4. Bölüm: BADE

115 46 13
                                    

Multimedia: ALYA

Hislerimde hiç yanılmam. Zaten düşüncemin hâlâ arkasındayım. Ciddi ciddi izleniyordum. Bunun üzerine yemin bile edebilirim. Ama ne oldu?
Eski pembe dizilerde olduğu gibi kedi çıktı. Bu ne böyle ya?

Eve geldim. Annem uyuyor, babam çalışma masasının ucunda sözde dinleniyor ama yüzde yüz uyuyor. Ben deseniz gözüme uyku giremiyor. Insan hırsızlık yaptıktan sonra gözüne otomatikman uyku girmiyor. Gören de gözümde cin yaşıyor zannedecek. Bu ne uykum Amerika'ya kaçtı...
Kızlar ne yapıyor haberim yok.
Aslında ışıkları yanmıyordu.
Şimdi o kurbağa Ejder bana dünyanın en uzun paragrafını yazmış olabilir. Okumak saatler sürer. O yüzden boş verdim.

Kendimi; o beyinimi kullanarak uyumaya zorladım ve yine yaptığım gibi olanları unuttum.

Yani belki de ben öyle sanıyorum.

***

"Bade, karamelim uyan kızım. "

"..."

"Hadi ama kızım."

"..."

"Kalk kız! Okula bi' yetişeme o on metre topukluyu yersin kafana!"

Evet canlar...
Annem ve benim kalkma seansım...

Kahvaltımı yaptım. Çantamı koluna taktığım gibi aşağı katın merdivenine yöneldim.
Spor ayakkabımı giyerken sağ omzuma biri çarptı.

"Önüne baksana be!"

"Pardon bilerek oldu. Kasten yaptım."

"Ukala şey seni sabah sabah hiç çekemem! Git işine!"

Suratında ukala bir sırıtış tavana baktı. Tekrar bana döndüğünde kahve gözleri iri iri parlıyordu. "Aslına bakarsan dikkatini çekmek için yapmıştım. Bakıyorum da bunu başarmışım."

Umursamadan ve ayakkabımı yere sürte sürte aşağı indim.

Zile her zamanki gibi uzun süre bastım.
Açan yok...
Yanımdan ukala çocuk geçerken durdum. Yani beni yanlış yargılamasını istemem ama...

Yüzünde yine ukala bir sırıtış, elini; önüne uzanmış olan saçlarına götürdü. Bembeyaz dişleri ile kocaman gülüşü hâlâ yüzündeydi.

"Biraz somurt lan! Yüzün yırtılacak! "

"Bana gülmek yakışıyor..."

Ben tekrar kapıya yöneldim. Çalıyorum açan yok. Artık kendime hakim olamayıp kapıyı tekmelemeye başladım. "Senin haberin yok..."
Şaşırmış taklidi yaptı. Ama ben bilirim bu ukalayı. Yine dikkatimi çekmeye çalışıyor aklınca...

"Herhalde biliyorum. Farkındaysan ben de bu apartman da oturuyorum. Burada her şey benden sorulur..." Elim belimde ona döndüm. Inanmamış yüz ifadesi. Havada ukala Bartu kokusu ve itici bir ses tonu.
Sabah sabah çok iyi geldi valla!

"Madem biliyorsun... Şu an burada değil de hastanede olsan diyorum. Arkadaşın için...
Mesela ben şu an oraya gidiyorum. "

Hastane mi demişti o? Yoksa ben mi yanlış anlamıştım? Kızlar kapıyı zaten açmıyor. Akşam ışıkları da yanık değildi. Ve ben burada bu ukala ile laf dalaşına giriyorum.
"Hangi hastane? Kime ne olmuş? Saat kaçta gittiler? Nasıl olmuş? Cevap ver!"

Sinirden ve şoktan duvara yaslandım. "Hastanelik olay var ve sen gelmiş ukala ukala sırtıyorsun! Git başımdan!"derken ayağa kalkmış apartmanın çıkışına varmıştım. Alya'nın motoruna atladığım gibi ana yola çıktım. Elvin'i aradım açmadı. Berra ikinci çalışta açtı.

NÖTR ATOMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin