17. Bölüm: BADE

29 22 0
                                    

Uçak Ankara'ya iniş yapatığında derin bir nefes aldım. "Midem fena bulandı." Elvin'e baktım. "Bana öyle bakma."

"Anlayacaklar..." Gülüştük. "Şimdi iyi misin?"

"Evet... Ve sanırım uçak korkum geçti." Yanağından makas aldım.
Aniden aklıma gelen soru ile irkildim.

"Elvin?"

"What dedin gülom?"

"Tablo nerde? Yangında yandı mı yoksa?"

"Evde. Ejder Bey daha istemedi." Kafamı aşağı yukarı salladım.

Babam iki tane taksi tuttu ve otogara ilerledik. Lina uçaktan indiğimizden beri tek kelime konuşmamıştı. Onu konuşmaya teşvik etmiştim ama o sadece bana üzgün gözlerle bakmayı tercih etmişti.
Takside ön koltuğa oturmuştum. Elvin, Lina ve Berra arka koltuğa geçmişti. Alya'yı yine satmıştık.

Taksi otogara girince indik. Babam yanımıza gelerek ücreti ödemişti.
Yanağımdan öperek koluma girdi. Bende başımı omuzuna koydum. Babamla uzun zamandır adam akıllı oturup, konuşmamıştık. Bu canımı sıksada kafama takmamaya çalıştım. Gülümsemem ve mutlu olmam gerekiyordu. "Nasılmış bakalım babasının tek göz ağrısı?"

"Iyimiş babasının tek göz ağrısı." Babam beni annemlerin yanına bırakarak bilet almaya gitti. Lina'nın yanına gidip oturdum.

Saçlarını parmaklarıma dolamaya başladım. Aslında bu hareketime karşılık saçımı çekmesi ve bana kızması gerekiyordu. Omzumu bilerek omzuna çarptırırken, "Ne oldu? Iyi misin?" Dedim.

"Ha? Evet... Dalmışım."

"Durduk yere?" Gözlerini benden kaçırdı ve başını çevirdi. "Lina!" Elimi çenesine koyup bana bakmasını sağlarken benden kurtuldu. "Bana bak!" Yüzünü bana çevirdi.
Ağlıyordu.
"Ne oldu sana?" Rimeri akmıştı. Gözlerinin altı simsiyah olmuştu.

"Bade." Kollarını boynuma doladı. "Ben iyi değilim." Bende karşılık olarak ellerimi beline koydum. "O... O ölmüş Bade. Ölmüş!" Onu hafifçe ittim. Yüzüne bakmaya başladım.

"Kim? Kim öldü Lina?!" Başını öne eğdi. "Cevap versene? Kim öldü?"

"Erkek kardeşim... Annem az önce aradı... Dün akşam... Araba çarpmış." Ağlaması hıçkırıklara dönüştü. "Ölmüş... Tamam. Onu hiç tanımadım. Yüzünü bile fotoğraflardan gördüm ama... Ama o benim üvey de olsa kardeşimdi Bade. Kardeşimdi!" Ona sıkı sıkı sarıldım. Buna ihtiyacı vardı. Yanında birinin olduğunu hissetmesi lazımdı. Kimse yalnız kalmayı hak etmezdi. Kimse tek kalmaz istemezdi.

Ağlarken başını yaslayacak bir omuz arıyor insan.
Elleri karın ayazında donarken, onu ısıtaca başka bir el istiyor insan.
Mutluluğunu, kederini paylaşabileceği başka bir ruha muhtaç insan.

Insan yalnız olmamalı.
Insan yalnız kalmamalı.

"Şimdi daha iyi misin?"

"Evet... Daha altı yaşındaydı. Daha çok küçüktü."

"Biliyorum... Biliyorum." Alya bizi görünce koşarak yanımıza geldi.

"Bade? Hadi. Otobüs kalkıyor." Kafamı tamam anlamında salladım. Alya üzgün gözlerle Lina'ya baktı. Anladığım kadarıyla olan biteni biliyordu. Elvin ve Berra da bizi gördüğü halde yanımıza gelmemişti. Anlaşılan onlarda biliyordu.
Neden en son ben öğreniyordum ki?

Ben Lina ile yanyana oturdum. Onunla durmak istemiştim.

Molalarla beraber geçen on saatin ardından akşam sekizde Antalya'daydık. Yolun çoğunu uyuyarak geçirmiştim. Doğru düzgün yemekte yiyememiştik. Otobüste televizyon olduğu için pek sıkıldığım söylenemezdi.

NÖTR ATOMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin