuru ve cılız.Aklıma merve gelince hemen "Ben geç kaldım gitmem lazım"diyip durağa koşmaya başlıycaktım ki kolumdan tutup beni durdurdu Murat napıyo lan beni kaçırıp 652 yerimden bıçahlayıp tecavüz edip vucudumu 4e bölüp yakıcakmıydı lan yazık yazık bende seni dost zannetmiştim be."Ne dedin anlamadım çok hızlı konuştun ben bağcıkları bağla yine düşme diye tuttum seni"dedi lan ben sesli mi düşündüm iyiki bir bok anlamdı çoçuğunda günahını aldım. Murata baktığımda yere eğilmiş bağcıklarımı bağlıyordu."Teşekkür ederim ama ben bağlardım"dedim

MUCİZEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin