1

14.6K 431 303
                                    

 Sabah 6.00 ' da alarm çaldığında oflayarak sıcacık yatağımdan kalktım ve banyoya girdim. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra dişlerimi fırçaladım ve  aynada saçlarımın yağlı olup olmadığına baktım.

Aslında yağlı değildi ama ben yine de kendimi rahatsız hissedeceğimi bildiğimden dolaptan kuru şampuanı çıkardım ve çalkalayıp saç diplerime sıktım. Biraz da ellerimle şekillendirip düzelttim ve aynaya baktım. Bugünlük idare edebilirdim.

Banyodan çıkıp annemin yanına, yatak odasına  gittim ve yavaşça dürttüm.

'' Anne. '' Gözlerini açıp bana baktı.  ''Saat kaç? '' deyip gözlerini ovuşturduğunda yan tarafa dönüp saate baktım. '' 6 ' yı çeyrek geçiyor. Okul formamı ütülemiş miydin? '' diye mırıldandığımda bir süre düşünüp uykulu bir şekilde konuştu '' Evet ütülemiştim. Dolabında asılı duruyor. Kahvaltını okulda yaparsın ben uyuyacağım. '' deyip sırtını döndü ve yarım kalan uykusuna devam etti. 

Sıkıntıyla bir nefes verdim ve giyinmek için yatak odasından çıkıp kendi odama gittim. Dolabımdan formamı çıkarıp yatağın üstüne attım ve üstümdeki pijamaları çıkarıp yerine formaları giydim. Kitaplığıma yönelip ders programına baktım ve gerekli kitapları çantama koyup fermuarını çektim. 

Kitaplığın çekmecesinden meyveli sakız çıkardım ve açıp ağzıma attım. Dişlerimi fırçaladıktan sonra üstüne meyveli sakız çiğnediğimde ağzım çok güzel kokuyordu. Ve ağzımın güzel kokması demek benim için rahat bir gün demekti.

Takıntılı olduğumu düşünebilirsiniz. Çünkü öyleyim. Saçlarımın yağlı olmasından, ağzımın kötü kokmasından ve lekelerden nefret ederdim. Ve bunlardan biri olduğunda o gün bana zehir gibi geçerdi. 

Salona geçip masanın üstünde duran harçlığımı aldım ve çantamın ön gözüne yerleştirdim. Saate baktığımda 7' ye 15 vardı. Hemen üstüme parfümümü sıkıp kapıyı açtım ve ayakkabılarımı giydim. Çantamı da omzuma atıp kapıyı arkamdan kapattım ve binadan çıktım.

Servisin biraz ileride beklediğini görünce adımlarımı hızlandırdım. Servise bindiğimde her zaman ki yerime oturdum. 

'' Günaydın. '' '' Günaydın. '' Şöförle birbirimize günaydınlarımızı ilettik ve yola koyulduk. 

Çantamdan Mp3' ümü çıkarıp dolaşmış kulaklığımı çözdüm ve kulağıma takıp camdan dışarısını izlemeye başladım.

 Okula yanaştığımızda Mp3' ü cebime koydum ve servis durduğunda ayağa kalkıp servisten indim. Başımı yukarı kaldırıp baktığımda bana gülümseyen Zeynep' i gördüm. El sallayıp gülümsedim ve yanına gitmek için okuldan içeri girip merdivenleri çıktım. 

'' Hırkana bayıldım Beste. '' Zeynep' in yanına geldiğimde söylediği ilk şey bu olmuştu. 

'' Sağol. '' deyip gülümsedim. Koluma girip benimle sınıfa kadar eşlik etti.

'' İnanmayacaksın sen şimdi bana ama yine de söyleyeceğim ben. '' dediğinde hiçbir şey anlamadığımı belirtircesine kaşlarımı kaldırdım.

'' Ne oldu? '' diye sorduğumda bana üzgün bir şekilde baktı. 

'' Seninki eski sevgilisiyle yeniden barışmış. Dün caddede dolaşırken gördüm, birbirlerine sarılıyorlardı. '' 

Benimki. Esmer, uzun boylu, yapılı, siyah saçlı, kahverengi gözlü çocuk. Çağan. Bir bakışıyla günlerce mutlu olmamı sağlayabilen üstün yetenekli yaratık.

'' Beni ilgilendirmez. Ne mutlu onlara. '' dediğimde Zeynep gözlerini devirdi. Sınıfa geldiğimizde cantamı sıraya fırlatıp yerime oturdum. Zeynep' te yanıma oturdu. Servisle geldiğimiz için okula en erken biz geliyorduk, yani sınıfta kimse yoktu. Henüz.

Şişman KızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin