14

3K 135 34
                                    


Kaloriferin yanında boş boş dışarıyı izlerken birinin dürtmesiyle kendime geldim. Öykü 32 diş yanımda bana sırıtırken kendimde ona karşılık verecek gücü bulamıyordum. O yüzden sadece tebessüm etmekle yetindim.

"Ne oldu yine?" deyip o da benim gibi bacaklarını kalorifere dayayıp yüzünü bana çevirdi.

Sadece omzumu silktim. Ne diyebilirdim ki, Çağan beni sevmiyor bu yüzden ölmek istiyorum mu?

"Söyle işte Beste ne oldu?" 

Israrları bende kusma isteği yaratırken yüzümü ona döndüm.

"Gerçekten bir şey yok, her zaman ki şeyler işte." deyip kestirip attığımda güldü.

"Sen hala şu Çağan'dasın dimi? Aman neyse boş ver onu ya bak sana ne anlatacağım." dediğinde tepki vermedim.

"Dün Cenk'le tam 5. ayımızı doldurduk ve bana yaptığı şeyi görsen inanamazsın! Bunun yakın arkadaşı beni oyuna getirdi, sahilde buluşmamız gerektiğini çok önemli olduğunu falan söyledi. Bende kabul ettim ve gidince ne göreyim, her yerde güller vardı Beste o kadar güzeldi ki..." 

Tek solukta anlattığı şeylerin sonucunda dışarıya boş boş bakmakla yetinmiştim. Artık birileri adına sevinmekten fazlaca yorulmuştum. Onlar için sevinen bir sürü insan varken benim sevinmeme pek de ihtiyaçları yoktu zaten.

"Ee bir şey demeyecek misin? En azından bir tepki verseydin?" Öykü yanımda yarı üzgün yarı sinirli bana bakarken ona döndüm.

"Çok uykum var Öykü sonra konuşalım olur mu?" deyip tekrar dışarıya baktım.

 Yanımdan gitmesi 1 saniye bile sürmemişti.

-

Okuldan çıkışta kızlarla yürüyerek gitmeye karar vermiştik. Servis şoförünü arayıp haber verdiğimde biraz mırın kırın etse de genelde emrivaki yapmadığımdan sesini çıkarmadı. 

Rüzgardan dolayı sürekli gözümün önüne gelen saçım beni rahatsız etmeye çalışsa da rahatsız olamayacak kadar ruhani açıdan yorgun hissediyordum. Belki biraz yürüyüş iyi gelir diye düşünerek beni peşleri sıra sürükleyen kız arkadaşlarımı kırmayıp tekliflerini kabul ederken ne düşünüyordum bilmiyorum. Bir an önce eve gidip canım yatağıma kavuşmak istiyordum. 

Telefonum cebimde titrediğinde Onur'dan mesaj geldiğini gördüm.

"Neredesin?" 

Parmaklarım klavyenin üstünde hareket ederken sürekli yüzüme gelen saç tellerim sayesinde bir çok kelimeyi yanlış yazıyordum. 

"Deniz, beklesene iki saniye." diyerek Deniz'in kolunu tuttuğumda diğer kızlarda durdular.

"Ne oldu?" Elimdeki telefonu gösterip salladım.

"Mesaj yazamıyorum rüzgar görmemi engelliyor." dediğimde gözlerini devirdiler.  Ardından birbirlerine bakıp pis pis sırıttılar .

"Manita mı?" dediklerinde gelişigüzel kafamı salladım. Onur'un eş cinsel olduğunu ve aramızdaki bu şeyin sahte olduğunu Onur ve ben haricinde kimse bilmiyordu.

"Selam söyle eniştemize." Pınar kıs kıs gülmeye devam ederken içimden kahkahalar atıyordum. Herkes bir sevgilim olduğunu sanıyordu hemde yakışıklı olanından  ama durum çok çok farklıydı. İnsanlar bir sevgilim - yakışıklı olanından- olduğu için benim şanslı olduğumu falan düşünüyor olmalıydılar. Olayın iç yüzünü bilselerdi bana acıyan bakışlarla bakıp ne kadar da ezik biri olduğum hakkında dedikodumu yaparlardı ya da direkt yüzüme söylerlerdi. Evet bazen yüzüme söyleyebilecek potansiyelde olanlar çıkabiliyordu.

Şişman KızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin